2. Bölüm

1.2K 146 61
                                    

🎶Chan - In Winter

2.Bölüm

Iseul her zamanki hayatına devam etmekle meşguldü. Evden kliniğe, klinikten kafeye ve oradan eve olmak üzere dümdüz bir hayatın içindeydi. Bazen bu hayattan sıkıldığını düşünmüyor değildi. Yine de şikayet etmemeye çalışıyordu çünkü bu zamana kadar yaşadığı en güzel günler bu günlerdi. Etrafında ona zarar verecek kimse kalmamıştı. Kendi evi ve işi vardı. Bu yüzden ayaklarının üstünde durabiliyordu. Muhtaç olduğu kimse yoktu. Sevdiği ve görüştüğü birkaç arkadaşı ve kuzeni dışında hayatında pek kimsesi olmasa da bundan memnundu. Az ve öz en iyisiydi ona göre.

Yine bir perşembe günü kliniğinde oturuyor ve sıradaki hastasının gelmesini beklerken yazması gereken birkaç raporu tamamlıyor ya da hastalarının dosyalarını inceliyordu. Şu sıralar fazlasıyla yoğundu. Önceki devam eden hastalarının yanına bir de yedi kişi eklenmişti bir anda. Bu yüzden şu birkaç hafta yeni bir hasta alımı yapmayacak gibi duruyordu. Bu yoğunluğa yetişememekten endişeliydi.

Iseul dosyaların içinde kaybolurken kapısı çalındı. Sekreteri eşliğinde Jackson Wang içeri girdi. Bugün sıra ondaydı. Ondan önce Kim Yu Gyeom ve Park Jin Young adlı hastalarla görüşme yapmıştı. İkisi de birbirinden farklı karakterlere ve yaşantılara sahipti. Kesin konuşmak için erkendi ama kesin söyleyecebileceği bir şey vardı ki bu da Yugyeom'un Jinyoung'tan daha fazla yara aldığıydı. Idol olmak kesinlikle Yugyeom'u bir tık daha yıpratıyordu.

"Bayan Han, Bay Wang geldiler."

Sekreteri Jackson'ı içeri yönlendirdikten sonra odadan çıkıp gitti. Jackson ise hemen eğilerek selamını vermiş ve Iseul'ın karşısındaki koltuğa oturmuştu.

"Hoş geldin, Jackson," diyerek yine her zamanki sevecen gülümsemesini takındı, Iseul.

"Hoş bulduk, Bayan Han.. Şey pardon Iseul."

İkisi de Jackson'ın bu dönüşüne kısa bir an güldü.

"Görüşmeyeli nasılsın? Nasıl gidiyor?"

"Gayet iyi. Tabii genelde yorucu ama bu yorgunluk da aynı zamanda bize keyif veriyor. Siz nasılsınız? İki üyeyle görüştünüz bile. İkisi de hiçbir şey anlatmadılar," diyerek güldü Jackson. Iseul'de ona eşlik etti.

"Anlatmamaları normal. Gizlilik esastır sonuçta. Seninle konuştuklarımız da tabii ki burada kalacak. En azından benim açımdan öyle... Umarım bana bir şeyler anlatmaktan çekinmezsin. Ayrıca her yönden rahat olabilirsin. İstediğin zaman kalkıp dolaşabilirsin mesela. Dışarıya bakabilirsin. Kendini nasıl rahat hissediyorsan öyle ol. Hatta o koltuğa istersen yatabilirsin."

"Sevdim bu işi," diyerek gülümsedi Jackson ve direk koltuğa daha rahat bir şekilde oturdu. Şimdilik uzanası gelmemişti. En azından şimdilik.

"Güzel. Rahatsan... Biraz bana kendinden bahseder misin? Jackson Wang kim? Televizyondaki Jackson ve gündelik hayattaki Jackson kim? Bunlardan biraz bahset bakalım."

"Öncelikle kendimi tanımlamam gerekirse, yaşam enerjisi yüksek, bazen durgun, sağlık konusunda hassas, yaptığı işe aşık, azimli, iyi bir dost ve evlat - en azından öyle olmaya gayret ediyorum- gibi özellikler sıralayabilirim. Dürüst biriyimdir ama birini kıracaksam bazen dürüst olmamaktan yana oluyorum. Bunların haricinde yapmayı sevdiğim çok şey var ama pek vakit bulduğum söylenemez. Çünkü bazen başımı kaşıyacak vaktim bile olmuyor. Bu görüşmelerden dolayı bazı çekimlerimi ertelemek zorunda kalıyorum hatta. Yine de bulabildiğim altın vakitlerimde psikolojik kitaplar okumayı ve şarkı yazma denemeleri yapmayı seviyorum diyebilirim..."

SOLITUDE || Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin