Meet

31.3K 424 46
                                    

Bölüm Şarkısı: Nick Jonas & Nicki Minaj - Bom Bidi Bom

Elimdeki erotik içerikli kitabı ters çevirip fiyatına baktım. Diğer kitaplara göre biraz daha pahalıydı. Fiyatları kütüphanenin sahibi Jane belirliyordu ve bu tarz kitapların çok sattığını bildiğinden fiyatlarını arttırmıştı. Bugün Joe izinli olduğundan kütüphanenin tüm işleri bana kalmıştı. Aynı anda hem kitapları yerlerine yerleştirmeli hemde kasayla ilgilenmeliydim ve kapanış saatine yaklaştıkça yorgunluktan öldüğümü hissediyordum. Kitabı poşete koyup önümdeki bana yiyecekmiş gibi bakan adama uzattım.

"Borcunuz 35 dolar efendim."

Elimdeki poşeti alıp cebinden bir 50'lik banknot çıkarıp kasa olarak kullandığımız yüksek kahverengi kürsüye bıraktı ve göz kırparak uzaklaştı. Aldığım parayı yerine yerleştirip sıradaki müşteriye bakmak için arkamı döndüğümde karşımda Chris'i buldum.

"Chris? Ne işin var burada?" Elindeki cinsel içerikli dergileri önüme bırakıp muzipçe sırıttı.

"Alışveriş yapıyorum hayatım."

Gözlerimi devirip önümdeki dergileri poşete yerleştirdim. Dergilerin parasını ödemek için cüzdanına yöneldiği sırada onu durdurup arkadaki müşterilerin duymaması için kulağına doğru eğildim.

"Bu seferki benden olsun. Önümüzdeki 6 ay çok ihtiyacın olacak çünkü." diye fısıldayıp arkada sıraya girmiş müşterilere çaktırmadan boynuna ufak bir öpücük bıraktım. Yüzünün aldığı şekli ve kendini kastığı için belirginleşen damarlarına bakıp sırıttım. Eğer gerçekten 6 ay boyunca onu kışkırtmama dayanabilirse bunun acısını çok fena çıkaracaktı biliyordum.

Nefesini kontrol altına aldığında sıradan çekildi ve kütüphanenin en ücra köşesindeki masaya doğru adımladı. Mesajı almıştım. Son 6 müşteriyle de ilgilenip çıkış kapısına yöneldim ve Açık yazan tabelayı çevirerek Kapalı yazısını astım. Loş ışıkların altında oturmuş bir şiir kitabı okuyan Chris'e doğru yöneldim.

Loş ışıkların altında yüz hatları hiç olmadığı kadar çekici görünüyordu. Henüz geldiğimi fark etmemişti. Siyah dar eteğimi hafifçe yukarı kaldırıp kolsuz siyah büstiyerimi düzelttim ve saçlarımı geri atarak davetkar bir şekilde gülümsedim. Chris'in hemen çaprazındaki sandalyeyi es geçerek dibinde durdum. Geldiğimi sonunda fark edip kitabı kapattı ve geri yaslanıp beni süzdü. Bakışları en sonunda göğüslerimde durduğunda tüm cesaretimi toplayıp yanlamasına kucağına oturdum.

Birkaç gün önceye kadar bana laflarla asılan peşimde koşan bu adamı tersleyip kovarken şimdi kucağındaydım. Kendimden beklenmedik şeyler yapıyordum. Bunu gerçekten iddiayı kazanmak için mi yoksa onu cidden çok arzuladığım için mi yapıyordum henüz emin değildim. Tek bildiğim onun yanındayken ne yaparsam yapayım yanlış gelmiyordu.

Göğüslerim artık tamamen bakış açısındaydı ve tamda erkekliğinin üzerine oturmuştum. Onu ne kadar zor durumda bıraktığımı altımda sertleşen erkekliğinden anlayabiliyordum.

"İddiayı kazanana kadar olabildiğince ileri gideceksin değil mi?" diye mırıldandı hırıltılı sesiyle.  Şımarıkça omuz silkip kalçamı hafifçe oynattım. Sitemkar bir şekilde oflayıp kollarını belime sardı. Boynuna doğru eğilip ufa öpücükler kondurdum. Öpücüklerim giderek ıslaklaşıp yerini emmeye bıraktı.

"Tanrı aşkına Hayley, bana ne yaptığın hakkında en ufak fikrin yok." diye acı çekercesine mırıldandığında zevkle gülümseyip bacaklarım iki yanına gelecek şekilde kucağına yerleştim. Artık erkekliğini tamamen hissediyordum ve yüz yüzeydik. Dudaklarını boynuma geçirip morartırcasına emmeye başladığında ufak bir iniltim kütüphanenin rafları arasında yankılandı.

Chris belimden kavrayarak beni sırt üstü arkamdaki masaya yatırdı ve üzerime doğru eğildi. Boynumda ufak ufak izler bırakacak şekilde ısırıklar bırakıp göğsüme doğru yöneldi. Büstiyerimin fermuarını açarak İngiliz Edebiyatı yazan raflara doğru düşünmeden fırlattı.

Çıplak kalan göğüslerime büyük bir açlıkla saldırıp uçlarını dişleri arasına aldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çıplak kalan göğüslerime büyük bir açlıkla saldırıp uçlarını dişleri arasına aldı. Sol eli boynumun hemen altında doğrulmamam için baskı uygularken sağ eli bacaklarımı okşuyordu. Sağ göğüsümü büyük bir iştahla emerken kendimi kelimenin tam anlamıyla bulutların üzerinde hissediyordum. Göğüs ucumu dişlerinin arasına aldığında seslice inledim. Daha ne kadar ileri gidecektik? Gerçekten bu kadar erken mi kazanacaktım iddiayı? Dişlerini göğsümden ayırıp yeniden dudaklarıma yöneldiğinde sertleşmiş erkekliği pantalonunun üzerinden kadınlığıma bası uyguladı. Öpüşüne ayak uydurmakta zorlanmaya başlıyordum. Dilini ağzımın içine gönderdiğinde izin verdiğince inledim. İnlememle rüyadan uyanmış gibi Chris kendine geldi saçlarımda dolaşan sol eli durdu. Ardından kalçamı sıkan sol elini belime doğru çekti.

"İlk defa bu kadar ileriye gidip durabiliyorum." diye nefes nefese konuştu. Ardından doğrulup sandalyesine oturarak benide yavaşça kucağına çekti. Kollarını belime yerleştirip çıplak kalan göğüslerimi kendi göğsüne yasladı.

"Böyle kalabilir miyiz? Onları görürsem kendimi daha fazla tutamayabilirim."

Kıkırdayp başımı olumlu anlamda salladım. Belimi saran kollarının arasında kaybolmuştum. Kıpırdanıp iyice göğsüne yaslandım. Vay canına kalbi gerçektende hızlı atıyordu.

"Niçin gelmiştin?" diye kesikçe mırıldandım. Konuşana kadar bende ne kadar zorlandığıı fark edememiştim.

"Ah doğru ya bir şey sormak için gelmiştim. Ama sayende bu tamamen aklımdan çıktı."

Doğrulup dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum ve kollarının arasından ayrıldım. Büstiyerimi bulmak için lafların arasında yarı çıplak dolaşırken beni süzzdüğünü hissedebiliyordum.

"Şey diyecektim, ailem gizlice nişanlandığım bu güzel bayanla tanışmak istiyor. Yarın akşam bize yemek için gelebilir misin?"

Büstiyerimi üzerime geçrip fermuarını çektim. Bu biraz erken olmuş gibiydi. Neden sahte bir nişanlıya ihtiyacı vardı bilmiyordum ama ona soru sormayacağıma söz vermiştim. Gitmek istemiyordum aile büyükleriye tanışma fikri beni geriyordu. Hele de Chris'in ailesi. İki tane kız kardeşi vardı ve eğer benden nefret ederlerse önümüzdeki 6 ay bana cehennem olabilir, Chris'ten önce ben pes edebilirdim.

Hayır demeyi öylesine istiyordum ki... Az önce yaptıklarımız ve Chris'in kendini frenleyişi aklıma gelince bunu çoktan ona borçlandığımı biliyordum. Bana doğru yaklaşıp kollarını yeniden boynuma doladı ve dağılan saçlarımı kibarca düzeltti.

"Yarın müsaitim. Ama şimdiden söyliyeyim ailen beni sevmezse sorumluluk kabul etmiyorum."

Ufak kahakası az önce iniltimle yankılanan kütüphanede yankılanınca istemsiz olarak benimde yüzüme bir sırıtış yerleşti.

"Anlaştık Ma Belle."

Diğer bölüm texting olacak. En geç 1-2 saate yayımlarım ve yorum gelirse akşamda diğer bölümü atarım :)

Library | Texting (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin