uyarı

1.3K 186 96
                                    

Gelen mesajlardan sonra evden nasıl, ne zaman çıktığını hatırlamıyordu. Telefonunu bile almayı unutmuştu yanına, Ten'in evine koşuyordu. Evde olmasını umuyordu. Okul çıkışında Ten, kalıp ders çalışacağını söylemişti ve John şu anki aklı olsaydı onunla kalırdı, boşluğuna gelmişti ki onu yalnız bırakmıştı.

Evine geldiğinde kapıyı açan olmadı, karşı komşusu da eve daha kimsenin gelmediğini söyledi. Belki korkudan, belki yorgunluktan John'ın nefesi kesilmiş gibiydi. Bir yere tutunup nefes almaya, rahatlamaya çalıştı fakat bu uzun sürmedi çünkü sevgilisini acilen uyarması gerekiyordu.

Eli ceplerini ararken telefonunu unuttuğunu fark edip kendi aptallığına lanet etti. Genelde böyle durumlarda asla soğuk kanlı kalamaz ve eli ayağına dolanırdı. Bu yüzden kendi evine dönüp telefonunu mu alması yoksa okula gidip Ten'i mi bulması gerektiği hakkında düşünürken mantıklı bir karar vermeye çalıştı.

Evine dönmeyi seçti. Geldiği gibi bir hızla dönerken tek düşündüğü sevgilisinin güvende olup olmadığıydı. Büyük ihtimalle değildi çünkü Simon'ın görevi söz konusuydu ve Simon hiçbir zaman güvenli biri olmamıştı.

Telefonunu alıp tekrar dışarı çıkarken Simon'ın son mesajı üstünden yarım saat kadar bir süre geçtiğini fark etmişti. Belki de Ten çoktan okuldan ayrılmış kendi evine dönüyordu. Nerede olduğunu bilmek için yolda hızlıca ilerlerken onun numarasını tuşladı.

İkinci çalışta açıldı telefon. Karşıdan sevgilisinin sesinin geldiğini duymak John'ı rahatlatmıştı.

"Bu kadar mı çabuk özledin beni?" diye sordu Ten flörtöz bir tavırla. Belli ki neler olacağı hakkında bir fikri yoktu.

"Özledim." dedi John. Konuşurken aynı zamanda olabildiğince hızlı şekilde okula ilerliyordu. "Neredesin?" diye sordu.

"Okuldayım, çıkacağım birazdan. Neden?"

"Birazdan değil şimdi çıkman gerekiyor." dedi nefes nefese. "Simon sana bir şey yapacak. Güvende değilsin."

Birkaç saniye karşı hattan sadece Ten'in nefes ve adım sesleri geldi. Sonra Ten sesli şekilde küfretti.

"Johnny..." dedi öncekine göre çok daha kısık sesle. "Okulun kapısı kilitli. Dışarı çıkamıyorum."

John adımlarını hızlandırdı. "Korkma, geliyorum."

Birkaç adım sesi daha geldi karşıdan. "Diğer kapıyı deneyeceğim."

Diğer kapı okulun diğer ucundaydı ve ikisi de biliyordu ki bunu yapmak çok riskli olurdu. Yine de başka şansları yoktu.

Henüz kapıya ulaşmasına yetmeyecek kadar kısa süre sonra Ten tekrar konuştu. "Üst kattan adım sesleri geliyor Johnny."

"Ses çıkarma sakın. Okuldan çıkma. Bir yere saklan, geliyorum."

"Lütfen çabuk ol." diye fısıldadı Ten.

"Olacağım bebeğim. Seni seviyorum."

İkisi de telefonu kapattı.

simon says ㅅ johntenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin