10. Bölüm

713 105 36
                                    

🎶Park Boram - Alone

10.Bölüm

"Tabii konuşalım."

Yong Hwa'nın konuşma isteği herkesi meraklandırmıştı. Jackson bunu pek istemese de karışmamıştı. Ama gerekirse de karışmaktan geri durmayacaktı.

Iseul yerinden kalkıp Yong Hwa'nın yanına gitti ve ve beraber dans odasından çıkıp binanın terasına çıktılar. İkisi de sessizdi. Bir süre Seul manzarasını izlediler. İkisi de ne diyeceğini bilmiyordu. Birkaç dakika böyle geçti. Yong Hwa artık dayanamadı ve konuşmaya başladı.

"Görüşmen gereken kişi Jackson'dı değil mi?"

"Evet," diyerek başını eğdi Iseul. Biraz utanmıştı. Birini üzmek isteyeceği en son şey bile değildi. Bu yüzden kendine kızmadan edemiyordu. 

"Ne oldu peki? Sevgili misiniz?"

"Şimdi... ona bir şans verdim sadece. Çünkü ben ondan hoşlanıyorum, Yong Hwa. Özür dilerim. Seninle bugün buluşmayacaktım ama kendimden emin olmalı ve iki tarafı da oyalamamalıyım diye düşündüm. Üzgünüm cidden. Seni üzmek istemedim."

"Özür dileme, Iseul. Sen özür dileyecek bir şey yapmadın. Sadece gerçekleri sana sorup öğrenmek istedim... Kalbinin kimi seçeceğini sen bilemezsin sonuçta. Bu yüzden dert etme. Ben iyiyim," diyerek Iseul'a doğru döndü ve gülümsedi. İyi görünmeye çalışıyordu ama çok zordu. İkisi için de. Yong Hwa uzun zaman sonra bu duyguları hissetmişti ama yine sonuç hüsrandı onun için. Bu yüzden iyi olması mümkün değildi. Ama elinden bir şey gelmiyordu. Jackson ile onun arasına giremezdi. İkisi de birbirini seviyorsa buna karışamazdı. İkisiyle de önceden nasılsa öyle devam edecekti. Başlarda belki mesafeli olurdu ama zamanla bu durumu aşacak ve düzelecekti. En azından öyle umuyordu.

Iseul onun iyi görünmeye çalıştığının farkındaydı ama hiçbir şey yapamıyordu. Sadece içinden özürler diliyordu. Bakışlarıyla da bunu belli ediyordu. 

Yong Hwa daha fazla durmadı ve hafif bir şekilde gülümseyerek selam verdi ve oradan uzaklaştı. Yürümek hiç bu kadar zor bir eylem olmamıştı onun için. Adım atmak çok zordu. Uzaklaşmak çok zordu. Ama mecburdu. En çok da bu yakmıştı canını. 

Geride kalan Iseul ise Yong Hwa gidene kadar orada kalmıştı. Biraz hava aldıktan ve toparlandıktan sonra dans odasına geri dönmüştü. 

Jackson, Iseul yokken olanları üyelere anlatmıştı. Üyeler bu duruma fazlasıyla sevinmişlerdi. Jackson'da sevinmek istiyordu ama aklı Iseul ve Yong Hwa'daydı. O sırada odanın kapısı açılmış ve içeri Iseul girmişti. Jackson hemen ayaklandı ve Iseul'ın yanına geldi.

"Ne oldu? İyi misin? Ne konuştunuz?"

"İyiyim, merak etme. Seninle olup olmadığımı sordu. Öyle bir konuştuk sonra da gitti zaten. Güzel şeyler söyledi. İyiyim dedi ama iyi olmadığı çok belliydi. Bence onun yanında olmalısınız. En azından birkaçınız. Ben de artık eve gideyim, Jackson. Geç oldu zaten."

"Pekala... Arabaya kadar eşlik edeyim sana."

"Biz de hyunga bakmaya gidelim çocuklar."

Young Jae, Jaebum ve Bambam, Iseul'e veda ettikten sonra Yong Hwa'nın yanına gittiler. Yong Hwa ile en fazla yakınlığı olan bu üç üyeydi. Bu yüzden önden onlar gitmişlerdi. Iseul kalanlarla da vedalaştıktan sonra, Jackson ile beraber dans odasından çıkıp asansöre bindiler.

"Anlatacakların bu kadar mı, Iseul?"

"Bu kadar."

"Başka bir şey yok yani?"

SOLITUDE || Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin