1.0

985 72 86
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın♥

Yavaş yavaş gözlerimin açılmasıyla yattığım yerde kıpırdandım.

Hareket etmeye çalışırken belimdeki ellerle duraksadım.

Bir dakika... burası kimin evi? Düşündüğüm şeyin olmamasını dilerken yavaşça arkamı döndüm.

Umarım bu kollar Lisa'nındır diye dua ediyordum ki... Jimin idi.

"Aaaaa!"

Jimin korkarak gözlerini açmış, ovuşturuyordu.

"Bağırmana gerek yoktu ama günaydın güzellik."

Onunla yatmış olamam değil mi? Direkt üzerime örtülmüş olan battaniyeyi kaldırdığımda giyinik olduğumu görüp rahat bir nefes aldım.

Hızla yataktan doğrulup hâlâ doğru düzgün gözlerini açamayan Jimin'e döndüm.

"Hep senin yüzünden! Ben ne güzel gidecektim evime işte!"

Odada dört dönmeye başladım. Canım arkadaşım (!) ise beni sırıtarak izliyordu.

"Ne var uyuduk işte? Abartmasana!"

Yatağın yanındaki komodindeki telefonumu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım.

"Ne olmuş görmek ister misin?"

Ekranı ona çevirdim. Kızlardan o kadar cevapsız arama ve mesaj vardı ki! Bir de telefonum sessizde kalınca... Ne yalan söylecektim onlara bilmiyordum.

"Peki tamam sustum sen haklısın."

Kafamı geriye doğru atıp oflamaya başladım.

"Bu arada... geldiğin için teşekkür ederim Jennie."

"Rica ederim. Arkadaşlık vazifem. Ama şimdi derhâl bir yalan uydurmam lazım."

"Neden ki? Onlara bende kaldığını söyleyebilirsin."

Kafamı anında ona çevirip 'Ciddi misin?' bakışları attım.

"Eğer senin evinde, hatta senin yatağında, aynı zamanda sarılarak uyuduğumuzu öğrenirlerse ölene kadar dillerinden düşmem. Hatta belki de yarın nikahımızı kıyabilirler."

Hızla sıraladığım cümlelerimin ardından onun güldüğünü işittim. Çok güzel gülüyordu. Ahh tabiki konumuz bu değildi.

"Gülme. Hiç komik değil."

Gülmesi bitmişti sonunda. Düşünüyormuş gibi yaptı.

"Onlara abinde kaldığını söyleyebilirsin?"

Gülümseyerek ona baktım.

"Doğru! Aferin Jim!"

O sırada telefonumun çalmasıyla Jisoo'nun aradığını gördüm. Açtığımda yiyeceğim azarı düşündüğümde gözüm korkmadı desem yalan olurdu.

"A-alo?"

İşte kekeleyecek kadar çok korkuyordum.

[JENNİE NERDESİN SEN? KAÇ KERE ARADIK. SABAH OLMUŞ SEN HÂLÂ YOKSUN.]

Gelen yüksek sesten dolayı telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırıp yüzümü buruşturdum.

"Unnie şey ben... abimle yemeğe çıkınca onda kaldım. Telefonumda sessizdeymiş."

[Doğru söylüyorsun değil mi?]

Jimin'e çaresiz bakışlar attım.

"E-evet."

𝓱𝓮𝓪𝓻𝓽 𝓫𝓮𝓪𝓽 ¹ ᴶᴱᴺᴹᴵᴺHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin