15

8.2K 246 33
                                    

"Atlantis. Atlantis, hadi uyan." Omzumdan dürtülüyordum ama o kadar uykum vardı ki. Kalkmamak için direniyordum.

"Hadi ama Atlantis, kalk artık."

"Mhmm, 1 saatçik daha."

"1 saat mi? Yuh! 5 dakika olması gerekmiyor mu?" Kafamı hayır anlamında sallayıp uykuma döndüm. Ama belimden kavrandığımda gözlerim faltaşı gibi açıldı. Bay Gyllenhaal beni omzuna atmıştı.

"Tamam, tamam! Uyanığım!" Kahkaha attı ve beni bir tur döndürdü. "Az önce ne diyordun? 1 saatçik daha mı?" Tekrar kahkaha attığında sırtına vurmaya başladım. Gülerek beni yere indirdi. Saçlarım dağılmıştı.

Beni yere indirdiğinde karşışına geçip kaşlarımı çattım. Bu hâlime sırıtıp saçlarımı daha çok karıştırdı.

"Yaa!" Sitem dolu bir sesle bağırdığımda tekrar güldü. Elimi beline götürüp onu gıdıklamaya çalıştım. Yerinden oynamadı. Birkaç kere daha denediğimde ellerini ellerimin üzerine koydu.

"Ben gıdıklanmam, Atlantis." Ofladım. "Sen gıdıklanırsın gibi geliyor ama?" Bana yönelttiği soruyla gözlerim sonuna kadar açıldı. Ben çok huylanan bir insandım. Daha dokunmadan huylanırdım. Bir nevi manyaktım.

"Yoo, hiç gıdıklanmam." Yalanım karşısında mırıldandı. "Görelim bakalım." Elleri belimi bulunca gülmeye başladım. Demiştim çok huyluyum diye.

Kahkaha atarak kendimi geriye attığımda yatağa düştüm. Elleri belimde olduğu için o da üzerime geldi. Neyse ki kendini ayarladığı için üzerime düşmedi. Ben güldüğümde o gülümsedi ama hemen ardından yüz ifadesi ciddileşti. Sonrasında ise üstümden kalktı.

"Hadi giyin, aşağı gel. Kahvaltı hazır. Sonra seni okuluna götüreceğim. Bir göz atmak için." Kafamı salladığımda odadan çıktı. Bazen çok iyi oluyordu ama bir anda tüm neşesi sönebiliyordu. Kalktım ve pencereye yürüdüm.

Hava biraz soğuk görünüyordu. Boğazlı lacivert bir kazak altına da mom jean giydim. Ayaklarıma da siyah botlarımı geçirdim. Telefonumu arka cebime sıkıştırıp odadan çıktım. Merdivenlerden ikişer ikişer inerek mutfağa yöneldim. Bay Gyllenhaal elinde tava omzunda bir havluyla bir şeyler yapıyordu. Saçları uzamıştı. Sanki son zamanlarda vücudu daha çok gelişmişti. Giydiği tişörtü ona dar geliyordu.

Masaya oturduğumda arkasını döndü.

''Krep yaptım." İstemsizce gülümsedim ve portakal suyunu bardaklara koydum. "Patricia yok mu?"

"Bugün için izin verdim ona." Kafamı sallayarak onu onayladım. "Akşam sana bir sürprizim var." Deyip güldüğünde şaşkınlıkla kafamı kaldırdım. Bana bakıp daha çok güldüğünde elimde olmadan ben de güldüm.

"Ne sürprizi?"

''Adı üzerinde sürpriz. Söyleyemem." Küçük bir çocuk gibi güldüğünde kaşlarımı çattım. Akşama kadar bekleyecek miydim yani? Omuzlarımı silkerek yemeğime devam ettim. Kreplerim bitince bardağımın dibinde kalan portakal suyumu da içtim.

"Benim yemeğim bitti." Tekrar güldü ve bana döndü.

"Çok çabuk yedin, kilo almayasın." Ağzım bir karış açılırken devam etti. "Zaten biraz büyütmüşsün kalçalarını." Ses tonundan şaka yaptığını ele veriyordu. Masada karşımda oturduğu için elimi uzattım ve yüzüne şakacıktan vurdum. O da daha çok güldü.

"Demek bana vurursun, ha?" Gülerek ayağa kalktığında ben de kalktım ve içeri, salona koştum. Peşimden geldiğinde elime bir yastık aldım ve iki elimle sanki tüm mal varlığım oymuşçasına sıkıca tuttum. Bu hareketime daha çok güldü ve bana yaklaştı. Beni belimden kavrayıp omzuna attığında ağzımdan bir çığlık kaçtı. Elimdeki yastıkla sırtına vurmaya başladım.

"Bırak beni, bakın karnım acıyor." Kahkaha atarak beni geri bıraktı. İyice alıştı bu da omzuna atmaya beni.

"Hadi çıkalım o zaman. Hem daha çok işimiz var."


Eveeet...

Geldik zurnanın zart dediği yere. Arkadaşlar bölümler çok geç geliyor farkındayım bu yüzden sizden çok özür diliyorum. Ama bu ben hikayeyi ilk yayınladığımdan beri böyle yani özel olarak bekletiyorum gibi bir şey değil, asla söz konusu olamaz.

Derslerim başladı. 12. sınıf oldum ve bu durum beni cidden zorluyor. Program eşliğinde ders çalışıyorum, online derslere giriyorum ve inanın boş zamanlarımda da buraya girmeyi hepten unutuyorum.

Bölümler kısa bunların da farkındayım ama bunun nedeni de her şeyi bir bölüme sığdırmayı sevmediğimdem kaynaklanıyor.

Ama siz bütün bunlara rağmen okuyorsunuz ve bu beni cidden çoğu şeyden fazla mutlu ediyor. Siz mutlu ediyorsunuz. İlginiz için çok teşekkür ederim cidden. Sizleri çok seviyorum ve bölümleri en kısa zamanda atmaya çalışacağım, elimden ne gelirse.

Umarım bu bölümü de beğenirsiniz sonraki bölüm hakkında güzel fikirlerim var ;)

atlantis| gyllenhaalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin