Öncelikle hikayemize hoş geldiniz. 💜
Birlikte keyifle okuyacağımız bir hikaye olmasını umuyorum. 💜🌸
İsterseniz hikayemize başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz. Çok sevinirim.💜💜
Bu bölüm düzenlenmiştir. Hikayenin gidişatını değiştirmeyecektir.
Keyifli okumalar... 💜
-------------------- Bölüm 1 ----------------------
Uzun uzun tavanı izlemekten vazgeçip tavandan gözlerimi yavaşça çekerek duvarda asılı olan ok ve yay takımıma baktım.
Onlara bakınca tarih öğretmenim aklıma gelmişti...
Onun desteğiyle tarihi daha çok araştırmış ve yeni hobiler edinmiştim.
Okçuluk da bunlardan biriydi....
Hayat bazıları için oldukça dalgalı ve fırtınalı devam ederdi. Ben de onlardan biriydim. Ama benimkisi zaten baştan öyle başlamıştı.
Hayata yetimhanede başlamam bunun en iyi göstergesiydi şüphesiz.Yetimhanenin tek iyi olduğu konu da buydu zaten...
Üniversite sınavından sonra Ankara’da bilgisayar mühendisliğini kazanmamla da aslında benim için asıl hikâyenin başlayacağı yerin burası olduğundan habersizdim.
Ankara'nın tarihteki yeri kadar benim hayatımdaki yeri de artık özel olmuştu.
Üniversitenin son yılında eğitime devam etmeye karar verip yükseklisans için araştırmalarıma başlamıştım.
Yurtdışında yazılım mühendisliğini eğitim almanın avantajlarını fark ederek araştırma alanımı genişletip farklı ülkelerdeki üniversitelerle iletişime geçtim.
Kore bu seçeneklerinden biriydi. Yaşam şartları ve eğitimini araştırdıkça oraya ısınmıştım da.
Zamanla Kore'nin tarihi ve diline de ilgi duyduğumu fark ettiğimde hayatım hakkındaki planlar da aklımda şekillenmeye başladı.
Yükseklisans şansımı denediğim bir gün evraklarımı Seul üniversitesine de göndermiş ve başvurumu yapmıştım.
Ve şu an....
.
.
." Sena! Artık yeter bu kahvaltı konusunda anlaştık sanıyordum. Bugün senin günün değil miydi?"
Evet... Kore'deyim...
Jiwon'un içeriden gelen bağırmaya yakın sesiyle gerneşip yüzüstü yattım.
Kesinlikle sabahları erken kalkmak bir zulümdü. Bu zulme Jiwon da tuz biber ekiyordu tabii...
Aynı odayı paylaşan arkadaştan daha fazlası olmak bizim için çok da uzun sürmemişti. Sabah erkenden kaldırmalarını saymazsak Jiwon Kesinlikle harika biriydi.
" Sena seni öldürürüm!"
Jiwon'un sesi odanın içini doldurduğunda yanıma geldiğini almış ve hızla doğruldum.
Jiwon tam karşımda elinde yemek çubuklarıyla birlikte sinirle bana bakıyordu
"Kahvaltı hazır Kraliçem!"
Jiwon sinirli bakışlarını hala sürdürerek beni süzüp odadan çıktığında yataktan hızla kalkmamın verdiği baş dönmesi yüzünden bir süre dengemi toparlamaya çalıştım.
Ardında nihayet ortak alanımız olan mutfağa yönelmiştim.
Odadan çıkarken son anda aldığım telefonumdan Yesang şirketinin resmi sayfasına girdim. Yeni gelişmeler var mıydı merak ediyordum. Ve bu artık benim sabah rutinime dahil olan bir davranış haline gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saraya Yolculuk --Tamamlandı--
Historical FictionBir hevesle başlayan yolculuğumun neler getireceğini bilmeden adım attım yola. Farklı yer, farklı zamanda olan bizler şimdi çıktığım yolculuğun sonunda aynı yerde aynı zamanı paylaşıyorduk. Gözleri bana bakarken sanki kalbimdekileri biliyormuş g...