yb yazıyorsunuz ama keşke oylasanız bölümü bebişlerim vallahi üzülüyorum :'(
Gözlerimi kapattım ve dalgaların sesini dinledim. Karaya hızlıca çarpan sesini. Dizlerimi kendime daha çok çektim ve burnumu dizlerime sildim. Ne? Peçetem yoktu ki!
Hayatımda hiç iyi bir şeyi hakettiğimi düşünmemiştim. Eğer haketseydim en başında hayat bana iğrenç bir oyun oynayıp ailemi benden almazdı. Onları hatırlamıyordum bile. Onları hatırlamayı bile haketmiyor muydum? Ne yapmıştım en başında?
Gittiğim her yerde soğuk insan olmayı hakedecek bir şey yapmamıştım. Benim bir suçum yoktu. Kötü bir insan mıydım?
--
2 yıl önce (yazar anlatımı)
"İğrençsin Atlantis! Sana yardım etmeye çalışıyordu sadece!"
Genç kız omuzlarını silkti ve arkasını döndü.
"Söylesene, ne yaptık biz sana? Neden bizden, herkesten bu kadar nefret ediyorsun?" Kızın arkasından gelen ses onu durdurdu. Yüzünde ufak bir gülümseme oluştu.
"Çünkü buna ihtiyacınız var."
Atlantis, kızıl saçlı kızın yanına gidip diz çöktü ve yüzüne baktı.
"İstediğiniz şey bu değil miydi? Nefretim?"
Ayaklandı ve yerde oturmuş, gözyaşları içindeki kıza son kez iğrenmiş gözlerle baktı. "Buna muhtaçsınız sanki." Ardından oradan uzaklaştı.
--
Saatin kaç olduğunu bilmiyordum. Gözlerim kapanmamak için zor duruyordu. Yıkılmamak için zor duruyordum. Bitmiş hissediyordum.
Derin bir nefes aldım ama öksürmeme sebep oldu. Sonra burnuma sigara kokusu doldu. Bacaklarımı yere indirdim. Ayağa kalkınca dizlerim acıdı. Uzun süredir aynı şekilde oturuyordum. Acıması normaldi. Muhtemelen uyuşmuştu. Hemen yanımda bir çocuk vardı ve sigara içiyordu. İstemeden de olsa çocuğu süzdüm.
Kumral saçları vardı. Vücudu ne büyük ve kaslıydı ne de sıskaydı. Siyah pantolonunun üzerinde deri ceketi vardı. Klasik bir erkek tipiydi. Burda durmuş çocuğu süzmem saçma geldi ve kafamı sallayarak arkama döndüm.
"Daha fazla incelemeyeceğine emin misin?"
Siktir!
Topuklarımın üzerinde döndüm. Bana dönmüştü. Yeşil gözleri gece lambasının ışığında parladı. Dudağının bir kenarı yukarı kıvrıldı.
"Beğendin mi?"
Küçümsercesine kaşlarımı kaldırıp güldüm ve cıkladım.
"Çalışılması lazım."
"Üzerimde mi?" Haylaz sesi daha çok gülmeme neden oldu. Benim gülmemle o da güldü. Yavaşça yanına gittim. İkimiz de denize döndük. Sigarasını tekrar üfleyince ona döndüm. O da kafasını bana çevirdi. Yüzlerimiz çok yakındı. Kaşlarım çatılmıştı çünkü sigarasını üflemesinden hoşlanmamıştım.
Yüzümü buruşturduğumda sigarasının dumanını bu sefer yüzüme üfledi. Kahkaha atarak ve ellerimi ona savurarak geriye çekildiğimde o da güldü. Ve sonra nasıl olduğunu anlamadım ama kendi topuğuma takıldım. Düşmeyi beklerken kolumdan çekildim. Beni yakalamıştı. Beni hızlıca kendine çekince bedenlerimiz çarpıştı. Benim ellerim onun göğsündeyken o ise ellerini belime koymuştu. Nasıl bu hâle gelebilmiştik?
''Daha dikkatli olmalısın." Belimi sıkarak konuştuğunda gözlerimi kıstım. Tehlikeli bir oyun istiyorsa oynardım. Ellerimi boynuna çıkardım ve orada birleştirip kafasını biraz daha bana yaklaştırdım. Burunlarımız birbirine değince gülümsedim ve dudaklarımı yanağına sürterek kulağına getirdim.
"Sen de insanların yüzüne dumanı üflememelisin." Kısık sesle söylediğim şeye kıkırdadı. Zaten yakın olan bedenlerimizi birbirine daha çok yapıştırdı.
"Ya öyle mi?"
Kendimi geriye atarken onaylayan mırıltılar çıkardım. "Öyle."
"Yoksa?" Ellerimi yüzüne çıkardım. Haylaz bir gülümseme ile bana bakıyordu. Alnımı alnına koydum.
"Yoksa..." Sağ elimle yüzünü ittim. "Biri benim gibi düşebilir ve sen onları tutmak için orada olmayabilirsin." Elleri hala belimdeydi ama aramızdaki mesafe açılmıştı.
"Çok kötü bağladın. Hadi, az öncekine devam edelim." Yanaşmaya başlayınca kafamı geriye atarak kahkaha attım ve geri çekildim. O da gülerek ellerini çekti.
Çok geçmeden ikimiz de bir şey demeden denize bakan eski halimize geri döndük. Tek fark vardı, şu an sigara içmiyordu.
"Deniz." Ne dediğini anlamadığım için ona döndüm. "Adım, Deniz. Türkçe bir isim. İngilizcede deniz anlamına gelir." Gülümsedim ve tekrar önüme döndüm.
"Atlantis." Bana döndüğünde ben de ona döndüm. Tekrar gülümsedim. "Atlantis, adım."
"Memnun oldum, Atlantis."
"Memnun oldum..." Adını söylemediğimde bana döndü ve güldü.
"Deniz."
"Değ-nis?" Kahkaha attı ve bana yaklaştı.
"Hayır, hayır. De-niz."
"Deniz?"
"Evet, oldu." Ağzımı kocaman açarak güldüm.
"Memnun oldum, Deniz."
Deniz nasıl ama?
FişeQ.
Çok ekleyesim geldi Deniz'i kitaba. Kızmayın bana nolur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
atlantis| gyllenhaal
Short StoryI can't save us my Atlantis, we fall ♤ Yaş farkı içerir. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın, lütfen.