Merhaba, iyi olduğunuzu umuyorum. Yalnızca fiziksel olarak değil de, psikolojik olarak da yıpranmamaya çalışın. Bu günlerin geçeceğine dair içinizde taşıdığınız inancı kaybetmeyin. Negatifliklere inat yüzünüze konduracağınız o küçük tebessüm dahi şu durumdayken çok önemli 🖤
Bölüm Parçası: Hayko Cepkin - Melekler (Spotify'da Gölgedeki Papatya adlı çalma listesinde tüm şarkılar mevcut)
+ Kendime ait birkaç listeyi daha paylaştım
"Bir küçük cinayet, binlerce güzel işe değmez mi? Bir hayata karşılık, kurtarılmış binlerce hayat."*
Birinci maymunu gördün, şimdi gözlerini kapat.
İkinci maymunu duydun, şimdi kulaklarını kapat.
Üçüncü maymunu tanıdın, şimdi unut.
Gördün, görmedin.
Duydun, duymadın.
Tanıdın, unuttun ve artık bilmiyorsun."Aşık oldum! Elimde değil, onu çok seviyorum. Daha fazla gizleyebileceğimi sanmıyorum. Murat şüphelenmeye başladı."
Annesinin konuşmasını kapı aralığından dinlemiş olan altı yaşındaki küçük çocuk, zekasının ileri seviyede olması nedeniyle kadının konuşmasının her detayını fazlasıyla anlamıştı. Böyle zamanlarda yaşıtları gibi olmayı dilerdi. Anlamamayı, duyduğu cümlelerin bir kulağından girip diğer kulağından çıkmasını ve hiçbir şey duymamışçasına oyun oynamaya devam etmeyi çok isterdi.
Oyun oynamak... Sahi Pars en son ne zaman oyun oynamıştı? Geçmişi hızlıca zihninden geçirdiğinde bu yaşına kadar oyun oynamadığı gerçeğiyle bir kere daha yüzleşmişti. O oyun oynamazdı.
"Sen beni mi dinliyorsun?"
Nalan Tekin, Pars'ın annesi. Ona hiçbir zaman 'Anne' diye seslenememiş olsa da en azından biyolojik olarak annesi...
"Birilerinin konuşmana yanlışlıkla kulak misafiri olmasını istemiyorsan, konuşurken kapının kapalı olduğunu kontrol etmen gerekir."
Pars'ın ileri zekası ona doğal bir küstahlığı da beraberinde getirmişti.
"Terbiye sınırlarını aşma Pars!"
Pars'ın bir saniye bile durmayan beyni yeniden düşünmeye başlamıştı. Terbiye sınırları tam olarak nereden başlıyordu? Çünkü annesinin, bahsettiği terbiye sınırlarını aştığına tanıklık ettiği zamanlar olmuştu.
"Baban ile ayrılmamızı istemezsin değil mi? İstemiyorsan unutacaksın Pars! Hiçbir şey duymadın."
Aslında bunu çok isterdi ama zavallı babasının bu kadına olan aşkı çok büyüktü. Öylesine büyüktü ki, ayrıntıları asla atlamayacak olan babası bu aşk söz konusu olduğunda bir körden farksız oluyordu.
Cevap vermeden arkasını dönüp odasına doğru ilerlemeye başladığında aklında aynı cümle dolanıyordu. 'Hiçbir kadını gözlerimi kör etmesine izin verecek kadar çok sevmeyeceğim.'
Üstün zekasına rağmen, o gün yanılmıştı.
"Bana ailenden bahset."
Bir saat belki de dakikalar önce yaptığı itirafın ardından düşünmeme dahi fırsat tanımamıştı. Pars Tekin bir katildi ve onunla ailem hakkında konuşmamı istiyordu. Pars Tekin katildi ve bu gerçek bile ondan uzak durmam için yeterli değildi. Şu an bir katilin arabasındaydım ama düşüncelerim dingin bir denizden farksızdı. Ona karşı duruşum mantıksız değildi ama mantık sınırları içerisinde de bulunmuyordu. Onunla olmak küçük bir çocuğun eşyaları anlamlandırma çabasına benziyordu. Hakkında her şeyi bilmek istiyordum ama bu tehlikeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgedeki Papatya
AcciónAbisinin beklenmedik gidişi sonrasında sarsılan Sezin Akman'ın hayatına aniden girecek olan Pars Tekin ile birlikte değişen hayatı... Belki de şu dünyada güvenmemem gereken tek adama güvenmeyi tercih etmiştim, bilmiyordum. Sezin Akman & Pars Tekin