Havalar baya baya ısınmış artık tamamen yaz gelmişti. Babamın dediğine göre Urfa çoktan ısınmış hatta bu aylarda artık çok aşırı sıcak olmaya başlamıştı. Bende bir an önce son sınavlara girip Urfa'ya gitmek istiyordum. Kardeşimi, babamı ve Fatmayı çok özlemiştim. Son 1 hafta kalmıştı sınavların bitmesine ve 1 hafta daha burda kalıp dinlenmeyi sonra urfaya gitmeyi düşünüyordum malum sınav haftası çok uykusuz ve yorgun oluyorum.
Bu sabah sınavım yoktu ama yarın çok önemli bir sınavım olduğu için erken kalkmıştım, hızlıca bir şeyler atıştırıp kütüphaneye gitmek için hazırlandım. Tam odadan çıkarken Elif ile karşılaştık,o da sınavdan geliyormuş ayak üstü kısa bir sohbetten sonra ayrıldık ve ben hızlıca kütüphane yolunu tutmuştum. Yurdun yanındaki parktan geçerken birden gözümde Çağrı ile o son görüşmemiz canlandı. İçimi hafif bir sızı kapladı ve onu ne kadar çok özlediğimi fark ettim. Özge den öğrendiklerimden sonra onu aramayı düşündüm ama sınav haftası dikkatimin dağılacağını düşünüp biraz daha sabrettim.
Kütüphanede neredeyse hiç yer kalmamıştı, sınav haftası olduğu için herkes erkenden gelmiş ders çalışıyordu. Sadece bir sandalye bulabilmiştim ama o masada da çoğunlukla erkek vardı ve çok sıkışıktı. Bir süre daha bakındıktan sonra mecburen o masaya oturdum ve olabildiğince dikkatli ve sessiz davranıyordum. Masada ki bazı kişiler varlığımı bile fark etmemişti ama tam karşımdaki çocuk öylece gözlerini dikmiş beni izliyordu,ben ise hiç bakmadan hızlıca kitaplarımı çıkardım ve ders çalışmaya başladım. Elindeki kitabı formaliteden aldığı belli olan çocuk hala uzun uzun bakıyor, kendi kendine gülümsüyordu. Belli ki bu kalabalıktan faydalanmak istemiş ve buraya başka niyetle gelmişti. Henüz geleli 1 saat olmuştu ama daha fazla dayanamayıp kalkma kararı almıştım. Eşyalarımı toparlayıp kütüphaneden çıktım ve derin bir nefes aldım,resmen gözleri ile beni boğmuştu o aptal. Arkamdan gelen gölge ve ayak sesinin bana yaklaştığını fark ettim ve ben henüz arkamı dönmeden birisi kolumu tuttu.
Evet o aptal çocuktu ve şu an ne yaptığının pek farkında değildi sanırım. Gözlerim kocaman olmuş ateş püskürüyordum adeta, hızlıca kolumu çektim.
-Ne yapıyorsun sen be?
-Biraz konuşalım mı güzellik.
Yersiz bir gülümseme ile ağzını yaya yaya konuşuyordu bide.
-Konuşmak mı? Sen kimsin ki ben seninle konuşayım.
-Kütüphane arkadaşıyız ya güzelim.
-Bir kez daha güzelim dersen, şu çantayı kafana yersin.
-Pardon, ben öyle tanışmak, konuşmak istemiştim.
-Bir kadınla böyle tanışılmayacağını öğrenmen gerekiyor. Hem, ben seninle tanışmak ya da görüşmek istemiyorum.
Sinirlerim aşırı derecede bozulmuştu, gözlerim doluyor sesim titriyordu, bu nasıl bir dengesizlik. Böyle bir tanışma teklifi mi olur aptal çocuk. Arkamı döndüm ve hızlıca ilerledim,arkamdan geldiğini fark edip daha da hızlandım ve onun da hızlandığını fark ettim, etraf çok sessiz ve sakin, saatte henüz erkendi. içimde hafif bir korku olmaya başlamıştı ve artık koşmaya başladım ama o da koşup hemen yanıma geldi, yine aynı şekilde kolumdan tutup beni durdurdu ve kendine çevirdi.
Gözlerim ve aklım birbirine girmiş ve bu dünyadan çıkmıştım sanki, bedenim donmuş, dilim tutulmuştu adeta. Hatta dilim değil, nefesim tutulmuştu. Sanki nefes bile alamıyordum. Elini hemen üzerimden çekti ve..
-Özür dilerim Sümeyye, seni korkutmak istemezdim ama başka türlü seni durduramadım.
-Çağrı komser? , sensin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÇAĞRI
SpiritualKader beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı... NFK.. "Kaderimdi belki de bu benim, o yüzdendi kaçıpta kurtulamamam ya da kaçtıkça daha da yaklaşmam... Ben güçlüyüm dedikçe yüküm mü arttı? yoksa yüküm arttıkça ben...