+18
"Siktir."
Dişlerimle tuttuğum baksırı hala ağzımdayken bana baktı. Beni görünce sırıttı ve kafasını yastığa geri bırakarak homurdandı. Bu hâlini görünce güldüm ve ellerimi yavaşça karnına sürttüm. Ama ondan önce yapmam gereken bir şey vardı.
Ayağa kalktım ve kapıya ilerledim. Beni izliyordu. Kapıyı aralık şekilde açtım ve Patricia'ya seslendim.
"Benim birkaç ödevim var, onları yapıyoruz. Sen gidebilirsin, teşekkürler." Patricia beni onayladı ve evden çıktı. Kapıyı ne olur ne olmaz diyerek kitledim ve arkamı döndüm. Ellerini kafasının altında birleştirmiş beni izliyordu. Yavaşça ona yürüdüğümde derin bir nefes aldı.
"Bir yerde kalmıştık?" Ona gülerek bacaklarının arasındaki eski yerimi aldım. Oturur hâle geldiğinde yüzüne baktım. Düşündüğüm gibi utanmıyordum. Daha fazlasını istiyordum.
"Ödev, ha?" Güldüm ve ellerimi baksırında gezdirdim.
"Biraz büyük bir ödev..." Alt dudağımı ısırdığımda saçlarımı topladı. "Bakalım o zaman şu ödeve." Baksırını indirdiğimde şoka uğradım.
Tanrım! Bu kadarını beklemezdim! (yn: abartma mk)
Ellerimle erkekliğini kavradım ve o anda kafasını geriye attı. Yavaşça dudağımı götürdüm. Dilimi çıkararak önce ufak darbeler vurdum ama saçlarımdaki eli daha fazlasını istiyordu. Ellerimle erkekliğini sıvazladım ve en sonunda ağzıma aldım. İzlediğim, bildiğim kadarını yapıyordum. Elleri saçlarımda hızlandı ve beni de hızlandırdı. Hırladığını duyduğumda dudaklarımı çektim. Beni tutarak yatağa attı.
Şu anda gözü dönmüş gibiydi ama bu beni korkutmaktan çok bana zevk veriyordu. Elleri külodumu buldu ve bir çırpıda çıkardı. Yüzüme baktığında kafamı salladım.
Onu istiyordum.
Bir eli yavaşça vajinama ilerledi ve okşamaya başladı. Ipıslaktım. Ben inlediğimde o da inledi. Biraz üzerime eğildiğinde ne yapacağını anladım. O yüzüme bakıyordu ben de ona. Elleriyle kafamı kavradı ve bedenlerimizi daha çok yakınlaştırdı. Artık tam olarak üstümdeydi. Vajinamın üstünde hissettiğim şeyle tekrar inledim.
Ve o anda içime girdi.
Zevk dolu çığlığım odayı kapladığında gel gitlere başladı. Önce yavaştı ve ben deli gibi inliyordum.
"Jake..."
"Ah, Atlantis. Bana yaptıklarının yanında bu biraz az kalır."
Hareketleri hızlandığında gözlerim dönmüştü.
"Evet, evet. Lütfen." Daha da hızlandı. Tırnaklarım sırtında kendine bir yol buldu.
"Atlantis, hızlanmak istiyorum." Hırıltıyla söylediği şeyleri zar zor duyabiliyordum.
"Evet, hızlan. Lütfen hızlan, Jake."
O an yaşadığım zevk her şeye bedeldi. Daha da hızlandığında kendimden geçmiştim. İçimden çıktı ve beni belimden tutarak dizlerimin üzerinde durdurttu. Bir eli vajinamda gezerken bir eli belimdeydi. Aniden içimde hissettiğim erkekliğiyle bir çığlık attım. Üst gövdemi yatağa yapıştırdım ve sadece kalçalarımı havada bıraktım. Belimden kavrayıp beni hızlıca kendine çekip itiyordu. Gözlerim döndü.
"Ah, Jake..." Üzerime eğildi ve saçlarımı tutup kendine çekti. Titremeye başladım. Birkaç kez daha gel git yaptıktan sonra içimden çıktı ve kendini yanıma attı. Ona döndüm. Elimi erkekliğine götürdüm ve birkaç kez sıvazladım. Son bir kez ağzıma aldığımda gelmişti.
"Teşekkür ederim, Atlantis."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
atlantis| gyllenhaal
Short StoryI can't save us my Atlantis, we fall ♤ Yaş farkı içerir. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın, lütfen.