Aşk insana çok şey öğretiyor ve bazen çok acı çektiriyor. Hatta bazen nasıl bir acı çekmen gerektiğini bile bilmiyorsun. Mesela terk edildin ona üzülmen gerekir. Unutuldun ona üzülmen gerekir. Sevilmiyorsun ona üzülmen gerekir. Yalnızsın ona üzülmen gerekir. Daha belkide sayamayacağım kadar çok şey vardır üzülmen gereken. Belkide birçok şeye aynı anda üzülmen gerekiyordur. İnsan üzüleceği şeylerin olmasını engelleyemez. İnsan sadece o kadar acının içinden çekmesi gereken acıları seçer ve saçtiği acıları nasıl çekeceğine karar verir.
Mesela, yaşadıklarını har vurup harman savurarak kendine en yakın gördüklerine anlatıp ağlamak var. En çok tercih edilen acı çekme tarzıdır. Düşündüğün tek şey beni kimse anlamıyor olur. Ama bunu söyleyenlerin hemen hemen hepsi aynı şeyleri yaşıyor. Yani en büyük acıyı kendi acın zannedersin. Çok farklıymış gibi görünür gözüne bu acı. Ama sadece insanlar farklı yaşantılar aynıdır. Başka değişen hiçbirşey yok. Anlattığımız kişiler bizi ne kadar avutmaya da çalışsa biz hep kendimize göre yalnızızdır. Kimsemiz yok gibi görünür ama sırf acılarımızı paylaştığımız insanlar engeller yalnız kalmamızı. Böyle acı çekmenin en kötü yanı kendimizi rahatlattığımızı düşünmemizdir. Ne kadar iyi hissederseniz hissedin bir gün alışmış olursun ama en ufak hüznünde en yakının sana onu hatırlatır ve hep bir acı çekme mecburiyeti içinde kalırsın. Canın daha çok yanar.
Birde susup içine atarak acı çekmek diye birşey var. Kimse acı çektiğini göremiyor ama için ölü gibidir. Dert sadece sende kalıyor. Tıpkı acıyı iki kişi çekmesi gerekirken tek bir kişinin çektiği gibi. Zordur böyle acı çekmek ama sonunda için gerçekten ölür ve sen yaşıyorsundur. En azından alışıyorsun herşeye ve birdaha öyle bir acıya maruz kaldığında umrunda olmuyor canının ne kadar yandığı. Sonunda en güzel olanı, susmayı öğreniyorsun. Ve sen susunca kimse canını yakamıyor. Canın yanmadığında güçlüsündür. Güçlüysen elde edemeyeceğin hiçbirşey yoktur. O yüzden bazen acı çekmek iyidir.
"Bir insan acı çekmeden güçlü olamaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eylül
Non-FictionGüzel olan Eylül değil Eylül'le gelenmiş meğer. Ben sadece mevsimine aldanmışım.