17. Bölüm

586 70 83
                                    

🎶Got7 - Aura

(yorumları arttıralım lütfeeen)

17.Bölüm

Jackson çekimler biter bitmez çocuklara haber verip çekim alanından hızla uzaklaşmıştı. Bir an önce Iseul'ın yanına gidip onunla konuşmak istiyordu. Saatlerdir bu anı beklemişti. Koşarak aşağı indi. Maskesi ve şapkasıyla bir taksiye atlayıp Iseul'ın evine geldi. Şirket arabasını diğer üyeler kullanacağı için taksiye mecbur kalmıştı. Yine de sorunsuz bir şekilde gelmeyi başarmıştı.

Iseul'ın dairesinin önüne gelince gergin bir şekilde kapıyı çaldı. Bekledi ama hiç ses yoktu. Tekrar çaldı fakat yine kapıyı açan olmadı. Akşam vakti nere gidebilirdi, diye düşündü fakat bir fikri yoktu. Her zaman evde olurdu. Başına bir şey gelmediğinden emin olmalıydı. Bu yüzden hemen Iseul'ı aradı. Çok geçmeden telefon açıldı.

"Jackson oppa!!!"

"Seon Ah? Sen misin?"

"Evet, benim. Nasılsın?? Mark oppa nasıl??"

"Hepimiz iyiyiz de... Iseul yok mu?"

"Ha, lavaboya gitti gelir şimdi."

"Neredesiniz siz?"

"Annem geldiği için hep beraber dışarıda yiyelim dedik."

"Pekala... O zaman evde bekleyeyim ben sizi."

"Şifreyi biliyor musun? Bilmiyorsan söyleyeyim."

"Biliyorum, sağ ol."

Telefon kapandıktan sonra Jackson şifreyi girip içeri geçti. Işıkları açtıktan sonra Iseul'ın odasına geçip oturdu. Ne zaman geleceklerini bilmeden umutsuzca bekliyordu. Iseul gelir gelmez bu sorunu halledecekti. Zaten Iseul'ın doğum günü de yaklaşıyordu. Artık bir plan yapması gerekiyordu. Bir süre durup düşündü. Teyzesinin burada ne kadar kalacağını öğrenip o gitmeden de bu kutlamayı yapabilirdi belki. Iseul, bu duruma mutlu olurdu.

Saatler birbirini kovaladı. İki saat geçmişti ama Iseul hala gelmemişti. Seon Ah, Iseul'e Jackson'ın beklediğini söylemişti. Fakat Iseul hemen gitmek istemiyor gibiydi. Hazır teyzesi varken ve dışarıdayken bu akşamın keyfini çıkarmak istiyordu. Teyzesini yemekten sonra güzel bir tatlı yemeğe ve kahve içmeye de götürmüştü. Ona biraz etrafı dolaştırmıştı. Artık geç olduğunu düşünüp eve dönmüşlerdi. 

İçeriye girdiklerinde ışığın açık olduğunu fark eden Iseul, Jackson'ın hala gitmediğini anladı. Bu kadar saat beklemiş olmasına üzülmüştü. Onu televizyon karşısında buldular. Jackson onları görünce hemen ayağa kalktı ve teyzesinin önünde eğildi.

"Hoşgeldiniz, teyzeciğim."

"Sağ ol, oğlum. Iseul'ın sevgilisi olmalısın. Şu meşhur şarkıcı," diyerek güldü teyzesi. Jackson da gülümsedi ve umarım hala sevgilisiyimdir, diye geçirdi içinden. O sırada Iseul ona gelmesi için işaret etti ve Iseul'ın odasına geçtiler. Kapıyı kapatıp Iseul'ın yanına yaklaştı. Ellerini tutup gözlerinin içine baktı.

"Özür dilerim, Iseul-ah. Seninle öyle konuşmamalıydım. Düşüncesizlik ettim. O iki şerefsiz beni o kadar sinirlendiriyordu ki... Sinirimi senden çıkardım. Özür dilerim. Beni affedecek misin?"

"Hepsini aynı anda idare eden, hepsine yüz veren iğrenç bir kadınmışım gibi hissettim."

"Hayır.. hayır. Asla! Böyle hissetmene sebep olduğum için çok üzgünüm. Ama aklımdan böyle bir şey asla geçmedi. Geçemez de. Affetmen için ne gerekirse yaparım. "

SOLITUDE || Jackson WangHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin