19.Bölüm

456 59 17
                                    

🎶Choi Young Jae, Choi Jung Yoon - Fall in Love

19.Bölüm

"Beni çok mutlu ettiniz... Hepinize çok teşekkür ederim."

"Yeter, kızım. Kaçıncı teşekkürün bu," dedi teyzesi ve herkes gülümsedi. O sırada Jinyoung araya girdi ve "Hadi hediyeleri verelim," dedi. Herkes ayaklanıp hediyelerini getirdi. Jackson geride duruyordu. Bunu herkesin içinde söyleyebileceğini sanmıyordu. O yüzden başka bir odada söyleyecekti.

Got7 üyeleri hep beraber aldıkları hediyeyi verdikten sonra, Seon Ah ve annesi de hediyelerini aldılar. Iseul bunları açarken Seon Ah pastayı kesmeye gitmişti. Iseul tüm paketleri açtıktan sonra kenarda sessizce duran Jackson ile göz göze geldi. Birkaç saniye birbirlerine baktılar. "İçeri gelsene," dedi Jackson ve ayaklandı. Iseul'ın elini tutup onu da kaldırdı ve beraber içeri geçtiler. Onlar gidince üyeler ve Iseul'ın teyzesi olanlar hakkında dedikodu yapmaya başlamışlardı. Jackson'ın gizli yazar olduğunu açıklıyorlardı Iseul'ın teyzesine.

Jackson ve Iseul içeri geçmişlerdi. Jackson kapıyı kapattıktan sonra Iseul'ı oturttu koltuğa. Hediye paketiyle kaplattırdığı kitabını verdi Iseul'e. Iseul heyecanla paketi alıp açtıktan sonra yüzündeki gülümseme yok olmuştu. Bu hediyeyi asla beklemiyordu. Jackson'ın ona Solitude olduğunu söyleyeceğini düşünüyordu. Bu kitap bunun belirtisiydi. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Bildiğini belli etmeli miydi etmemeli miydi emin değildi. Ama belli ederse Jackson'ın hevesini kaçırabilirdi bu durum, biliyordu.

"Aman tanrım... Bu kitaba nereden ulaştın?!" Evet, belli etmeme kararı almıştı.

"Bu kitapla alakalı sana söylemek istediğim bir şey vardı. Ayrıca çok sevdiğin için..."

"Ne söyleyeceksin?"

"Şey... söylemek için aslında geç kaldım biliyorum. Ben sadece özel bir günde özel bir zamanda söylemek istemiştim. Bu yüzden bu zamana kadar bekledim. Öncelikle üzgünüm... Sana bilmiyormuş gibi davrandım hep. Ama artık Solitude olduğumu söylememin zamanı geldi."

"Ne? Solitude sen misin yani?"

Bilmiyormuş gibi yapmak Iseul için o kadar zordu ki. Gerçekçi oynayıp oynamadığı konusunda emin olamıyordu. Yine de başlamıştı bir kere. Belli edemezdi artık. Söylerse Jackson'ın sinirleneceğini ve üzüleceğini biliyordu. Bugünü bozmak istemiyordu. Belki daha sonra söyleyebilirdi ama şuan hevesini kırmak istemiyordu.

"Evet, güzelim. Benim. Bu kitabı da daha çıkmadan bastırıp sana getirdim. İmzaladım da," diyerek heyecanla gülümsedi Jackson. En azından Iseul ona kızmamış gibiydi. Bu yönden mutluydu.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum... Şuan o kadar şaşkınım ki! Demek bile bile benden gizledin! Bir de yakınımızdan değildir deyip duruyordun!!"

"Şüphelenme diye söyledim öyle."

Iseul gülümseyerek sevgilisinin boynuna sarıldı. "Demek bunca zaman dibimdeydin de haberim yoktu."

Jackson, Iseul'ın sarılmasıyla daha mutlu hissetmişti ve o da geri sarılmıştı. Yüzünü de sevgilisinin boynuna gömmüş, huzurla onu dinliyordu.

"Sana her türlü aşık olacakmışım demek ki," diyerek güldü Iseul. Jackson da gülümseyip Iseul'ın boynuna ufak bir öpücük kondurdu.

"Bu zamana kadar söylemediğim için kızdın mı?"

"Hayır! Yani çok azıcık."

İki sevgili birkaç dakika daha odadan çıkmayıp birbirleriyle güzel vakit geçirdiler. Daha sonra diğerlerini bekletmenin doğru olmayacağını düşünüp çıktılar odadan.

SOLITUDE || Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin