Öncelikle herkesin sorduğu soruya cevap vereyim= UMUT'UN ÇİÇEĞİ tanıtımlarda olan bir hikaye. BİR ÖLÜNÜN GÖZYAŞLARI da yazıp bitirdiğim 2 bölümlük bir hikaye. orada kızımız İris, yakında burada dünyaya gözlerini açacak :)
ikinci konuya gelirsek, arkadaşlar bu zaten ayrılık hikayesiydi. O yüzden hemen 1 yıl sonra barışsalar anlamı olmazdı. Beğenmeyenler olabilir, saygı duyarım. Ama zaten kitabın adı da tanıtımı da bu yöndeydi.
HADİ ARTIK BİRAZ YAKINLAŞALIM...
***
Taha artık emindi, bazı şeylerin zamanı vardı. İnatlar, kavgalar ikisini de ayırmıştı, ama şimdi anladı ki aslında aşk bir köşeye gizlenmiş sadece ortaya yeniden çıkmak için zamanının gelmesini bekliyordu. O zamanlar belki birlikte olsalardı Firuzan'ın dediği gibi dönüşü imkansız bir ayrılığa sürükleneceklerdi. Ama şimdi ikisi de hazırlardı çoğu şeye. Sadece bunun için ufak bir iki dokunuşa veya belki de gözlerini açacak, onları bu uykudan uyandıracak o dürtüye ihtiyaçları vardı. Ya da birine...
"Taha!" dedi kadın ikisinin arasındaki bakışmayı bölerek. "Nasılsın?"
Firuzan adamın gülüşündeki sıcaklıkla dehşete düşmüştü. İlk kez sıcacık gülümsemişti -bir başkasına daha...
"Deren? Çok iyiyim sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim."
Taha etrafına bakındı, "Vazgeçememişsin buradan."
"Ah bayıldım. Ki ben pizzayı o kadar sevmem biliyorsun, ama burası mükemmel." Sonra bakışlarını masadakilere çevirip Ertuğrul'a gülümsedi, "Selam yakışıklı. Hatırladın mı beni?"
Çocuk gülümseyerek başını aşağı yukarı salladı. "Evet."
"Nasılsın?"
"İyiyim."
Sonra kadına baktı. Taha o anda Firuzan'ı tanıştırdı, "Oğlumun annesi Firuzan."
"Aa öyle mi, memnun oldum," dedi gülümseyerek.
Firuzan kelimelerini bile ziyan etmek istemedi bu kadın için, sadece başı ile selam verdi ve oğlu ile ilgilenmeye devam etti. Ama kulağı onlardaydı.
"Ee nasılsın kaçak?"
"İyiyim. Bu aralar yoğundum ya, arayamadım kusura bakma. Geçen aramışsın da gördüm, dönemedim," dedi elini kotunun cebine sokarak.
-Hiç çekici değildin zaten, sok öyle elini cebine kadının daha fazla nefesi kesilsin, diye geçirdi içinden Firuzan. Kaşlarını çatmıştı onları izlerken.
"Evet. Derya ve Cenk'le birlikteydik. Seni de çağıracaktık. Açmadın."
"O hafta müsait değildim çok ya. Yurt dışından arkadaşlarım da gelmişti."
Firuzan duydukları ile yakasını çekiştirdi. -Çok boş bıraktım çok. Öyle bit gibi ürer tabi x'ler. Hayır kaç bilinmeyenli arkadaşı var, nereden hangi birini bulayım ben şimdi?
"Aaa şu bir ara bahsettiğin arkadaşların mı?"
Taha gülümsedi, "Evet. Uzun zamandır yazışıyorduk. Sonunda gelebildiler."
"Buradalar mı hala? Bende tanışmak isterim."
"Evet buradalar. Akşam yemeğe çıkacağız. Sende gel istersen."
"Kaçırmam. Tabiki gelirim."
"Tamam, yedi gibi hazır ol. Alırım ben seni evden."
-Evini de biliyor. Firuzan az sonra son nefesini verecekti kıskançlıktan. Acaba otopside ölüm nedeni 'kıskançlık' olarak çıkar mı? Hayır giderayak rezil olmasa bari. Ya da çıksın, vicdan azabıyla cebelleşirdi azıcık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLANSIZ BİR BOŞANMA HİKAYESİ / İKİNCİ ŞANS SERİSİ II - FİNAL
RomanceTüm planlarınızı alt üst eden iki şey vardır hayatta... Biri aşk... Biri ayrılık... İşte tam bu noktada başladı onların hikayesi... Plansız bir aşk... Hiç düşünülmeyen bir evlilik... ve beklenmeyen bir son: AYRILIK... Peki ya onun değerini o gittikt...