Bölüm Şarkısı: ZAYN, Taylor Swift - Don't Wanna Live Forever
Aynanın karşısına geçip yeni boyattığım saçlarıma baktım. Kısa süreliğine bu değişikliği yapmak istemiştim ama şu an oldukça hoşuma gidiyordu. Çantamdan telefonumu yeni saçlarımı Ashley'e göstermek için çıkarıp aynanın karşısına geçip bir fotoğraf çektim.
Hayley Wood: Hey yeni saçlarıma 'Merhaba' de (14:04)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ashley Disck: Becer beni (14:10)
Hayley Wood: Belki sonra :* 1 saate kadar üniversitenin bahçesinde ol bebeğim. (14:10)
Telefonu beyaz çantama atıp evin anahtarlarını alarak kapıyı açtım. Kapıyı açmamla karş daireninde kapısının çık olduğunu fark ettim. Chris neredeyse çıplak olan bir kız ateşlice öpüyordu. Beni fark edince öpüşlerini daha da derinleştirip bana el salladı. Ah piç herif. Sabahki mesajım onu cesaretlendirmiş olmalıydı. Üstelik karşımdaki sahneye bakınca da onun neden sabahın 5'in uyanık olduğunu artık anlıyordum. Orta parmağımı ona doğru sallayarak merdivenlerden indim.
Beni iddiayı bozmam için kışkırtmak mı istiyordu? Görürdü gününü. Üniversitenin bahçesine vardığımda Ashley'i banklardan birine oturmuş kitap okurken halde buldum. Beni görünce elindeki kitabı kenara indirdi ve küçük adımlara bana yaklaşıp kocaman sarıldı.
"Selam sahte sarışın." demesiyle kıkırdayıp oturduğu masalı banka doğru ilerledim. Ashley benimle yaşıt olan sevimli bir kızdı. Biseksüeldi ve bu yüzden yurtta kalarak kızlarla daha yakın oluyordu. Ayrıca benim bu şehirdeki en yakın arkadaşımdı. Londra'da doğup büyümüştüm bu yüzden üniversite için Los Angles'a taşınmak benim adıma zordu. Arkadaş canlısı bir tip değildim ama Ashley benimle iyi başaçıkıyordu.
"Günlerdir neredeydin? Bay Harrington seni sorup duruyordu." diye o sinirli sinirli konuşurken çatanmdan sigra çıkarıp ince parmaklarım arasına aldım. Tek elimle çakmağı bulduktan sonra sigarayı dolgun dudakarım arasına yerleştirdim ve yaktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sigaramdan bir nefes çektikten sonra kaşlarımı çatarak mırıldandım.
"Bay Piç Harinngton neden beni sorup duruyor?" diye huysuzca konuştum. Bay Harrington, buranın en genç Profesörü olmasına rapmen 35 yaşındaydı. Ve oldukça azgın hergelenin tekiydi.
