1.2 ☁

675 68 12
                                    

Bu bölüm her şey açığa çıkacak!¡ :::dd biliyorum beni seviorsnz .s.ss

"Calum," diyerek derin bir nefes aldım. Burnunu daha çok yanağıma sürttü, bu beni rahatlattı. Gözyaşı yanağımdan sanki benimmiş gibi inerken, ellerimle yanaklarından tuttum. Ağlamamalıydı, sadece onu sevemezdim ben, asıl bunu anlamalıydı. Ben bir hayrandım sadece, ben hepsine teker teker sevgi büyütürdüm, sadece Calum için o konsere gitseydim eğer oradan ağlayarak çıkmazdım. Beni kırmazdı onların sözleri, belki de burada Calum'un ağlayışını öylece seyretmezdim.

Calum Hood'un karşımda ağlıyor olması, ve benim sadece izliyor olmam, saçmalıktı. O Calum Hood'du, bir hayran için ağlamazdı. En azından birkaç ay içerisinde böyle öğrenmiştim. Hayranlarına değer vermeyen o Calum Hood, şimdi bir hayrana bütün savunma duvarlarını indirmişti ve ağlıyordu.

"Calum, onu sevmiyorum," bu yalanı söylemenin bu kadar kolay olması beni şaşırtmıştı. Onu seviyordum, diğerlerini sevdiğim gibi.

Gözlerinden süzülen yaşlar biraz daha kalbime inerken, akmakta olan gözyaşını öptüm. Dudaklarım hâlâ oradayken bile yandıklarını hissedebiliyordum. Yumuşak yanaklarına bastırdığım dudaklarım içe göçüyor, bir kez daha yanaklarının dünya üzerindeki en güzel yanaklar olduğunu düşünmemi sağlıyordu.

"Ama beni de sevmiyorsun."

Kalp, sadece bir kez kırılır, diye fısıldadı güzel kadın, küçük kızına. Ama sen binlerce kez kırıldığını hissedeceksin, derin bir nefes aldı. Aklı onunla yaşadığı anılardaydı. Oysaki o kalp kırılması değil kızım, depremden önceki artçılar.

Dudaklarımı sakince yanağından çektim. Ona asla 'seni seviyorum' diyemezdim. Hiçbir şekilde hayran olduğumu daha fazla hem kendi yüzüme vuramaz, hem de onun için küçülmemi sağlayamazdım. Tek yapabildiğim, hiçbir şey yapamamaktı. Ona hepsini sevdiğimi söyleyip, yüzsüzlük yapamazdım.

"B-ben hepinizi seviyorum," kekeleyerek söylediğimde yorgunca gülümsedi.

Bana hepimizi sevdiğini söyledi, dedi genç adam karşısındaki oğluna. Oğlu anlamayan gözlerle baktı ona, o da biliyordu oğlunun anlamadığını. İçini döküyordu sadece. Hepimizi seviyordu ama önemli olan sadece birimizi sevmesiydi.

Ve o sevmek için beni seçmedi.

"Sorun da bu, Tess." yüzündeki ellerimi tuttu, dudakları avucuma ufak bir öpücük kondurdu. Öylesine bir öpüş değildi bu, duygu doluydu. Dudaklarıma değmese bile dudakları, kalbimin ritmi çoktan bozulmuştu.

Benim hayatımda biri vardı, diye fısıldadı. Onun sevdiğini bildiği için siyah saçlarının arasına attırdığı sarıları eliyle düzeltti. Herkes için adı Tessa'ydı, fakat benim için 'aşk'tı.

Ellerimi yüzünden çekti, ve büyük elleriyle yüzümü boynuna gömdü. Kollarımı boynuna sardım, bu gecelik bir şeyler düşünmek istemiyordum. Belimden tuttu ve sanki olabilirmiş gibi beni daha sıkı sardı. Kokusunu içime çektim, kokusu beynimi bulandırdı. Gözlerim hafiften kapanırken, başımı daha çok boynuna gömdüm. Cümlesinin devamını getirmeyeceğini sandığım ve uykuya dalacağım o anda,

"Sorun bana dünyadaki tek harikaymışım gibi değilde, 4 harikadan biriymişim gibi bakman." diye fısıldadı. Ve başıma bir gözyaşı daha aktı.

Kahvaltıyı yaptıktan sonra, oturma odasında elimdeki telefonda Bailey ile mesajlaşıyordum. Onları umursamamaya, sanki aynı çatı altında yaşadığımızı unutmaya çalışıyordum.

Clouds △ 5 Seconds Of Summer △ CompletedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin