Bölüm 17

1.1K 96 56
                                    

23.02.2020

Medyaya bakın ne buldum :)

Aslı'dan:

Sabah kalktığımda başım çatlıyordu. Ne garip değil mi? Gece boyu acından iç, iç. Bugünde hem fiziksel hem de piskolojik acı çekecektim. Hem başım ağrıyordu hem yüzüm. Ne olmuştu lan yüzüme?

Aynaya baktığımda dün olanlar kafamda canlandı. Adamları dövmem Deniz'i o itle görmem.

Bunu neden hatırladım ki? Ne bekliyordum aq? Deniz beni sevecek sonsuza kadar mutlu yaşayacağız falan. Aynen kardeşim bu öyle bi hikaye(!)

Annem görmeden gizlice yüzümü yıkadım. Kaşımın kanamasını umursamadan gömleğimi ve pantolonumu giydikten sonra çantamı hazırladım. Saçımı yine at kuyruğu yapıp kırmızı bi hırka aldım. Kamufle olmamı sağlayacaktı.

Annem mutfaktan çıkarken hırkayı giyiniyormuş gibi kaldırdım.

"Kahvaltı hazır."

"Okulda yiyeceğim."

"Peki." Kapıyı kapatıp çıktım. Hırkamı üzerime giydikten sonra elimde salladığım çantayı omzuma geçirdim. Ayakkabılarımı giydikten sonra merdivenlerden hızla indim. Motorla gitmeyecektim. Hem kafam dağınıktı hem de temiz hava almalıydım.

Yavaş yavaş yürürken dersin başlamasına az bi zaman kaldığını fark edince hızlandım.

Sınıftan içeri girerken herkesin bakışları beni buldu. Dağınık suratımı inceliyorlardı. Sırama doğru ilerlerken Deniz elini kaldırarak bana yaklaşıyordu.

"Aslı kaş-" elini değdirmesine izin vermeden yanından sıyrıldım.

Bak işine Deniz Çınar.

O arkamda kalırken Selin'e yöneldim.

"Nasılsın kanka?" Tatilden geldikten sonra onu görememiştim. Bu yüzden özlemiştim.

"İyi de sen iyi değilsin galiba. Suratının hali ne?" Sanki ilk defa kavga ediyorum kardeşim. Aa.

"Revire gidelim. Çok büyük bi şey değil zaten." Kafa salladım. Selin ve Mert'le beraber revire yöneldik. Hemşire bana pansuman yaparken ben ona çapkın çapkın bakıyordum. Gideri vardı.

Ne yani aşk acısı çekiyorum evet ama sonsuza kadar Deniz'e bağlı kalamam.

Bunu diyen Deniz'in Ahmet'e şans verdiğini duyunca barlarda zırlayan bi Aslı olmasaydı sanırım inandırıcı olurdu ama herneyse.

Pansuman bitince sınıfa girdim. Deniz'in arkasındaki yerime oturdum. Gözlerim eski yerimi bulduğunda kaşlarımı çattım. Bugün de yoktu. Bu beni iyice şüphelendirirken Deniz bana döndü.

"Bana neden kızgınsın?"

Acaba neden zalım.

Umursamadan Mert'e döndüm.

"Dün bayağı eğlendik değil mi?"

"Aynen ya." Dedi Mert bana uyarak.

"Bi dakika Mert dün Aslı'nın işi var derken siz beraber miydiniz?"

"Evet." Dedim onun yerine.

"Neden?"

"Sen benim en yakın arkadaşımsın. Bir erkekle gezmem seni alakadar etmez diye düşündüm.

Boom. Hadi bakiiim.

Mert gözlerini büyütüp gülmemek için dudaklarını ısırdığında Deniz bana saf saf bakıyordu. Anlamadı.

Rabbim neden sevdiğim kıza bu kadar güzellik vereceğine beyin vermedin?

Göz devirdim. Mert'e döndüğümde sınıfın kapısı açıldı. Bakışlarım kapıya yöneldiğinde o iti gördüm.

"Puşt." Biraz sesli söylediğimde Mert beni dürttü. Umursamadan ite bakarak işkence planları yaptım.

Peki Deniz ne yapıyordu? O salağa el sallıyordu. Allah'ım canımı al da kurtulam bu ne ya?

Göz devirip sıraya vurdum. Deniz korkarak döndüğünde öfkeyle ona baktım.

"Ne?"

"Bi şey yok." Dedim burnumdan solurken.

Önüne zar zor döndüğünde içimden küfrettim.

Kafamı kaldırdığımda ders çoktan bitmişti. Ama ağrım hala devam ediyordu. Revire tekrar gittiğimde hemşire gülümsedi. Ağrı kesici alıp çıkarken flört edercesine seslendi.

"Yine beklerim~." Sırıttım. Kapıyı kapatıp çıktığımda bana çarpan beden yere yapışrı. Ayaklarım yere sağlam basar kolay kolay düşmem. Düşeni kaldıracakken Ahmet olduğunu fark edince dişlerimi sıktım. Yine de elimi uzatacakken Deniz'in sesini duydum.

"Aslıı!Ne yapıyorsun?"

Aman eben ya.

"Ben bi şey yapmadım."

"Ahmet iyi misin?" Elimle alnıma vurdum.

"İyiyim."

"Ne oldu?"

"Ben anlamadım kendimi yerde buldum." Dediğinde ağzım açık onları istedim.

Allah'ım sınav mı bu? Öldürecek miyim öldürmeyecek miyim onu mı sınıyorsun Ya Rabbi.

"Aslı."

"Ne var lan ne?!"

"Bu itin dediğine mi inanıyorsun?"

"Yerde olan o."

"Sence ben dövsem senden mi çekinirim. Ya da yarım mı bırakırım? Şansını zorlama elimde kalır." Diye tehtid ettiğimde kaşlarını çattı.

"Ne yapacaksın öldürecek misin? Mafyalığını mı gösterecek misin?" Kaşlarımı çattım.

"Ne?"

"Herneyse." Kolundan tutup kendime çevirdim.

"Ne dedin?"

"Her şeyi biliyorum. O pis işlere nasıl bulaştığını... kimlere bulaştığını."ben şokla orada dururken Deniz o itin kolunun altına girip ilerledi. Adeta bedenim sinirden fokurduyordu.

"Kerem!!!" Sesim koridorda yankılanırken sınıfa girip Kerem'in yakasına yapıştım. "Ne yaptın lan sen?!"

"N-ne yapmışım?"

"Deniz'e nasıl söylersin lan sen Cevdet işini?" Cevap beklemeden suratına yumruğumu geçirdim. Herkes şaşkınca bakarken Mert'in gözündeki üzüntüyü görmemle durdum.

Üzülmüş müydü o? Kafamı çevirip Kerem'e baktım.

"Ulan sana da güvenemeyeceksem kime güveneceğim? Heh cevap ver. Bunlar zaten deli bi akıllı sendin. Sana güvendim. Niye güvenimi boşa çıkardın?" Sinirle hırkamı alıp sınıftan çıktım. Arkamda bana sorarcasına bakan Deniz ve Ahmet'i görünce iyice deliye döndüm.

Hepsi mi beni bulur ya hepsi mi?

Mert'ten:

Aslı fırtına gibi esip sınıfı vurduğunda Kerem'in yanına gittim. Elimi kaşına koydum. Elimi itip kapıdan giren Deniz'e baktı.

"Neden ona söyledin? Niye? Neden onu üzüyorsun sürekli Deniz?" O da sınıftan çıkınca Deniz bana baktı. Kafamı olumsuz anlamda salladım. Peşinden gitmeyecektim. Yalnız kalsınlar. Böylesi daha iyi.

~~~~~

Ovv ne bölümdü bee? O ona vurdu o onu şey yaptı. Öyle böyle bitti:)

Oylamayı ve yorumlamayı unutmayın babalıklar ve ufaklıklar :')

KAKTÜS & LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin