Maceracı Hayatı 4

2 0 0
                                    

Büyücü kulesinde dededen kazandığım altınları aldıktan sonra geri yani Reysay Şehrine son hızla döndük. Buse hanım ve Büyükbabası karşımda duruyordu.
- Yani ayrılmak istiyorsun. Okul ve işi aynı anda bırakıyorsun öylemi.
- Fatih ayrılmanı istemiyorum. Sen yokken beni kim koruyacak. Büyükbaba söyle ayrılmasın.
Ayşe'nin gözleri dolmuş bana bakıyordu. Şımarık kız ya sen 6 yıl boyunca her gün beni hedef olarak kullan sonra gel arkamdan ağla. Yok böyle bir dünya. Senden kurtulduğuma çok seviniyorum.
- Evet önce köye ailemin yanına döneceğim sonra başkentteki yeni işime başlayacağım.
- Anladım seni tutamam gitmekte özgürsün.
- Büyükbaba ama ama ben ama
Buse ağlayarak odadan çıktı. Bende yüzüğü ve zırhı teslim ettikten sonra Doruk amcamların evine döndüm.
- Fatih başkentte iş buldun öyle mi?
Aylık ne kadar?
- Gidince göreceğim 10 bin olur diye düşünüyorum.
- 10 bin 10 bin güzel. O para başkentte subayların maaşı ile aynı keşke bir soylunun yanına girmeyi deneseydin en az 50 bin ile başlardın.
Dedi Hatçe abla Ben o rakamı attım ama zaten yüzükte 630 bin altınım var.
- Evet bence yetenekliyim ilerde kesin bir soylunun yanına girerim. Ben gidiyorum Doruk amca, Hatçe abla ve Elif kendinize iyi bakın yolum buralara düşerse uğrarım.
Doruk amcanın iki oğluda nişanlanmış ve kendi evlerine çıkmışlardı. Büyük oğlu Demir Reysay sarayında koruma oldu. Küçük oğlu dinçer ise orduya subay olarak girdi.
- Güle güle babanlara selamımı söyle.
- Güle güle Fatih abi.
- Güle güle yolda fazla oyalanma.
Vedalaştıktan sonra köye gittim. Ben ayrılırken hamile olan annem doğurmuş ve 5 yaşlarında bir erkek kardeşim olmuştu.
- Hoşgeldin oğlum
Dedi annem
- Furkan Fatih abine hoşgeldin demeyecek misin?
- Hoşgeldin abi.
- Hoş bulduk Furkan nasılsın? Kutsal yeteneğini öğrendim mi?
- Evet abi. Geceleyin büyü havuzum 3 kat hızlı doluyor. Ben bir büyücü olacağım. Babamlarda senin gönderdiğin paradan kenara koyuyorlar. Yeterince birikince bende şehirde okuyacağım.
- Çok iyi. Çok güçlüsün kardeşim. Furkan ama abin buradayken paranın birikmesine gerek yok. Anne al bu paraları Şehre taşının ayrıca ben size aylık 2000 altın yollayacağım.
- Olmaz oğlum kardeşini yollarız bütün para ona kalır. Biz babanla burada doğduk ve burada yaşlanacağız. Birbirimize öyle söz verdik.
- Anladım ama Kardeşime iyi bir hoca tutmalısınız. Anne köyde 2 gün kalacağım sonra başkente yeni işime başlamak için döneceğim. Bu konuyu yarın konuşuruz.
Birkaç dakika kafamı okşadı.
- Oğlum sınıf seçimini başkentte mi yapacaksın ?
- Evet anne. Babam kahvede mi?
Sınıf seçimi hmm görev ödüllerini sonunda alabileceğim, belkide yeni bir yetenekte alacağım.
- Evet kart oynuyordur.
- Kıvrık sen evde kal. Ben birazdan gelirim.
Kahveye geldiğimde herkes beni selamlamaya başladı.
- Fatih yiğenim hoşgeldin. Sayende çocuğum şehirde okuyor. Çok teşekkür ederim.
Hatırlamadığım abilerden biri bana ağlayarak sarıldı. Biraz sarıldıktan sonra amcam onu benden ayırdı.
- Fatih yeğenim hoşgeldin.
- Hoş bulduk amca nasılsın abimler nasıl.
- Osman abin nişanlandı ve 3 aylık oğlu var ama Kerim abine 2 yıl önce ormanda canavar saldırdı ve.
Dedi ve kafasını eğerek sustu. Kerim abimi severdim.
- Amca merak etme Kerim abim cennetten bizi izliyordur.
Amcam bana uzun uzun sarıldı.
- Baban ve Mustafa tarlalardalar. Biz seni daha fazla tutmayalım.
- Anladım amca sonra görüşürüz.
Kapıdan çıkarken amcam arkamdan seslendi.
- Kuzeydeki tarlalar.
- Teşekkürler amca.
Kapıdan çıktığım gibi içerideki herkes konuşmaya başladı. Anladım ki Dedikodu yapmaya başlamışla. Bende hemen uzaklaştım. Uzaktan 60 70 tane köpek gördüm ve yaklaştım.
- Baba ben geldim.
Babam ve Mustafa amca oturmuş akşam akşam içki içiyorlardı.
- Ooohhh Oğlum gelmiş hoş gelmiş sefalar getirmiş gel gel sende iç
Dedi ve bana rakı uzattı. Aldım ama o görmeden yere döktüm
- Heyt be oğlum rakı içmeye başlamış
1 saat sonra Ayşe geldi.
- Baba hadi eve gidelim annem seni merak etti.
Babası çoktan sızmıştı.
- Ayşe beni hatırlamadın mı?
- Fatih abi sen misin?
- Evet benim çok büyümüşsün.
- Sen pek büyümemişsin ama hahah.
Ayşe benden 10 santim daha uzundu.
- Ben büyüdüm ama sen daha fazla boy atmışsın.
Köpeklerden birkaçının arkasında arabacık vardı.
- Babamı arabacığa taşımama yardım eder misin?
Babasını omuzlayıp arabacığa koydum.
- İşte oldu. Ben benimkini sırtlanırım.
- Tamam Fatih abi sonra görüşürüz.
- Dur gitme birşeyi merak ettim kutsal yeteneğin ne?
- A şey. Savaşçı veya büyücü olamam normal bir yetenek.
- Peki ama ne?
- A ben şey. Yetiştirmem %35 daha hızlı.
- Ne yetiştirmen hızlı?
- Yavru olan herşey bitkilerde dahil. Yetişkin olana kadar daha hızlı büyütüyorum.
- Çok iyi o zaman babanın aslanlarında işe yaradı mı?
- Evet yaradı. Geçen sene yan köye 60 tane yavru verdik.
- Benimle şehirde çalışmak ister misin? Sana 500 altın maaş veririm ve okul masraflarını karşılarım.
- Ben bilmem ki hiç köyden dışarı çıkmadım.
- Yarın babanla konuş bendenize bize gelirsiniz. Bu arada öbür gün sabah erkenden yola çıkacağım.
- Tamam Fatih abi görüşürüz.
- Görüşürüz Ayşe.
Eğer ejderha yavrusunu ve alacağım canavarları beraber büyütürsek daha hızlı büyürler. Buda benim işime gelir. Hahah ne güzel denk geliyor.
Babamı omuzlayıp eve götürüp yatırdım sonra bende yattım.
Sabah erken saatte Mustafa amca ve Ayşe kapımızın önünde sessizce oturmuşlardı. Belli ki bizim uyanmamızı bekliyorlar. Ben uyandım ama aşağı inmedim. Önce annemler çıksın diye bekliyorum çünkü Mustafa amcanın yüzü ekşi ve sinirli duruyordu. Acaba bir yanlış anlaşılma mı oldu?
- A Mustafa Ayşe günaydın. Hayırdır sabah sabah. Kadir'i bekliyorsan içtiği zaman erken kalkmaz biliyorsun.
Dedi annem.
- Biz Fatih'le konuşmaya geldik. Dün kızıma iş teklif etmiş. Aylık 500 altın inanabiliyor musun?
- A Evet Fatih söylemişse doğrudur yapmıştır. Kızının kutsal yeteneğini düşününce bir bakıcı olarak çalışması daha fazla para kazanmanızı sağlar
- Evet bunun bende farkındayım. Kızımın geleceği önemli bende kendime kızıyorum. Kızımla konuştum birde Fatih'le konuşsam rahatlayacağım.
Dedi Mustafa amca. Yanlış anlaşılma yokmuş Rahatladım. Sonra dışarı çıktım.
- Günaydın hoş geldiniz. İş teklifimi düşündünüz mü?
- Fatih kızıma nasıl bir iş yapacağını söylememişsin. Ne demek oluyor bu köylüdür saftırbu diye düşünüyorsun. Soylulara hizmet ede ede onlara çekmişsin.
- Ahh Doğru benim hatam. Başkentte yeni canavarlar alacağım. Onları büyütmek zor ve pahalı olacak. Daha hızlı büyümeleri çok işime yarar. Benimle başkentte kalırsa aylık 600 altın veririm. 2 yıl boyunca kesin benim yanımda çalışır.
- 2 yıl sonunda ne olacak
Dedi Ayşe.
- Onu o zaman düşünürüz. Geleceği bilemem.
- Bana bak kızımı 2 şartla yanına veririm. 2 yıl sonunda eve yollayacaksın ayrıca sınıf seçme ritüelinin parasını da karşılayacaksın.
- Anlaştık.
- Ayşe sen kabul ediyor musun?
- Evet baba kabul ediyorum. Anne bavulları getir.
Ayşe'nin annesi bahçenin içerisine 4 bavul getirdi.
-hehhe beni çok beklettiniz. Bavulları içeri koyuyorum.
- Gerek yok ben alayım
Dedim ve boyutsal yüzüğe koydum.
- aa büyülü yüzük çok güzel aa
Elimdeki yüzüğü resmen okşadı.
- Naime kendine gel herkesin ortasında ne yapıyorsun. Biz daha fazla durmayalım devriyeye çıkacağım. Yarın sabah sizi uğurlamaya geleceğiz.
Dedi Mustafa amca Naime ablayı önüne katarak bahçeden çıktı.
- Hoşgeldin Ayşe şimdi ben anlamadım sen hizmetçi misin yoksa bakıcı mı?
Dedi babam
- Şuan hizmetçi canavar alınca bakıcı olacak. Anneme yardım eder misin? Kahvaltı edelim.
Dedim ve hep beraber içeri girdik.

Kıyametin DengesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin