Bölüm 44

1.5K 127 72
                                    

Yeni bölümle sizlerleyiizzz~~~~

Buraya her geldiğimde mutlu oluyor ve bazen sıkılana kadar ki hiç sıkıldığım söylenemez, yorumlarınızı okuyorum. 

Umarım çekirdek ailemi daha da büyür... 💜💜🌸

Sizleri seviyor ve destekleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum. 💚

Yeni bölümümüzü okuyup, yıldız bırakarak yorumlara gelmeyi unutmayın. Sizlerle sohbet etmek için bekliyor olacağım. 

Keyifli okumalar~💜💜


Not: Chen'in baba süveterini andıran üstüyle söylediği şarkıyı da keyifle dinleyeceğinizi umuyorum~ 😅💜🎉


------------------  Bölüm 44    -------------------

" Kraliçem?"

Unni'nin bana seslenmesiyle ona doğru dönmüştüm. Aklıma ne yapacağıma dair hiçbir fikir gelmiyor oluşu sinirlerimi daha da bozarken bana endişe ile bakan Unni'ye başımı salladım.

"Olanlar aramızda kalsın. Kral'ın bildiklerimden haberinin olmasını istemiyorum. Ve biraz burada bekle."

Odaya gidip çekmecemdeki zehgirlerin bulunduğu kutudan kendime bir tane alıp kapatacakken farklı bir kutuda olan ve henüz işlemelerinin yapılmasını beklediğim zehgiri oradaki işlemeli bir mendile sarıp elime aldım.

Yapacaklarım benlik bir şey asla değildi. Normalde böyle bir misillemeden nefret eden, aslında tiksinen biriydim. Ama şu anki sinirim bunları görmezden gelmem için resmen o düşünceleri bir sis gibi kaplamış ve bu sayede onları görmemi engellemişti.

Öfkeli olmaktan ve kendimi tutamamaktan nefret ediyor olsam da bunu yapmak istiyordum.

Odadan çıkıp Unni'nin yanına geri döndüğümde o ise durup elimdeki mendile bakmıştı.

" Artık gidebiliriz. Lütfen sana söylediklerimi unutma."

" Eğer siz böyle istiyorsanız, aksini asla yapmam Kraliçem."

Unni'nin bu denli durgun kalışının nedenini elbette biliyordum. Bana karşı suçlu hissettiğinden böyleydi. Yoksa Kral'ı savunmak ve şu an ne düşündüğümü öğrenmek için çoktan beni sıkıştırmış olmalıydı.

Geç kaldığımız için hızlı adımlarla saraydan çıktığımda bana gülümseyerek bakan Sojun ile karşılaşmış ve bakışlarımı kaçırmıştım.

O zaman... Şu ormanda bizimkilerin gelişinden haberdar olmak için asker görevlendirdiğimi öğrendiği zamanki tepkisini hatırlıyordum.

Bu gerçeği önceden anlatmadığım için o gün bana kızmıştı. Hatta bana ders vermek istediği için epey bir kızmıştı...

Şimdi ben ne yapmalıydım?

" Elimi tutun lütfen. Merdivenlerden inmenize yardımcı olayım."

" Herkese yapar mısınız bunu?"

" Efendim?"

Sojun söylediklerimi anlamamış bir şekilde örtümde gözlerini gezdirdiğinde başımı çevirdim. Bana bir süre bakmasa daha iyi olurdu. Çünkü kendimi tutabileceğimi hiç zannetmiyordum. Elimdeki mendili olan gücümle sıkıp sakinleşmeye çalışırken gülümsedim.

" Buna gerek yok Majesteleri. Kendim de gayet rahat inebilirim."

Eteğimi tutup yavaşça merdivenlerden inerken sinirlenmiş olmamdan dolayı aklımdaki tüm planımın uçup gitmesine daha da sinirlenerek birden hızlandım ve onda önce indim.

Saraya Yolculuk    --Tamamlandı--Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin