BULUŞMA

607 51 6
                                    

Hızla koşup duvarına yaklaşırken Eren tırmanması için yardım etti. Duvardan atlayan Buse kapıyı açtıktan sonra oda içeri girerken ikisi de olduğu yerde binaya baktı. Sessizce içeri girip etrafı incelediler, üst kata çıktılarında sağ tarafta onları büyük bir kantin karşıladı.  

-Şurada bir şeyler bulabiliriz.

Yanlarından geçtikleri sınıfları tek tek kontrol ederek ilerlediler. İki bölmeden olan kapı kilitliydi, bıçak yardımıyla zorlansalar da açmayı bir şekilde başardılar. İçeri girip kapıyı kapattıkları sırada karşılaştıkları manzara ikisinin de hoşuna gitti. Her şey yerli yerinde duruyordu. Dolaplar açık durumda jeneratörler çalışıyordu. Kapının yanında duran boş dolabı arkasına dayadıktan sonra sandalyelerle bir barikat oluşturup yatmak için yer ayarladılar. Yan yana koydukları masalar uyumaları için yatak görevi görecekti. Yanlarına sıralı olarak dizdikleri sandalyeler ise düşmeleri durumunda onları koruyacaktı. Yerleri yaptıktan sonra tezgahın arkasına geçen Eren dolabı ve tezgah altlarını kontrol etti. Eski zamanlarda ki gibiydi her şey. Karınları açtı, güneşlikler çekilmiş yanan ışık dışarıya geçmiyordu. Buse'nin de yanına gelmesiyle kendilerine bir şeyler hazırlayıp boş masalara geçtiler. Dolaptan aldıkları soğuk kolaları yudumlarken hazzı eskisi gibi yaşayabiliyorlardı. Hamburgerinden aldığı ısırığın ardından

-Bir daha yiyebileceğimi asla düşünmezdim dedi Buse.

-Bende öyle, iyi geldi ama.

-Jeneratörün hala çalışmasına şaşırdım. 

-Yedek jeneratör olmalı. 

Yemeğin tadını çıkardıktan sonra kalkan Eren dolabı incelerken gördüğü pudingi çıkardı. 

-Bir daha fırsatımız olmaz, sever misin ? 

-Şaka mı yapıyorsun ? En sevdiğim tatlı. 

O masaya getirirken Buse'de tezgahtan kaşık aldı. Yemeklerin ardından tatlılarını da yediler. Ortamın tam anlamıyla tadını çıkarıyorlardı, birbirlerine şakalar yapıyor keyifli konulardan bahsediyorlardı. Tatlının ardından Buse duvar dibinde ki langırtı gösterip 

-Ne diyorsun ? dedi.

-Varım dedi Eren'de kalkıp başına geçtikten sonra fişini takıp çalıştırdılar. 

Paraların olduğu hazneyi açmayı bilen Eren yüzlerce bir lirayı ortaya çıkarırken jeton gibi atıp atıp oynadılar. O günü hayatları boyunca unutmayacaklardı. Kaç saat oynadıklarını dahi hatırlamıyorlardı, kendilerini yorgunlukla yatacakları yere bırakırken kendilerini uyuma moduna aldılar.

-İyi geceler diyerek gözlerini kapatan Eren uyumak üzereyken tavanı seyreden Buse dönerek 

-İyi ki varsın dedi. 

Birbirlerine döndüler, yan yana kantinin ortasında uyumak üzereyken. 

-Sende iyi ki varsın Buse.

-Bir çok şeyin kolay olmasını sağlıyorsun, sen olmadan asla olmazdı.

-Ben ben dese de bir türlü lafa giremedi. 

Eren uyurken biraz onu seyretti. Ona karşı beslediği sevginin bir karşılığı olup olmadığını sorgularken uyuya kaldı.

Evde işler standart giderken odaları paylaşıp yerlerine çekilmişlerdi. Salonda sırtını duvara veren Mert henüz uyumazken dizlerinde uyuyan Ece'nin saçlarını okşuyordu. Merve ve Salih ise yukarıda ki odalardan birinde konuşuyordu. 

-Baş başa konuşma fırsatımız olmadı. Son anda yetiştiniz sağ ol.

-Sana bir şey olmasına izin vermem. 

ÖLÜLERİN KIYAMETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin