SOLITUDE || Jackson Wang

12.Bölüm

🎶D.O - That's Okay

12.Bölüm

"Al bakalım kahveni."

Jackson elinde iki bardak kahveyle beraber salona geldi ve birini Iseul'e verip yanına oturdu. Kendi bardağından bir yudum aldıktan sonra derin bir nefes aldı ve kendini konuşacağı konuya hazırladı. Şimdiden zorlanacağını hissediyordu fakat bunu düşünmemeye çalışıyordu.

"Iseul, seninle konuşmak istediğim bir şey var."

"Konuşalım."

Iseul kahvesini yudumlarken merakla Jackson'ı izliyordu. Gelecek olan cümleler çok da hoş değilmiş gibi görünüyordu. Jackson'ın yüz ifadesi bunu fazlasıyla anlatıyordu çünkü.

"O gün adeta bir kriz geçirdin, biliyorsun... Gelen danışanını dinlerken bir anda oldu değil mi?"

"Bunu konuşmasak olmaz mı Jackson?"

Jackson bardağını orta sehpaya bırakıp Iseul'ın elini tuttu ve anlayışla ona baktı. Belki onu tam olarak anlayamazdı ama anlayabilmek için elinden geleni yapıyordu. Bu konuyu konuşmanın ona çok zor geldiğinin de farkındaydı. Fakat başka çaresi yoktu. Bunun üstüne gitmesi gerekiyordu.

"Konuşmalıyız, Iseul. Büyük ihtimal o kızla konuştukların seni etkiledi. Kız sana ne anlattı bilmiyorum ama travmanı tetikleyecek bir şey olduğu belli. Asıl önemli kısım senin bundan bu kadar çok etkilenmiş olman. Yıllar önce iyiyim deyip tedaviyi bırakmışsın. Eminim şuan iyi olmadığının sen de farkındasındır..."

"Farkındayım Jackson ama bu her zaman olan bir şey değil. Üstesinden gelebilirim... Ben.. yemin ederim unutmuştum Jackson. Daha iyiydim.. Uzun zamandır yaşamıyordum. Gayet iyiydim ben!"

Iseul ağlamaya başlayınca Jackson onu kendine çekip sarıldı. Saçını okşuyor ve onu rahatlatmaya çalışıyordu. Bu konuşma düşündüğünden de zordu.

"Bunu atlatamadığımı görmek, bununla yüzleşmek o kadar zor ki... O adam yok, hayatım güzelce devam ediyor ama ben hala eskisi gibiyim. İyileşemiyorum ve bu o kadar üzüyor ki..."

"Bunu beraber başaracağız bebeğim. Daha fazla üzme kendini. Bu illetten kurtulma vaktin geldi de geçiyor. Ben yanında olacağım, tamam mı?"

Iseul bir süre konuşmayıp sadece ağladı. Jackson da sessizce ve sabırla onun sakinleşmesini bekledi. Sonrasında konuya geri döndü.

"Doktor seni bir psikiyatriste yönlendirdi. Oradan randevu alıp gideceğiz. Olur mu?"

Iseul bir süre düşünse de başka çaresinin olmadığını bildiğinden kabul etti. Tek isteği bir an önce bu durumdan kurtulabilmekti.

"Peki, tamam. Ama işime devam etmek istiyorum.Böyle evde yatıp durursam daha çok kafayı yerim."

"Sen nasıl istersen... Hem yarın danışma sırası bende. Keyifli bir vakit geçireceğiz."

"İşle aşkı birbirine karıştırmak yok. Kaldığımız yerden devam edeceğiz seansta."

"Tamamdır, psikolog hanım," diyerek gülümsedi Jackson ve Iseul'e tekrar sarıldı. Artık gitme vakti gelmişti. Hiç istemiyordu ama yapması gereken bir sürü iş vardı. Yeni şarkılar, danslar, klip ve dergi çekimleri devam ediyordu. O pd-nim den izin alarak bu kadar süre kalabilmişti zaten.

"Artık gitmem gerek, güzelim. Bir şey olursa ararsın."

"Tamam... Teşekkür ederim benimle uğraştığın için. Görüşürüz."