71- Günaydın Esmercik :)

13K 682 86
                                    

Arabayı kullanan kişi Namık'tı, ağır ağır ilerliyordu ve yüzünden silmeyi istemediği tebessümünü gizlemeden sürekli olarak bıyığının kenarı ile oynuyordu. Cevdet'in arabada olduğu zamanlar açamadığı teyp şimdi son sesinde bütün arabanın içinde hakim durumdaydı. Camı indirdi. Soğuk havayla alay edercesine bir elini camdan çıkartırken gülümseyerek sağına baktı ve "Otuz yaşında olan sen gibisin" diye seslendi alayla.

Alnının üzerinden uzattığı parmakları saçlarına değen Uğur, bütün ciddiyeti ile yola bakarak "Senin de ergenlik yarım kalmış gibi" dedi.

Kaşlarını yalandan çattı Namık, şarkıyı değiştirip doğu yöresine ait bir parça açıp başını sallayarak ritme ayak uydurmaya başladı. Mutluluğu boşuna değildi tabii... Nihayet diyemiyor olsa da Uğur son üç gününü Bursa'da geçirmiş, Cevdet hastaneden çıkana kadar orada beklemişti. Şimdi Cevdet'i eve bırakmalarının ardından ise ilk defa ortak bir menfaat uğruna oturuyordu arabanın içerisinde.

"Keşke kırmızı arabayı alsaydık"

"Kıs şunu. Çek sağa"

Namık bir an için sokağa daha dikkatle baktı ve Uğur'a itiraz etmeden arabayı sağa çekip şarkıyı kapattı.

Bir restoranın önündeydiler. Tamamı saygın iş adamlarından oluşan müşterilere doğru bakıyorlardı ve arabadan ilk inen Uğur oldu. Namık da beklemeden arabadan indiğinde "Burada mı?" diye fısıldadı.

Bir kısmı tamamen camdan oluşan mekana bakarak montunun fermuarını indirdi Uğur. Montunun iç cebinden kalın bir zarf çıkarttığında "Sen arabayı karşı caddeye al" dedi ve ilerlemeye başladı. Bu, tek başıma halledeceğim demek oluyordu fakat Namık'ın bu anı kaçırmaya niyeti yoktu ve adımlarının peşine takıldı.

Mekanın girişinde bekleyen görevlilerden biri Uğur'u durduracak gibi olunca Namık arkadan işaret vererek denememesini belirtti. Adam, arkaya bakarak kapının önünden çekilirken Uğur omzunun üzerinden Namık'a dönüp oyalanmadan mekana girdi ve bir anda Esila'nın bahsettiği o büyü yayıldı bütün mekana...

Bir şekilde bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başaran biriydi Uğur. Yaş aralığı fark etmeksizin herkesin en az iki defa dönüp bakmasına neden olan bir enerjisi vardı ama ona bakan gözlere aldırmadı. Ağır ağır ilerledi hedefinde olan kişiye ve iyice yaklaştığında silahına sarılmak üzere duran korumalara baktı.

Hedefinde olan adam, Bekir Koyulhisar önce adamlarına sonrasında Uğur'a baktı ve ağzına atmak üzere olduğu lokmasını indirip masada akşam yemeği için ona eşlik edenlerin kalkmalarını rica etti.

Fakat Uğur'un umrunda değildi diğer insanlar, zarfı bir hışımla adamın suratına savurdu ve ona silah doğrultan korumalara bütün umursamazlığı ile bir bakış atıp "Senin götünden kan alırım diye dedim mi demedim mi? " diye tısladı.

Adam hayretlerle doğulurken zarfı açtı. İçerisinde olan fotoğraflara bakarken adamlarına silahlarını indirmelerini söyledi ve bütün öfkesiyle gözlerini Uğur'a dikerek "Sen" diye mırıldandı, "Sen oğlusun".

"Ne yapalım fotoğrafları? Hatıra diye saklayayım mı yoksa kime teyze yerine dayı dediklerini mi anlatayım insanlara?"

"Kes sesini!"

"Hatıra diye sakla diyorsun herhalde?"

"Bu böyle bitmez, unutma"

"Unutmam. Sen de unutma. Ben Cevdet Hanoğlu'na benzemem, dayıyı teyze yaparım."

Biri Bekir'e dayı diye seslenince Uğur sesi işaret ederek fotoğraflara baktı. Esila'nın evinin önünde görünen araba Bekir'e aitti. Esila'nın Cevdet'in evinde kaldığı günlerde Cevdet'e zarar vermek için Bekir'in hedef listesine aldığı ilk kişi Esila olmuştu ve bu durum Uğur'un karanlık tarafının alev alması için yeterli bir durum olmuştu.

Saçlarımdan Bileğine   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin