Çooook çok uzun bir aradan sonra sizlerleyim ^.^
Normalde hiç yapmadığım bir şekilde, bilgisayardan yüklüyorum hikayeyi. Telefondan okuyacak olan okurlarım, eğer bir düzensizlik görülüyorsa kusura bakmayın.
Destek ve güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Her biri beni ne kadar çok mutlu ediyor anlatamam. Düzenli olarak yüklemeye dikkat edeceğim.
Hikayenin karakterleri ve gidişatı hakkında yorumlarınızı merakla bekliyorum ^.^
Keyifli okumalar ^.^
---------------------------- Bölüm 11 ----------------------------------
Yüzümün neredeyse tamamını kapatan örtü görüşümü karartsa da doğan güneş sıcaklığla kendini çok net bir şekilde hissettiriyordu. Örtünün üstünden gözlerimi ovuşturup yattığım yerde gerneştim.
Sanırım yer yatağında yatmaya alışmaya başladım. İlk günlerde hafif sızlayan belimin şuan hiç bir şikayeti yok gibiydi. Soluma baktığımda Kral daha uyanmamıştı. Benden her daim erken kalkan Kral, nasıl olduysa hala mışıl mışıl uyuyordu. Dün akşam bana sırtını dönüp uyumuştu ama şimdi yüzü bana dönüktü.
Öylece durup ona bakarken yüzünü incelemeye başlamıştım bile. Uyurken herkesin güzel göründüğünü düşünen biri değildim. Yani ben kesinlikle uyurken seyredilmek istemezdim fakat Kral saçma bir şekilde tatlı görünüyordu.
Anne ve babasının bu dünyayı terk etmesi ve yalnızlığı, dün gece Kral'a üzülmeme neden olmuştu sanırım. Hassas olduğum bir konuydu sonuçta... Her ne kadar bana sert davransa da Kral'ı da anlamaya çalışmıştım.
Şimdi her daim çatık olan kaşları oldukça sakindi. Keskin hatlarla çevrelenmiş yüzü şuan masum görünüyordu. Burada kala kala delirmiş olmalıydım! Koca Kral'ın masum ve tatlı göründüğünü düşünmem çok saçmaydı çünkü...
Yattığım yerden doğrulup bağdaş kurdum. Yatmaktan dağılmış saçlarımı hızlıca düzeltip bollaşmış olan örtümün düğümünü sıktım. Her sabah olduğu gibi birazdan Euntak bizi uyandırmak için seslenecek ve Seyon üzerimi değiştirmem için odaya girecekti. Ona paspal görünmek istemiyorum. Sonuçta yalancı da olsa bir Kraliçeyim.
Örtümden elimi çekip bir kez daha gerneştim. Kral'ı uyandırmalı mıydım? Her neyse Euntak birazdan seslenirdi nasıl olsa... Üzerimden yorganı kaldıracakken Kral'dan gelen sesle hızla ona doğru döndüm. Az önceki ifadesinin aksine kaşları çatılmış, yüzü de ter içinde kalmıştı. Kötü bir rüya görüyordu muhtemelen. Onu kabusundan uyandırmak istesem de ipin ucu yine bana dokunur diye düşündüğümden sessizce uyanmasını bekledim. Peki, aslında bir iki defa oldukça şidddetli öksürmüş de olabilirim...
Ben ne yapacağımı şaşırmış ona öylece bakarken anlına düşen birkaç tutam saçı da artık terden sırılsıklam olmuştu. Onu bu halde görmeye alışık değildim ve endişelenmeye de başlamıştım. Sanırım uyandıracaktım. Doğrusu kararlılık seviyem gözlerimi yaşartacak cinstendi...
Hafifçe koluna dokunmak için elimi uzatmıştım ama Kral aniden uyanıp bileğimden tutarak yattığı yerden doğruldu. Bana bakmıyor, başını önüne eğmiş sadece hızla nefes alıp veriyordu. Konuşmasını bekledim ama hiçbir tepki de vermedi.
Bileğimi sıkıca saran parmaklarını yavaşça gevşettiğinde ben de bırakacağını düşünerek kolumu kendime çekecektim fakat bileğimden çektiği eliyle bu sefer elimi sımsıkı tutmuştu. Aniden gelen şaşkınlıkla elimi çekmek istesem de şuan ki durumunu düşünüp bu isteğimi görmezden geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saraya Yolculuk --Tamamlandı--
Historical FictionBir hevesle başlayan yolculuğumun neler getireceğini bilmeden adım attım yola. Farklı yer, farklı zamanda olan bizler şimdi çıktığım yolculuğun sonunda aynı yerde aynı zamanı paylaşıyorduk. Gözleri bana bakarken sanki kalbimdekileri biliyormuş g...