SUSTUKLARIM...
SÖYLEDİKLERİMİ DOĞURMUŞTU.SÖYLEDİKLERİMSE...
SUSTUKLARIMIN KATİLİYDİ.İYİ OKUMALAR CANLAR.
Duyduğu sesin sahibi tanıdığı biriydi ama, arkadaşının numarayı nerden öğrendiğini merak etti. Çünkü bu hattı yeniydi ve neredeyse, hiç kimde bilmiyordu. Tabi Olric Brown hariç. Bu soruyu es geçti arayan kadın. Derdini anlattı. Hüznün arkadaşı genç bir anneydi. Tekrar hamile olduğunu, ama aynı zamanda da ameliyat olması gerektiğini söyledi. Manhattana gelmesini ve ameliyatına onun girmesini istedi. Hiç tereddüt etmedi Hüzün. Hiç düşünmedi.
"İlk uçakla geliyorum. Bugün akşama doğru sende olurum. Yarın sabaha ameliyathaneyi ayarlat, sabahın erken saatlerinde ameliyata gireriz" diyerek ilk uçağa bilet sipariş etdirmişti. Şanslıydı, çünkü en yakın uçuşa saatler kalmışgı. Arayan kadın da Hüznün hayatından istemeyerek çıkardığı kişilerdendi, çünkü 6 ay beraber çalışınca çok iyi arkadaşlık kurmuşlardı ve Hüzün Eflinin tek kötü alışkanlığıydı sevdiklerini uzaklaştırmak. Arkadaşı Hüzünü iyi tanıyordu. Gecenin beşinde bile arayıp rahatsız olduğunu söylese, Hüzün ilk uçağa atlar gelirdi. Numarayı bir hafta önce bulmasına rağmen 28 aralıkta aramıştı. Bu tarihi bilerek seçmişti arayan kadın.
Hastane yönetiminden izin aldıktan sonra, valizini de alıp Manhattana uçtu. Uçakta geçirdiği süre boyunca üzüldü, ağladı arkadaşı için. Söylediği ameliyat tehlikeliydi ve onu kaybetmeyi göze alamazdı. Hastaneden çıktığı gibi atlamıştı uçağa. Üzerini bile degiştirmeden. Asker desenli kumaştan bol pantolonu ve üzerindeki deri montuyla bir doktordan çok öğrenciye benziyordu. Açık bıraktığı saçlarının üzerinde başına geçirdiği siyah beresiyse onu yaşından daha küçük gösteriyordu. Hava alanından çıkar çıkmaz taksiye atladı. Yol boyu, tekrar bu şehre gelmenin hüznü bürüdü içini. Unutmaya çalıştığı adamla aynı şehirde olmak onu allak bullak etmişti. Meşur defterini çantasından çıkardı, ve bir kaç parça bir şey yazdı.
Ay karanlık, güneş mutsuz.
Bulutların gözü yaşlı.Yıldızlar kayıp bu gece.
Gök yüzü üzgün,
yer yüzü kızgın.
Artık başı dönmüyor mutluluktan.Mevsimler gelmiyor, kar yağmıyor.
Yapraklar sararmıyor bu sene,
Ve kavuşmuyor ağaç diplerindeki geçen yıldan kalma son bahara.Umrumda değil gidişim anlayacağın.
Üzülmüyor vede özlemiyorum.
Seni düşünmüyorum hatta.Ama kuşlar gelmiyor bu sene.
Denizin suyu kurumuş gibi.
Haa, bir de balıklar, onlar da ölmüş.Çicekler hepsi aynı renk bu yıl. Hepsi siyah.
Sen yoksun...
ve sadece dünya ölüyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜNLÜ BİR ADAM.
RomanceSiz...tanımadığınız bir kadını yazdınız mı hiç? Oysa ben... asla tanışmayacağım bir kadını kaleme aldım. Yıllar geçse bile, asla karşılaşmayacağım bir kadını. Ellerini tutmayacağım, gözlerine bakmayacağım ve asla kokusuyla tanışmayacağım bir kadını...