uzun ve güzel bir bölüm sizlerle :) finale doğru.....................
Firuzan sabahtan hazırladığı kıyafeti giydi ama beğenmedi ve geri çıkarıp, arkasındaki pufa attı. Bunu yaptığına inanamıyordu. Eskiden olsa bir gece öncesinden giyeceği kıyafet hazır olurdu. Mavi bir elbise çıkarıp giydi. O da içine sinmedi. En son siyah sade bir elbisede karar kıldı. Tuvalet aynasının önüne geçip saçındaki tokaları açtıktan sonra başını öne eğip, geri kaldırdı ve eliyle saçını daha da dağıttı. Evet öyle daha seksiydi.
Zincirli bir iki kolye taktı, küpeleri de kolyeleri ile uyumluydu. Saatinin yanına da bir iki şey takıp, aynada kendi kendine güldü. Önceden bu kadar karmaşık ve tarz olmazdı. Hep sade ve klasik giyinirdi.
"Anne!" dedi Ertuğrul sevinçle annesine koşarken.
"Oğlum," diyerek sarıldı ona Firuzan da. "Hayırdır nedir bu sevinç?"
"Babamla yemeğe gideceksiniz ya, çok mutluyum."
"Yaa..." derken onun koltuk altından gıdıkladı ve yatağa atarak daha çok gıdıklamaya başladı.
"Anne! Anne ya yapma!" Ertuğrul annesinin ellerinin altında kahkahalar atıyordu.
Firuzan durup oğlunun gözlerinin içindeki sevinci izledi bir süre, "Sen sanki azıcık çöpçatan olmuş gibisin."
Çocuk kıkırdadı. "Biliyor musun babam da çok mutluydu. Bugün beni aradığında sesi çok neşeli geliyordu."
"Ya... Ama bu arkadaşça bir yemek ufaklık. Kafanda farklı şeyler kurma."
Ertuğrul dudaklarını sarkıttı, "Neden ama, belki tekrarcıktan evlenirsiniz. Kardeşim de olur. Zeynep'in de kardeşi var üstelik."
Firuzan gülümsedi, "Bebeğim, ne olacağını zaman bize gösterecek tamam mı? Biz yine de çok hayaller kurup, planlar yapmayalım." Sonra kendi kendine güldü. Plansız bir beklenti... Tam Firuzan'lıktı.
Bunun üzerine Ertuğrul surat asarak yataktan kalktı ve ayaklarını yere vura vura çıktı odadan. Firuzan ise arkasından sadece bakıp gülümsemişti.
*
Taha evinde dört dönüyordu yine. Sonunda beklediği an gelmiş ve saat de yaklaşmıştı. Çocuk gibiydi şu an, içi içine sığmıyordu. Eğer işler yolunda giderse belki yeniden başlayabilirlerdi. Üstelik Firuzan da bunu istiyordu artık. Tabi ki ilk günden olmazdı ama en azından bir yerden başlayacaklardı.
T: "Bir sıkıntı yok değil mi? Geliyorsun?"
F: "Yok. Geliyorum :)"
T: ":) tamam. Ertuğrul'u annemlere bırakalım mı?"
F: "Ben Zeydan'a demiştim bırakacağımı. Ev de bize yakın ya."
T: "İki çocuk bir de bizimki zor olmasın onlara."
F: "Yok ya. Ertuğrul da Zeynep de küçük değiller. Hem sıkılmaz."
T: "Peki. Ben geliyorum o zaman :)"
F: "Tamam hazırım :)"
***
Ve Taha yine elinde çiçekle gelmişti kadının kapısına. "İyi akşamlar."
Firuzan adamı baştan aşağı süzerken, adam da kadını süzüyordu. Üzerindeki beyaz tişört, yazlık açık mavi ceketine uyumlu keten pantolonuyla baştan aşağı mükemmel görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLANSIZ BİR BOŞANMA HİKAYESİ / İKİNCİ ŞANS SERİSİ II - FİNAL
RomanceTüm planlarınızı alt üst eden iki şey vardır hayatta... Biri aşk... Biri ayrılık... İşte tam bu noktada başladı onların hikayesi... Plansız bir aşk... Hiç düşünülmeyen bir evlilik... ve beklenmeyen bir son: AYRILIK... Peki ya onun değerini o gittikt...