BÖLÜM 3

346 100 69
                                    

20 dakika önce.

Hüzün kapının ağzında yere halı misali serilmiş gül yapraklarını izleyerek içeriye gecmiş ve odadaki saçma manzaraya takılıp kalmıştı. Yatağın üzerine çarşaftan yapılma kuğulara bakarak
"tehhh...saçmalık..."diye dudaklarının altında türkce mırıldandı.
Beyaz saçma kuğuların yanında, gelinlik kutusunu anımsatan siyah bir kutu vardı. Ve aynı tipte iki kutu daha daire şeklindeki yatağın yanındakı komodinin üstünde. Hüzün Eflin meraksız bir insan olarak kutuları es geçerek, ayakları oturak bir şekilde kendini sırtüstü yatağa bıraktı. Odanın bal ayı süiti olması ona garip gelse de, bu zamanda boş oda kalmadığı için burayı ayarlamışlardır diye düşündü. Ve gülümsedi muzipce, "şimdi o adam da başka bir bal ayı süitinde oturup bu yataktakı saçma kuğuları izliyor mudur?" diye geçirdi aklından. Üzerini değişmek için valizini yatağa çıkarıp açmadan önce, yataktaki koca kutuyu alıp yere bıraktı. Ve bu kadar büyük bir kutunun bu kadar hafif olması dikkatinden kaçmadı. Siyah saten pijamalarını giyinmeden önce, duş ala bilirdi aslında, ama ne kadar şanssız bir kadın olduğunu getirdi aklına. İçinde yüz tane kibrit çöpü olan kibrit kutusundaki tek yanık çöpü çekecek kadar muhteşem bir şansı vardı, bu yüzdünde vaz geçti duş almaktan.
"Şimdi musluk kırılır, su kesilir, yada elektrikler falan gider, öylece kalırım ortada. Yarın hastanede duş alırım" diye kendini ikna etdi. Yatağa girip üzerini yorganla örtse de uyumaması gerektiğini iyi biliyordu. Bu gün uçakta yeterince uyumuştu.bu gece daha fazla uyumamalıydı. Çünkü beyninde uykudan beslenen bir balon canavarı vardı. Daha fazla uyursa, sabaha tetiklenmiş bir baloncuk, kan çanağına dönmüş gözler, ve beynini çatlatacak bir baş ağrısıyla uyanacaktı.
Yataktan inmeden valizi kendine doğru çekti. Bu kız bu üşengeçlikle nasıl doktor olmuştu, onu kendisi de hep merak ediyordu.

Valizin üst cebinden, dünyada tek bir kişi "Asaf Tarih Hazerler"in yaptığı parfümünü çıkardı. Evet kokular onun vazgeçilmeziydi. Ve bu adam bu parfümü muhteşem bir şekilde yapıyordu. Hüzün Eflin Türkiyeye döndüğünde mutlaka bu adamla tanışacak ve o sihirli parmaklarından dolayı onu tebrik edecekti.

Yol boyu uyuduğu için uykusu yoktu. Yataktan çıkarak yalın ayaklarla odada gezindi biraz. Yatağın yanı başındaki jakuziye baktı.
"Bu zenginler gerçekten manyak oluyorlar a...bu jakuzi niye burda? Yatağın üzerine çıkıp jakuziye mi atlayacaksınız? Gerizekalılar diyelimki atladınız, o zaman bu gül yapraklarının suçu ne? Saçma sapan fantazilerinize güzelim gülleri de alet ediyorsunuz. İnşallah oranıza buranıza gül yaprağı kaçar da aklınız başınıza gelir" diye söylenerek demin açmadan yere bıraktığı siyah kutuya baktı. Kutuyu yerden alıp yatağa biraktı ve ipini çözdü.
"Gel bakalım sende ne varmış, ve niye burdaymışsın?" diye kutunun kapağını açmışdı ki küçük dilini yuttu.
"OOOOHAAA...dedi yüksek sesle..."bu ne?"
kutunun kapağı açılınca içinden siyah bir iç çamaşırı takımı çıktı ki, böylesini hiç bir yerde görmemişti. İnce omuz askılı siyah sütyenin alt kısmındaki dantel işleme, giyinen kişinin göbeğine kadar uzanırdı, göğüs kısmıysa yok denecek gibiydi. Bunun bir de iç çamaşırı vardı. Sütyeni yerine bırakıp bu sefer de arka kısmı neredeyse olmayan, onun yerini sadece gold bir zincir alan iç çamaşırının, ön tarafi siyah danteldendi ve galiba kopçayla göbeğe kadar uzanan kısma birleştiriliyordu. Bunun birde peçesi vardı ne hikmetse, "sanki her yerini açan kadın utanacakmışta peçe takacakmış gibi" ve başka gereksiz bir kaç aksesuar daha. belki gereksiz değildi aslında, ama Hüzün bunların ne işe yaradığını bilmediği için gereksiz olduğuna karar verdi. "Sen de kendine kadın mı diyorsun ha? " diyerek adeti üzere kendiyle sohbet etmeye başladı. "Baksana el alemin kadını elbisesinin altında bir dünya taşıyor" ardından kendini teselli etdi. "Ne gereği var ki şimdi abiye gibi iç çamaşırı giymenin?" Ve içindeki Hüzünler tartışmaya başladı.
"Hmm...doğru doğru, herkes senin gibi odun olmalı zaten, Artık sen özel gecelerde eşinin önüne doktor önlüğüyle falan çıkarsın. Fantazi olarak ta steteskop falan kullanırsın"
kutuyu kapatıp kenara bıraktıktan sonra komodilerin üstündeki kutulara yöneldi. Zamanını geçirmek için bir şeyle uğraşması gerekiyordu. Önce birini, sonra diğerini açtı ve resmen tiksindi. Kutunun birinden kovboy şapkası, kement, poposunda deri cebi olan saçma iç çamaşırı ve gibi gibi saçmalıklar, diğerindense polisiye seti çıktı. Kelepce, zincir, polis sembollu iç çamaşırları ve Hüzünün "iğrenc" diye nitelendirdiği bir kaç şey daha. Kutuları kapatıp odada geziniyordu ki aniden odanın kapısı tıklatıldı. Hüzün "kim o" diye sordu ingilizce.
"Oda servisi" diye cevap gelince bedenini saklayarak, kapıyı sadece başını gösterecek kadar açtı.
"Buyrun?"

HÜZÜNLÜ BİR ADAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin