ÇIKIŞ

116 12 0
                                    

Sabahın ilk ışıklarında gözlerini açan Nehir Eren'in karşı koltukta uyuduğunu görünce yan dönüp izlemeye başladı. Önce Ece'nin anlattıkları ardından da gece olanlar, kendi ağzından itiraf ettiği şeyleri düşünüyordu. Bir insanın yaşayabileceği en acı şeydi belki de. Durumuna üzüldü, nasıl dayanıyor diye düşündüğü sırada uyandığını fark etti. Dikkatini dağıtmadan bakmaya devam etti. Kendisine baktığını fark etmesiyle oda bir kaç saniye gözlerini ayırmadı. Toparlanınca oda kalktı. 

-Annemler ne yaptı acaba ? 

Telsizini eline alan Eren anons geçti.

-Burada daha fazla bekleyemeyiz !! Dışarı çıkmanın bir yolunu bulmamız gerek !! 

-Koridorda ki zombiler ne olacak !! 

-Halletmek zorundayız !! 

-Ağır ağır hareket edelim !!

-Yangın merdiveni olmalı !! Eğer ona ulaşabilirsek aşağıya inmeyi başarabiliriz !!

-Koridorun diğer sonunda olmalı !! 

-Merdivenlerin önünden nasıl geçeceğiz !! 

-Yapılabilecek bir şey yok artık !! Ece ilk biz hareket edelim !! 

-Tamam. 

Kapıyı açmak üzere kolu tuttuğunda Nehir'e dönüp 

-Hazır mısın ? diye sordu. 

-Hazırım dedi Nehir. 

O kapıyı açarken derin bir nefes aldı. Onlarla aynı anda kapıyı açan Ece ve Yusuf'ta dışarı çıktı. İpek, Yelda ve İlkay'da arkalarından geldi. Ayağı daha kötü bir hal almıştı İlkay'ın. Koridor dünün aksine temiz görünüyordu. Yavaş ve ağır adımlarla ilerlemeye başladılar. Kapısı açık olan dairenin önünden geçtikleri sırada aynı anda içlerine baktılar. İçerde zombiler vardı, ani hareketle kapıyı kapattılar. Dışarı çıkmalarının imkanı yoktu. Merdivenlerin önünden hızla geçtiklerinde zombi olmadığı için şanslıydılar. Sorunsuz bir şekilde yangın merdivenini olduğu yere geldiklerinde derin bir nefes alsalar da kapıyı açamayınca öylece kaldılar. Kenarda ki camdan bakan Eren sandalyelerle kapatılmış olduğunu gördü. 

-Şimdi ne yapıyoruz ? 

-Ne kadar cephanemiz var ? diye sordu İpek. 

Onlar tartışırken Eren ve Yusuf bir umut kapıyı zorluyordu. Bir türlü açılmıyordu.

-Bende sadece bir şarjör dedi Yelda. 

-Bende de tek şarjör. 

-Etti üç şarjör dedi İpek. 

Ece yayını gösterdi. Yetecek kadar oku da vardı. Eren'in de yarım şarjörlük bir mermisi kalmıştı. Onun dışında kılıfından çıkardığı bıçağını da elinde tutuyordu. Nehir'e döndüğünde sadece bir kaç mermisi olduğunu anladı. İşleri kolay değildi. Eren ve Ece öne geçeceği sırada izin vermeyen İpek 

-Bu sefer olmaz dedi. 

Yusuf'la omuz omuza verip yaklaştıkları merdivenlerden basamak basamak inmeye başladılar. Heyecanları attıkları her adımla daha da artıyordu. İndikleri ilk iki katta koridorda bulunan zombilere kendilerini göstermemişlerdi. Girişle aralarında bir kat vardı ki zombilerle dolu olduğunu gördüler. Fark edilmeden geri çıkmayı düşünseler de artık çok geçti. Bir anda dönen zombiler kendilerini fark etmişti. Ateş etmeye başladılar. Önlerinde ki zombiler bir bir yedikleri kurşunlarla yere yığıldı. Üstlerine basa basa geçip alt kata indiler. Mermileri bitmek üzereydi, her yer cesetlerle doluyordu. Koridorda ilerlemeye devam ettikleri sürede zombileri indirmeye devam ettiler. Mermisi biten bıçağına geçti, Ece'de oklarıyla indirmeye devam ediyordu. İndirdiği her zombiden aldığı oku sadağına geri atıyor. Çektiği yenisiyle bir zombiyi daha indiriyordu. Avluya çıktıklarında geriye elliye yakın ceset bırakmışlardı. Başka zombi olmaması şanslarınaydı. Dün kaçmak isteyen atın cesetlerinden birisiyle karşılaştılar. Tamamen parçalanmış haldeydi. 

ÖLÜLERİN KIYAMETİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin