Bölüm 25

1K 97 79
                                    

02.03.2020

"Her şeyi biliyorum." Yutkundum.

"N-neyi biliyorsun?"

"Benden neden uzaklaştığını... Ahmet'i neden kıskandığını... Hepsini." Sırtım terden sırılsıklam olmuştu.

"Ner-" dediğim an dudakları dudaklarımı buldu.

Birden uyuduğum yerde sıçradım. Yanımda sınav olan kız korkuyla bana baktı. Rüyaydı. Beni öptüğünü görmüştüm. Sırıtarak elimdeki kalemi döndürdüm. Ona döndüğümde bana baktığını fark ettim. Sırıttığımı görünce kaşlarını kaldırdı. Yüzümü asıp önüme döndüm. Zil çaldığında hızla kalemliğimi ve suyumu alıp sınıfa girdim.

"Lan sınav girdi." Diyen Selin'e baktım.

"Akşama kadar Exo dinleyene kadar çalış aq şempanzesi."

"Kes lan göt." Deyip omzuma vurduğunda kıkırdadım. Yerime geçip yeni aldığım Gökkurt kitabını okumaya başladım. Yaşıtlarım wattpaddeki gerçek olmayan kötü çocuklara hayran olurken, ben kendi tarihimizdeki kahramanlara hayran oluyordum. Aslı Korkmaz farkı kardeşim napıcaksın.

Kitabı okurken Mert kolumdan sarsıyordu.

"Lan napıyon ebesini düdüklediğim?" Gösterdiği yere baktığımda kaşlarımı çattım. Deniz'le Ahmet el ele sınıfa giriyorlardı. Onlara bakan sadece ben değildim. Bugüne kadar Deniz'e yaklaşan bütün erkekleri dövdüğüm için onun yanında birini görmeleri dedikodu konusuydu. Hiçbir şey olmamış gibi önüme döndüm.

Hayır. Kendimi şuan salamazdım. Hele de o şerefsiz sırıtarak bana bakarken değil.

"Aslı?"

"Konuşmak istemiyorum Mert. En azından şuan değil. "

"Peki."

Öğle arasında Selin ve Mert'le oturmuş tostlarımızı yerken. En azından onlar yerken mutsuz bi şekilde oturuyordum. Mert arada bana üzgünce baksa da Selin'e çaktırmamak için yemeğe devam ediyordu.

"Kanka Ayça'yla konuştuk bu akşam onlarda olacağım. Seni de çağırmak istedi de moralin bozuk gibi duruyorsun."

Nasip tespit ama.

"Sınav haftasındayız. Herhalde moralim bozuk olacak." Kıkırdayıp Mert'e döndü.

"Mert sen de gelsene." Mert ağzındakini bitirip baktı.

"Şey ama..." Selin'lerle o kadar yakın olmadığı için çekiniyordu.

"Gideriz değil mi Mert?" Dediğimde kafa salladı. Bana moral olsun diye gelecekti. Ben de daha fazla sosyalleşmesi için...

O sırada Selin garip bi ses çıkardı.

"Aayyy geliyor seninki." Kafamı o tarafa çevirmedim.

"Umrumda değil." Dişlerimi sıktım. Kuyruklu yalan.

"Herkes onlara bakıyor." Herkesi sikeyim.

"Umrumda değil."

"Buraya geliyorlar."

"Umrum- bekle ne?" Deniz'in sesini duyduğumda kafamı başka bir tarafa çevirdim.

"Aslı." Yanımdaki sandalye çekildiğinde iyice gerildim. Kafamı çevirdiğimde Ahmet malı yan taraftaki boş masadan sandalye çekip Deniz'in yanına oturdu. "Biz Ahmet'le-"

"Bana bak. Bu itle ne bok yediğin umrumda değil. Çünkü çok sıkıldım. Ne halt yersen ye." Ayağa kalkıp kantinden çıktım.

"Korkaksın!" Kantin sessizleştiğinde olduğum yerde kaldım. "Hani hiçbir erkek bana yaklaşamazdı. Korkuyor musun?" Sırıtıp arkamı döndüm.

"Ne dediğinin farkında mısın? Kimden korkacakmışım?" Deyip karşımda dikilen Deniz'in arkasına sığınan Ahmet'e baktım.

"Sevgilimden." Ne yapıyor lan bu? Sevdiğim kız demeyeceğim dalacağım. Güldüm. Sonra kaşlarımı çattım.

"Deniz." Kulağına yaklaştım. "Sevgilini de seni de burda sikerim. Kimse elimden alamaz." Göğsümden itse de kendi geri gitti.

"Beni de mi döveceksin?" Beni zorluyordu.

"Gerekirse."

"Ahmet."

"Efendim?"

"Aslı'yı döver misin?"

"Ne?!" Ahmet'in dediğine karşılık. Kahkaha attım sonra ciddileştim. Yüzüne baktım.

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Hayır." Dediğinde Ahmet yalvarırcasına bakıyordu. Olduğum yerde durdum. Deniz kafasıyla işaret ettiğinde de hareket etmedim. Ahmet suratıma yumruğunu geçirdiğinde başımı kaldırdım. Deniz'in gözlerindeki öfke kaybolmuştu. Hareket etmedim.

"Karşılık versene bu kadar mı korkuyorsun?" Dedi titreyen sesiyle. Olduğum yerde durdum. Ahmet yine yumruk attığında yine başımı kaldırdım. Kaşımdan akan kanı hissediyordum. Ama suratımın acısı kalbimin acısı kadar yakmıyordu beni.  Diğer yumruk da yüzümde yer edindiğinde nöbetçi hoca geldi.

"Noluyor burda? Aslı?" Harika nöbetçi hocamız sınıf öğretmenimizdi ve beni çok seviyordu.

Deniz korkarak yanıma gelip elini uzattığında yerden destek alıp kalktım.

"Beni düşüren kişiden kalkmak için yardım istemem."

******

Deniz'den:

Müdürün odasında dikilirken Aslı'ya döndüm. Yüzü dağılmıştı. Ama hiç sesi çıkmıyordu. Bana karşı gelmiyordu. Beni takmıyordu. Ve şuan bile ağzını açmıyordu.  Gözüm sızladığında başımı önüme eğdim.

"Aslı söylesene kızım ne oldu?"

"Ahmet'in bi suçu yok." Ah o gururu. "Ben onu tahrik ettim. İlk ben vurdum o kendini savundu."

"Aslı emin misin?" Sınıf hocamızın sorusuna karşılık kafa salladı.

"Niye yalan söylüyorsun?!" Diye çıkıştığımda bana baktı.

"Deniz." Hocayı umursamadan devam ettim.

"Hocam ben söyledim Ahmet'e Aslı'yı döv diye."

"Ne?"

"Evet."

"İyi de neden?"

"Orası özel."

Aslı bana bakmıyordu bile.

"Deniz söylesene."

"Aslı söylesin." Deyip lavoboya koştum. Aslı'dan nefret ediyordum. Benden uzak durmasından beni takmamasından... En çok da bakışlarından...

~~~~~

Bende münazaralardan nefret ediyorum. Ve en kötüsü başkan seçtiler. Allah'ım yardım et.

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın demeyeceğim. Şu kötü günlerde şehitlerimiz için el açın semaya... O yeter.

KAKTÜS & LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin