Medyadaki şarkıyı bu çifte aşırı yakıştırıyorum. Onu da dinleyin lütfen.
Bölüm Şarkısı: Taylor Swift - Miss Americana And The Heartbreak Prince
"Hey yaşlı adam gelde fermuarımı çekmeme yardım et!"
Chris söylene söylene merdivenleri tırmanırken homurtuları kıkırdamamı sağladı. Kalkmış yakasının altından kravatını düzeltmeye çalışan elleri beni görünce dondu.
Yanına gidip kravatındaki ellerini indirdim ve ustaca birkaç hamlede kravatanı takıp yakasını düzelttim. Siyah takım elbisesi gerçekten ona yakışmıştı. Kibarca geniş omuzlarındaki ufak tozları da parmaklarıma ilkeleyip arkamı döndüm ve saçlarımı tek omzuma atarak fermuarımı çekmesini bekledim. Elleri açık sırtımı her yerinde oyalanarak sonunda fermuarı buldu. Nefesini boynumda hissederken acele etmeden yavaşça fermuarı yukarı çekti ve ardından arkadan sarılarak iri kaslı kollarını ince belime doladı.
"Gerçekten beni tanrıça olduğuna inandırıyorsun Hayley Wood."
"Beni şımartmayı kes Christopher."
Kolları arasında zorlanmadan ona doğru döndüm. Aramızda hiç mesafe yoktu ve nefeslerimiz birbirine karışacak kadar yakındık. Kafamı yukarı kaldırarak gözlerine baktığımda uzun kirpikleri arasındaki mavi gözleri çoktan benim gözlerimin derinliklerini izliyordu. Ona karşı şuan tensel bir çekimden çok duygusal bir çekim hissediyordum. Onunla yakınlaşmalarımız beni artık sadece erekte etmiyordu. Karnımda kelebekler uçuşmasına sebep oluyordu.
Sahte bir şekilde öksürerek kollarının arasından çıkmak için bir hamle yaptım. Eğer çıkmasaydım onu öpecektim ve bu şehvet dolu bir öpücük değil duygu yüklü bir öpücük olacaktı.
"Hadi geç kalıyoruz. Unutma bu ailenin verdiği bir iş ile alakalı bir parti. Geç kalırsak babanla hararetli bir konuşma yapmak zorunda kalacaksın."
"Pekala kaç bakalım."
*******************
Partinin yapıldığı devasa salona girdiğimizde gerilmiştim. Kalabalık alan fobim vardı ve bunca ses ve ışık yardımcı olmuyordu. Normalde yanımda tanıdığım insanlar olunca sorun çıkmazdı ama şu an tanıdığım tek işi elimi koca avcunun içinde sıkıca tutmuş Chris'ti. Ona biraz daha sokulup nerede olduğumu unutmaya çalıştım.
Kokteyl partisi olmasına rağmen çok kaabalıktı. Filmlerde böyle değildi oysaki. İnsanlar yüksek yuvarlak masaların etrafında ayakta dikilerek bir yandan tuhaf renkli içeceklerini yudumluyor bir yandan da sahte gülücükler saçarak sohbet ediyorlardı. Tuhaf müzik yerini sakin Fransızca bir şarkıya bıraktığında daha iyi hissediyordum ama hala midem bulanıyordu. Sol elimle Chris'in elini tutmuş ve olabildiğince ona sokulmuştum ve bu durum sonunda Chris'in dikkatini çekmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Library | Texting (+18)
Short Story"Tanrılar, insanların gerçekleşmiş arzularıdır. Sende benim arzumsun, Hayley." #07.10.2019