Yola çıktık köyün içinden geçtik. Yan köye giden yoldan devam ettik. Yarım saat kadar yürüdük ekin tarlalarını geçtik fakat kimse çıkmadı karşımıza.
- Kerim daha yürüyecek miyiz? Sen biliyorsun dimi yolu ? çabuk gideriz demiştin.
- Arabayla yarım saate varmıştık. Birazdan köyü görürüz.
- Biz yürüyoruz Kerim abi daha yavaş ilerliyoruz arabaya göre bunu biliyorsun değil mi ?
- Evet tabiki biliyorum.
- Eve Geri dönelim Kerim ben yoruldum ve susadım. Şu taşın orada oturalım.
Oturmaya giderken ileride bir tilki kuşun tekini yakalamış ağzında tutarken bize keskin gözlerle bakıyordu.
- Osman bak tilki taş atalım şuna annem hep diyordu bunlar hep tavuk yiyormuş.
Tilkinin seviyesi gözüktü üstünde kırmızı yazılar ile
Çalı tilkisi Seviye:6 GP:630
Şaşırdım köydekilerin isimlerini, sevilerini görememiştim ama canavarın türünü bile gördüm. Ben tilkiye bakarken kerim aldığı taşı tilkiye doğru attı
- Kerim dur yapma
- ıskaladım ama dur bir tane daha atıcam
- Sana dur dedim
Onlar konuşurken tilki bize doğru koşmaya başladığını gördüğümüz gibi oturmak için gittiğimiz taşın üstüne tırmandık ve taşa zıplayan tilkiye ayağımın altı ile bir kere vurdum.
Yere düştü bir daha kalkmadı.
- Fatih aferin sana. Kerim taş at taş at
Kerim taş attı ölü tilkinin kafasına denk geldi.
- Osman balta ile vur şuna
Aşağı inip var güçlerinle tilkiye vurmaya başladılar.
- Kerim dur öldü galiba baksana hareket etmiyor.
Kerim yerden bulduğu sopanın ucuyla tilkiyi dürttü.
- Evet ölmüş. Napıcaz geri dönelim bir tane daha çıkarsa yaralanabiliriz.
Biraz oturduktan sonra geldiğimiz yönde yürümeye başladık. Sanırım seviye atladım.Köyün tarlalarına yaklaştığımızda köydeki bekçi köpekleri havlayarak bize doğru koşmaya başladı. Bu köpekler köyün avcılarıyla beraber dolaşırdı. Etrafımızı sardılar on tane falanlardı. Isimleri maviydi seviyeleri 10 civarında GPleri 3200'den fazlaydı. Bizim hareket etmemize izin vermediler. Kerim korkmuştu
- Gelme gelme taş atarım bak
Osman Kerim'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
- Kerim onlar bekçi köpekleri korkma
Birkaç dakika sonra köyün avcılarından biri geldi.
- Çocuklar neredeydiniz herkes sizi aradı.
- ee biz şey geziyorduk.
- Tamam ama ormana yakın gezmek çok tehlikeli tarlalara bile tek başınıza gelmemeliydiniz.
Dedi bir eliyle kızının elini diğer eliylede demir topuzunu tutan Mustafa amca. Topuzunu beline astı.
Kızını tek eliyle omuzlarına koydu ve Kerimi kucakladı.
- Osman fatih'in elinden tut gidiyoruz.
Aslanlarım hadi sizde gelin.
Dedi Mustafa amca,osman abi elimden tuttu yürümeye başladık ve köpekler oraya buraya etrafımızda koştura koştura peşimizden geldiler.
Eve geldiğimizde ilk gördüğüm şey Osman'a doğru uçan bir terlikti.
- Osman Osman seni babasının şarap çanağına tükürdüğüm. Nerdesin sen? aklım çıktı seni bulamayınca
Terlik bana denk geldi kendimi zor tuttum ama ağlamadım
- Kız niye atıyon benim çocuğuma terlik
- Kız ben ona atmadım dur. Fatih canın acıdı mı yavrum?
- Yok acımadı ki acımaz zaten tamam mı.
- Osman senle eve gidince görüşçez
- Anne ama kerim'in babası verecekti şeker. bizde gidip alalım dedik.
- Yavrum ya seni canavarlar yeseydi. Sana dedim dimi daha önce bir daha köyden benden habersiz çıkmaya kalkarsan seni döverim diye dedim mi demedim mi hee söylesene.
Onlar tartışırken kerim'in annesi uyuyan kerim'i aldı bizim eve girdi.
- Kız dur yapma korkutuyon çocuğu.
- Korksun az bile. Osman git içeriye ses çıkartmadan otur.
Osman içeriye doğru gitti. O içeri girdiğinde babamlar ve amcamlar at arabasıyla bahçeye girdi. Arabanın arkasında anılarımdaki inekler kadar büyük bir koyun vardı.
- Zeyno en besilisini aldık bütün misafirlerimize yetsin diye. akşama macir köftesi yapalım.
- Borca girdim deme bana
- Insan hayatta bir kere evleniyor dimi. Fatih'e ne oldu kolu kızarmış
- kolunu vurdurmuş biryere bak ağlamamış ama kimin oglu
- hehehe oo Mustafa hoşgeldin düğüne daha çok var erken gelmişsin.
Annemin neden bizim yaptıklarımızı söylendiğine anlam veremedim ama mustafa amcada söylemedi.
- Kızım Ayşe'yle dolaşıyorduk kızım merhaba de Kadir amcana
Omuzlarında
- Demiycem işte
- Seni hınzır seni demezsen bende seni aslanlarımla oynamana izin vermem
- Üfff Merhaba Kadir amca
- Merhaba Ayşe abin nerde bakayım
- kılıçla oynuyor hiç benimle oynamıyor artık.
- Sen ondan dolayı kızgınsın anlaşıldı. Mustafa işin varsa bırak kızını burda düğüne kadar abileriyle oynasın.
- Kızım abilerinle oynıcan mı?
Ayşe bana doğru baktı sonra etrafa baktı.
- salıncak varmı?
- var evin arkasında. Fatih abin sallar seni.
Ayşe'yi omuzlarından indirdi.
- Hadi bakalım Ayşe size emanet.ben buğday ve ayçekirdeği tarlalarının oraları kolaçan edicem geç gelirim ama annesi benden önce gelir. Hadi ben gidiyom görüşürüz. kızım gel babaya bir sarıl bakalım.
- tamam ama gelirken bana pembe sakız al tamam mı?
- Tamam tamam hadi aslanlarım gidiyoruz.
- hadi sana iyi nöbetler Mustafa
Dedi Babam ve Mustafa amca kızına el sallayarak bahçeden çıktı.
Köpeklerde çıkınca.
-Hadi sallanmaya gidelim
Dedi ve Ayşe Beni çekiştirmeye başladı.
- Fatih ayşe'yle güzel güzel oynayın. bir yere gitmek yok tamam mı?
- Tamam anne.
Biz evin arka bahçesine giderken onlar arabadan koyunu indiriyorlardı.
Ayşe'yi sallarken bende seviyeme bakayım dedim.
- istatistikler
Isim: Fatih Seviye:2
Sınıf:Acemi dövüşçü
Ünvan: Yok Güç GP:3048
- Can: 4800/4800
BH:0 Dyn:48/48 BG:0 FG:12
BD:0 FD:600 Çeviklik:12
KŞ:%100 KH:%25100
Artmışlar ama sanki bana çok hızlı artıyorlarmış gibi geldi. Ama sonra tekrar düşündüm fiziksel deneyim x2000 kat daha fazla azami can artışı %10,000 daha fazla buda 100 kat demek ikisini çarpsam 200,000 kat olur. Yani bu kadar can artışı bu sayıya göre normal bence. Canavarların ortalama güçlerini görebiliyorum ama normal insanların göremiyorum. Birine sorsam çok iyi olur.
- Sallamaya devam etsene neden durdun
Babam Bir çiftçi acaba biliyor mudur.
Diye düşünürken bacağıma bir tekme yedim.
- Noldu neden vuruyon
- çünkü abim gibi sende beni dinlemiyordun. Beni salla diyorum sana ama sen ben yokmuşum gibi davrandın ühühüh.
hıçkırık atıp ve gözleri dolarken konuştu.
- Tamam ağlama tamam otur seni sallıycam. Baban bir avcı dimi senin baban çok güçlü müdür
Ağlaması durdu fakat Oturmadı sorduğum soruya tepki gösterdi ve çok heyecanlı bir şekilde konuşmaya başladı.
- Benim babam en güçlüsüdür bir kere onun aslanları var hemde bu kadar büyükler sonra sonra babam her şeyi kaldırabilir.
- Evet evet baban en güçlüsü. Içeri geçelim mi? Annemden şeker isteyelim.
Niye ona soruyorum ki zaten. 3 4 yaşlarındaki bir çocuktan ne gibi cevap bekliyordum ki.
- Ben şeker sevmem sakız severim. Bide babam bana pembe sakız getircek.
- Tamam sakızda isteriz.
- Pembe mi ?
- Evet pembe
Beni kolumdan çekiştirmeye başladı ve içeri gittik.
- Abla abla bana pembe sakız verecekmişsin Fatih abi söyledi.
- öyle mi dedi. Hatçe sende sakız var mı?
- Çantamda sakız olacaktı. Fatih çantamı getir bana. Misafir odasının kapısının arkasında asılı duruyor.
- Tamam
Çantayı getirdim ayşe'de sakızını aldı.
- Anne ben babamların yanına gidicem 5 dakika Ayşe burda dursun mu?
- Dursun da çabuk gel bak çok işimiz var. Ayşe'yle sen oynayacaksın tamam mı?
- Tamam gelicem hemen
Dışarı çıktım koyunu kestikleri ağacın yanına gittim. Düğüne 5 saat kala hayvan kesiyorlardı. Babamın düğünüydü ama en çok o çalışıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/192850376-288-k718034.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyametin Dengesi
Science FictionBenim gibi bir bilimkurgu severin hayal ettiği bir hikaye Edebiyattan anlamam ama umarım hayalimdeki evrenin hikayesini seversiniz