3. Bölüm

420 61 24
                                    





Çok şey vardı anlatılacak,
O yüzden sustum.
Birini söylersem diğeri yarım kalacaktı.
Sen duydun mu? sustukları mı.?

OĞUZ ATAY



Mutfakta yemek hazırlamak bir çok kadın gibi benim içinde güzel bir terapi yoluydu, hele birde canından öte sevdiklerinin keyifle yediğini görmek insanın tüm yorgunluğunu alıp götürüyor.

Kızlarım içerde dinlenirken yemek için sabırsızlandıklarına eminim.
Sofrayı hazırlarken çalan telefonumla ellerimi kurutarak arayan kişiye baktım. Bugün gün boyunca Zafer'den ses çıkmamıştı belli ki aldığı yeni dava onu çok zorluyordu.
Arayan oydu bekletmeden cevap verdim.
"Efendim canım."
"Merhaba canım."
Yorgun ses tonu daha ilk kelimede anlaşılıyordu.

"Sesin yorgun geliyor ve galiba yemeğe gelemeyeceğini haber vermek için aradın."

Telefonun diğer ucundan gelen işlerden sıkılmış ruh hali bir an gözlerimin önünde canlanıvermişti.

"Şu hayatta anlatmadan beni anlayabilen yegane insansın. Canım karım en değerlim. Seni çok seviyorum."

"Bende seni seviyorum."
"Nehir ben bu akşam geç gelebilirim, üç gün sonra davanın duruşması var. Biliyorsun bu dava için uzun zamandır çok çalışıyoruz. Dosyaların üzerinde çalışmalarımı bitirmem gerek."

Ne diyebilirdim ki? İşlerinden biraz başını kaldırıpta bana ve kızlarına zaman ayır diyemiyordum ki. İçimdeki ses çığlık çığlığaydı, ama ben genede hep kabul eden ve susandım.
"Anlıyorum."
Hayır, kesinlikle anlamıyorduk artık.

"Nehir bak bu aralar sizlere zaman ayıramadığımın farkındayım. Bu davayı kazandıktan sonra iş yükümü artık hafifleteceğim. Kızlarımı ve seni çok özlüyorum. Her şey sizin geleceğiniz ve rahatınız için."

İşte bu son sözler neden benim hep vicdanıma oynuyordu. On beş yıllık evliliğimizde kendini bu kadar paralaması hep bizim içindi. Hayat standartlarımızı daha da güzelleştirmek içindi.
Bundan dolayıdır ki, bir başka zorluğuda ben çıkarmak istemiyordum. Benim işim onun işini hep kolaylaştırmak olacaktı.

İyimi ediyordum, kim etmişti ki.

"Kızlar nasıl yemek yediniz mi?"
"Hepimiz çok iyiyiz merak etme, daha yemek yemedik sofrayı hazırlıyordum, birazdan yemeğe başlarız."

"Tamam cnm siz yemeğinizi yiyin, kızlar yatmadan önce tekrar arayacağım uyumadan seslerini duymak istiyorum."

Kendimi ne kadar zorlasamda sesimdeki kırgınlığı saklalayabildiğimi sanmıyordum.
"Tamam Zafer seni fazla tutmayayım. Yemekten sonra kızlarla seni tekrar ararız. Kolay gelsin, kendini fazla yorma."

"Tamam canım şimdiden afiyet olsun. Öpüyorum hepinizi."
"Bizde seni öpüyoruz."

Kapanan telefonla birlikte uzayıp giden sesizlik iki el olup boğazımı sıkıyordu sanki, sofrayı kurma işini hemen bitirmeliydim.
Kızlarımın cıvıltılarına ihtiyacım vardı, bu can sıkıcı sessizliği, sadece onlar güzel melodileriyle yok edebilirlerdi.

"Kızlar hadi yemeğe, sofra hazır."

Kızlarımla geçirdiğimiz güzel akşam yemeğinden sonra, babalarıyla telefonda günün bütün gereksiz ayrıntılarını konuşmaktan sıkılmamışlardı.

ÖMÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin