11. Bölüm

703 97 43
                                    

🎶 Yook Sungjae -  Come With The Wind

11.Bölüm

Karanlık... Sadece göz kapaklarımızın hemen ardında, sonsuz bir boşluk sanki. Arada bir duvar. Arkası ışık. Ama o ışığa ulaşmak imkansız. Duvarın önünde biri var. Acılarınızın sahibi. Geçmenize izin vermiyor. Peşinizi bırakmıyor. Var olsa da yok olsa da size acı çektirmeye yeminli sanki. Kurtulamıyorsunuz. Sadece kendini hatırlatarak bile size zarar verebiliyor. Sizi karanlığa hapsedebiliyor. İşte Iseul'da bu karanlığa hapsolmuştu.

 Iseul'ın bugüne kadar iyi olduğu tüm günler bir anda çöp olmuştu. İlerleme kaydettiğini düşünmüştü. Hatta iyileşmiş gibi devam ettiriyordu hayatını. Ama o sadece iyileştiğini sanmıştı. Belki de öyle sanmak istemişti. Çünkü bu tarz travmaların tetikleyiciler yüzünden tekrar gün yüzüne çıkma ihtimali çok yüksekti. Tamamen atlatmaksa çok zordu. Bazı insanlar içinse imkansızdı.

"Iseul... "

"Hyung, birazdan kendine gelir. Sakinleş artık."

"Bir şey bilmiyorsunuz! Sakin falan olamam."

"Neyi bilmiyoruz Jackson?"

Jackson onunla beraber hastaneye gelen Jinyoung ve Yugyeom'a baktı. Bir şey diyemedi. Bunu anlatabileceğini sanmıyordu. Iseul duysa hoşuna gitmezdi zaten.

"Boş verin."

Iseul, konuşulan her şeyi duymaya başlamıştı ama hala karanlıktaydı. Gözlerini açamıyordu. Ellerini kıpırdatmaya çalışıyordu ama yapabildiğinden emin değildi. Neler olduğunu anlayamıyordu. Bilinci yerine gelmeye başladığından oynatmaya çalıştığı eli biraz olsun kıpırdamıştı. Çok geçmeden gözleri de yavaşça aralanmaya başlamıştı. Jackson bunu görünce hemen Iseul'ın yanına fırladı ve elini tuttu. O an telaştan hemşireyi çağırmak adına düğmeye basmayı unutsa da Jinyoung onun yerine bu görevi yerine getirmişti.

"Iseul! İyi misin?"

"Unni!"

Iseul'ın uyandığını anlayan Seon Ah'da hemen koşmuştu. Iseul gözlerini araladığında ilk olarak bu ikisini gördüğü için iyi hissetmişti. İkisi de endişeli ve aynı zamanda da uyandığı için mutlu görünüyordu. Jackson hepsinden daha telaşlıydı. Seon Ah bu durumu daha önce de yaşadığı için olanları az çok tahmin edebiliyordu neler olduğunu. Yine de bunun olmaması için dua ediyor ve doktorun yapacağı açıklamayı beklemeyi tercih ediyordu.

Iseul konuşmakta zorlandığından sadece başını sallamakla yetindi. Çok geçmeden de doktor ve hemşire odaya geldiler. Doktor ve hemşire Iseul'ın kontrollerini yaptılar. 

"Birinizle dışarıda konuşmam mümkün mü?"

Doktorun isteğine karşılık Seon Ah ayaklanıp doktorla beraber odadan çıktı. Jackson'ın olanları bildiğini bilmiyordu. Tek bilenin kendisi olduğunu sandığı için dekendisinin doktorla görüşmesinin daha mantıklı olacağını düşündü.

"Hastanın psikolojik bir rahatsızlığı var mı?"

"Evet, var."

"Hastayı buraya getiren kadın, sanırım sekreteriydi, hastanın titrediğini, teninin soluklaştığını, nefes almakta güçlük çektiğini söyledi. Ve bunlar aniden oluyor söylenenlere göre. Zaten testlerde herhangi bir sorun yok. Gayet sağlıklı. Yüksek ihtimal psikolojik bir durum. Zamanında tedavi almadı mı bilmiyorum ama aldıysa bile tedaviye tekrar başlaması şart. Hastayı psikiyatri servisine yönlendireceğim. Sizinle orada ilgilenecekler. Hemşireden sizin için en yakın zamanda bir randevu ayarlamasını isteyeceğim. O sizi bilgilendirecek. Geçmiş olsun."

SOLITUDE || Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin