BÖLÜM 10

284 36 22
                                    

Yağmurun pencereye vuran sesiyle uyandı dünyaya...

AYRILIGIN HEP BİR YAĞMUR SONRASI...diye geçirdi aklından.

Ayrılığın hep bir yağmur sonrası...
Sessiz...
Sakin ve hüzünlü.

Hayatlar griy, çorak duygular ıslanmış.
Yok olmuş şehrimde bıraktığın tüm izler.
Tüm sokaklar yıkanmış.

Gök kuşagi misali acılarım,
her yağmur sonrası daha bir kabarmış gök yüzümde.

Mutluluğu alınmış,
Renkleri çalınmış bir gök kuşağı.
Ve her tarafı siyaha boyanmış.

Sabah doğan ama geceyi anımsatan fakir bir gök kuşağı.

Çocukların asla sevmeyeceği,
mutluların asla görmeyeceği garip bir gökkuşağı.

Ayrılığın hep bir yağmur sonrası.

Dumanı sinmiş hayallerimin.
Yazın kış gibi, kışın son bahar.
Mevsimlerim şaşırmış gibi.

Ağlamış, üzülmüş bir gök kubbenin altında,
Ağlamış üzülmüş bir melek gibi.
Hayalleri misali kanatları kırılmış,
yerle bir edilmiş duyguları.

Düşleri kırılmış yokluğunu anımsatan bir ayna gibi.

Hayal kırıklıkları avuç içlerine batmış.
Bir melek bir çamurda kana bulanmış.

Ve ayrılığın hep bir yağmur sonrası dudaklarımda.
Gözlerimde ve yanaklarımda.
Gamzelerinde ıslak bir bensizlik biriktiriyorum,
yağmur sonrasını anımsatan yokluğunda.

En acısı da ne biliyor musun?

Gün olur,
bir kadın bir adamı bırakır gri bir yağmurda.
Ve adam unutdu sanır kadını,
Griyi de, yağmuru da adamıda.
Kadınsa unutamaz,
acı çeker her yağmur yagdığında.
Canı çeker giden bir adamın gamzelerini,
Gülen bir adamın gamzelerini.

Ama adam gülmez bir türlü...
Canı yanar bir kadının ...her ğmur sonrasında.
Ağlayarak susar ayrılığına.

Dedim ya, ayrılığın hep bur yagmur sonrası.
Sessiz...
Sakin ve hüzünlü.



BÖLÜM 10

İyi okumalar canlar.

Uyandığında kolundaki serumu farketti.
Son günlerde böyleydi. Üçüncü baygınlık, üçüncü serum. O adamı ve o konuşmayı unutamıyordu. Olric Brown ise onu unutmuş gibiydi. Ne bir kez aradı, nede bir mesaj atdı son günlerde. Ve Hüzün Eflin bir karar verdi. Ona kendini unutdurmayı başarmışken Eflin de unutacaktı. Unutmak için daha çok çalışacak, ve gerekirse daha çok uyuyacaktı. Uyumak onu ölüme götürüyor olsa bile.

Baş hekim ziyaretine geldi. Bir yıldır hafta sonları bile bu hastane için çalıştı. Her gece, gece nöbetindeydi. Baş hekim onun karşısında önünü ilikliyordu. Mary'nin davetindeki bakan konuşmasını bir gazeteci kaleme almış, ve Hüznün bakanla ne zaman çekildiğini bile bilmediöi bir fotoğrafın altında paylaşmıştı. Baş hekim Hüzün Eflinin şimdi çalıştığı hastane adı olarak kendi hastanesinin adını gördüğünde, gazeteyi okumakla yetinmemiş o sayfayı çerçeveletip hastanenin duvarına bile astırmıştı.

HÜZÜNLÜ BİR ADAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin