AŞK-I ÇAĞRI

8K 299 118
                                    

Yağmur damlalarının pencereme vuran sesi ile uyandım. Çok güzel yağmur yağıyordu hiç odamdan çıkmak istemediğim bir gündü yine.

Hemen yatağımın yanındaki pencereden sızan su damlalarını elimle sildim, masanın üzerinde ki saate baktım saat 8 olmuştu. Hiçbir şey yapmadan biraz daha pencereden yağan yağmuru izledim ve her yağmur yağdığında biraz daha hüzünlü, biraz daha duygusal olurdum.

Bana kalsa tüm gün bu küçük odamda yataktan kalkmadan saatlerce bu yağmuru izleyebilirdim ama ne yazık ki odamdan çıkmak ve Fatma'ya yardım etmek zorundaydım yoksa akşam babam geldiğinde yine azar işitecektim.

Yatak kenarına ayaklarımı sarkıtıp oturarak saçlarımı topladım, yatağımın hemen ucundaki askıda duran kıyafetlerimi alıp tekrar yatağın üzerine geldim, hemen üzerimi giyinip başörtümü örtüp koridora çıktım. Fatma bir karış suratıyla mutfaktan yatak odasına, yatak odasından banyoya koşuşturmak tadı. Ne olduğuna anlam veremedim.

Fatma babamın annemden sonraki eşiydi ve 6 aylık hamileydi. Ne kadar Fatma'dan hoşlanmasam da karnın da babamın evladını benim de öz kardeşimi taşıyordu ona yardım etmek zorundaydım.

Hiç bir şey söylemeden mutfağa girip ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ortalıkta yere dökülmüş makarna parçaları, bir kaşık ve yere düşmüş tencere vardı. Anladım ki yine yemek yaparken Fatma'nın midesi bulanmış. Banyodan odaya, odadan banyoya koşturması da bu yüzdenmiş. Hiçbir şey söylemeden önce tencereyi ve kaşığı alıp tezgahın üzerine bıraktım, sonra elimde iri parçaları toplayıp oraları temizlemeye başladım.

Evet hamile olan Fatma'ydı ama bu süreç Fatma'dan çok bana zor geliyordu. Fatma zaten normalde çok zahmetli, çok anlaşamadığım biriydi. Böyle bir durumda onun her söylediğine boyun eğmek, ses çıkarmamak zorunda kalıyordum.

Annem beni dünyaya getirirken doğumda ölmüş. O yüzden ona dair hiçbir anım hiçbir hatıram yoktu.
Beraber çekildiğimiz bir tane fotoğrafım bile yoktu. Ama babam hep anneme benzediğimi söylerdi. Kumral uzun saçlarım, iri yeşil gözlerimi ondan aldığımın farkındaydım ama onun kadar güzel olmadığımı kabul etmeliyim. Annemden bana kalan en büyük hatıra annemin ismiydi. Ona hiç tanımadan olan bu hayranlığım beni her zaman heyecanlandırıyordu.

Fatma'ya ve olaylara, babamın yeni doğacak bebeği için ve benim öz kardeşim için katlanmak o kadar da zor gelmiyordu. Fatma bana karşı iyi olamadı ama umarım evladına iyi bir anne olabilirdi. Aslında bana annelik yapmasını beklemiyordum. Fatma benden sadece 3 yaş büyüktü. Minyon, kısa ve zayıf tipi ile neredeyse aynı yaşta görünüyordu. Zaten ondan sadece abla olmasını beklemiştim ama o bana hep fazlalıkmışım gibi muamele etti.

Bunun için Fatma'yı suçlamalımıyım bilmiyorum çünkü çok güzel bir geçmişi olduğunu düşünmüyorum. Geçenlerde ben eve anahtarımla girmiştim. Fatma ve babam, yatak odasında yüksek sesle konuşuyorlardı. İstemeden duyduğum şeylerden birkaçında babam ona "sanki çok iyi bir geçmişin varmış gibi davranıyorsun ben seni her halinle kabul ettim diye kendini bir şey mi zannediyorsun" demişti.

Anladığım kadarıyla çok da güzel bir geçmişi yoktu ama hiçbir zaman bana anlatacak kadar yakın olmadı. Olabildiğince katıydı bana, bende hiç bir zaman sorgulamadım geçmişini bu yüzden. Fatma hakkında tek bildiğim şey babamın eşi olması ve bu memleketten olmamasıydı.

Biz Urfa'nın Siverek ilçesinde yaşıyoruz. Ben doğma büyüme buralıyım. Babam, dedem tüm ailemiz doğma büyüme buralı. Annem de babam gibi burada doğup büyüyenlerden

Hatta annem ve babamın uzaktan akraba olduklarını duymuştum. Çok büyüleyici bir aşkla evlenmişler babam dayımın en yakın arkadaşıymış ama anneme olan aşkından dolayı araları açılmış. Hatta şu zamana kadar hiç görüştüklerini görmedim. Babamın dediğine göre annemin cenazesine bile gelmemiş. Annem ve babam kaçıp 2 yıl gizli bir evde yaşamışlar annem hiç güneş görmemiş neredeyse babam temel ihtiyaçlar için çıkıyormuş sadece.

AŞK-I ÇAĞRI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin