Pencere kenarında beklediğim geceleri hatırlıyorum, ne çok felaketi düşünmüş ne çok inanmıştım onlara. İhtimaller diyarının attığı acımasız kahkahaları da unutamazdım. Gözlerimde yaş kalmayacak kadar ağlarken, ihtimaller diyarı neşesinden çatlayacak kadar kahkaha atardı zavallı halime. Şimdi ise çok sessizdi ihtimaller diyarı. İçime içime doldurduğu bütün kötü düşünceleri de almıştı yanına ve pencere köşesinde kalan onlar, kahkaha köşesinde olan bir çilli vardı artık; ben vardım. Açık kahverengindeki masamın üzerine bıraktığım çerçeveme esmerimin yüzü misali dokunuyordum, bir türlü bırakamayınca sarmıştım fotoğrafı sıkı sıkı ve saçlarının üzerine kocaman sulu bir öpücük kondurup "Oh be!" diye mırıldandım.
"Yengemmm tamam doyum olmuyor esmerine ama ofiste bir tık saklasan mı aşkını?" diye alay ederek içeri giren kişi Nil'den başkası değildi.
Fotoğrafı bırakmış değildim. Söylediği gibi, doyamıyordum ve sanırım fotoğrafımızı burada tutmaya devam ettikçe dikkatimi toparlayamayacaktım.
"Birileri gelecek Esi, bırak şunu" diyerek gülümsedi Nil. Omuz silkmiştim ama haklı olduğu için fotoğrafı karşıma koyup uzaktan bakmaya daha doğrusu uzaktan öpmeye devam ettim.
"Sen evde de sürekli böyle misin? Bakıp bakıp ah benim kocam ya falan?"
"Dalga geçme, neler yaşadık biliyorsun. İnanamıyorum bazen ne yapayım..."
"Ama görüyorsun değil mi, sana mimarlık ofisi açtı reis ya! Esmer Dağhan'a bak sen!"
Fotoğrafa doğru eğilmişti Nil, şapşal halimize kocaman gülümsemeye başlamıştı ve "Bunu görmemiştim" diyerek fotoğrafa daha dikkatli bir bakış attı.
"Valla çok yakışıyor şöyle uzatsın saçlarını yine bence"
"Yok Nil ya, yani evet çok yakışıyor ama beni mahvetti. Her sabah söylene söylene çıkıyordu evden. Biliyorsun Uğur'u, öyle saçıma şekil vereyim falan asla yapamıyor."
"Doğru... Neyse benim abim her türlü bebek!"
Bebek tabii ya, benim bebeğim. Her sabah şükrederek uyanmamı sağlayan, her gece uyumadan önce esmer yüzüne bakıp uzun uzun dualar etmemi sağlayan en güzel hikayem.
Evlendiğimizden bu yana bir yıl geçmişti. Bir yıl içerisinde herhangi bir sorun yaşamamış olduğumuz için içten içe tedirginlik duymuyor değildim ama belki de tüketmiştik artık. Böyle mutlu olmak için yaşanmıştı belki tüm o enkazlar ve daha fazla yıkılacak bir şey kalmamıştı geriye. Yine de insan sürekli aksilik yaşayınca şaşırmadan edemiyordu. Bir yanımı hep hazır bir şekilde bekletiyordum. Esmer hikayeme değecek ufacık bir kötülük karışısında savaşçı kesilecektim fakat Uğur buna müsaade eder miydi emin değildim.
Kalbinin derinliğinden zaten şüphem yoktu ama evlendikten sonra bazı şımaracağım şeyler yaşamıştım. Daha doğrusu yaşamaya devam ediyordum. Dünya üzerinde kalmış tek kadınmışım gibi hissettiriyordu. Sanki benden daha kıymetli hiçbir şey yoktu esmerimin gözünde ve bunu sonuna kadar belli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saçlarımdan Bileğine
Ficción Generalİhtimaller diyarı halime gülerken, sen o bileğine ne güzel yakıştırdın düşlerimi...