7. Bölüm

239 123 41
                                        

Prens karşısındaki kadına sadece şaşkın bir şekilde bakıyordu. Bu kadın kimdi daha önce nerede görmüştü.

Bu yüz bunu hatırlıyordu. Bu Şehna'ydı annesinin can dostu Şehna'ydı.

Ayağa kalkmak için hamle yaptığı sırada tedigin olan Şehna işaret parmağını dudaklarına götürerek susmasını işaret etti.

Onun bu hareketi karşısında yerinde duran Prens Şehna'yı izlemeye başladı.

Şehna icecek servisinden sonra yüzündeki örtüyü daha da yüzüne çekerek oradan ayrıldı.

Prens onun peşinden gitmek için kalktığı sırada kral'ın sesiyle duraksadı. "Sayın misafirler hepiniz hoşgeldiniz. Bugün burada büyük oğlumun ad töreni var. Onun adını hepinizin önünde ona vericem."

Ayağa kalkmasıyla salondaki herkeste ayağa kalktı. "Bugün burada olmasını o kadar çok istediğim biri varki. Ama tanrı onu bizden aldı. Sevgili ilk karım Ferahnaz. Eminim şu anda bizi izliyordur.."

Zetian Kraliçe bu sözlere delice gözlerle etrafa bakınmakla yetindi ama salondaki bir kaç kişinin onun bu bakışlarını fark edince o'da hemen kendini toparlayıp gülümsedi ama içi içini yiyordu.

Prens ise dik bir şekilde durmuş Kral'ı dinliyordu. Bir an gözleri Alvina'yı aradı ama etrafta yoktu. Bu özel gününde yanında olmasını çok isterdi. Ama etrafta yoktu.

Kral ise sözlerine devam ediyordu. "Biliyorsunuz oğlum ilk doğduğunda ona ad vermedim taki cesur biri olana dek. İsmini layıkıyla taşısın diye."

Oğluna dönüp ,elinde bir tepsi ile ona yaklaşan bir Şövaleyenin getirdiği altın madalyonu alıp oğlunun boynuna taktı.
"Sevgili oğlum senin bu ismi layıkıyla taşıyacağını biliyorum."

Prens'in içinde hafif bir merak uyandı acaba nasıl bir isimdi. Prens gibi salondaki herkeste pür dikkat Kralı dinliyordu. Onlar Prens'ten daha çok merak ediyordu.

"Oğlum sana Hazar adını veriyorum kendi adımdan gelmesini istedim."

Prensin adı açıklandıktan sonra salondaki herkes alkışladı. Prenste Kral'ın önünde eğilip "Kral'ım verdiğiniz bu isim'den dolayı size minnettarım. Bu ismi layıkıyla taşıyacağım."

Kral prense sarıldıktan sonra "Herkes gönlünce eğlensin bugün en mutlu günümüz."

Elindeki kadehi kaldırıp herkese selam verdikten sonra tekrar oğluna dönüp "Oğlum artık evlenme zamanın kendine bu salondaki Prenseslerden birini seçmeni istiyorum."

Prensin reddetceğini biliyordu. Daha öncede prense söylemesine rağmen Prens istemediğini söylemişti. Ama o prense fırsat vermeden konuşmasını devam ettirdi "Sen seçmezsen ben sana seçicem bunu bil."

Prense sadece başını eğip kabul etti. Salonda bunu duyan bir kaç kişi ise mutlulukla diğerleriyle fısır fısır konuşmaya başladılar.

Salondaki herkes sohbet edip, içip gülüyorlardı. Prens aralarında gezip Alvina'yı aradı ama salon o kadar kalabalıkti ki biraz zorlanıyordu.

Etrafına bakındığı sırada Alvina'nın mavi bir elbiseyle kendisine doğru geldiğini gördü. O'da Alvina'ya doğru yürüdü.

Alvina çok heyecanlıydı içinden 'acaba prens beni beğenecek mi"
diye heyecanla Prens'in yanına gitti. "Alvina nerelerdesin. Bu günümde yanıma değildin. Adımı bile bilmiyorsundur daha."

Heyecanla konuşan Alvina "Hazar Prensim sadece biraz işim vardı geciktim. Affedin ama adınızı duydum."

Gülen prens Alvina'ya göz gezdirip "Ne kadarda güzel olmuşsun"

ŞAH-MATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin