"Ve burası da müzik sınıfı."
Jacob başını salladığında aşağıya bahçeye indik,gerçekten komik birisiydi ve benimle ilgileniyordu. "Bugün çıkışta okulun yakınındaki cafeye gitmeye ne dersin?" Başımla onayladım. "İyi fikir."
O sırada bahçede oluşan kalabalık ve gürültü dikkatimi çekmişti,Jacob ile oraya gittiğimizde kavga olduğunu farkettim.Kimlerin kavga ettiği gözükmüyordu birkaç kişiden izin isteyerek öne geçtiğimde Finn ile tanımadığım bir çocuk birbirlerine laf atıyorlardı.
"Git kendi yaşıtlarınla oyna,Finn!"
Kısa saçlı çocuktan duyduğum kalın sesle üst sınıflardan birisi olduğunu farkettim. "Laflarına dikkat et,
Joseph!" Adının Joseph olduğunu duyduğum bu çocuğun daha önceden Noah'ı dövdüğünü hatırlamıştım.Şimdi bittin sen,Joseph.
Bir süre sonra işler ciddileşmeye başlamıştı,çocuk küfürlü konuşuyordu.Finn'i daha önce hiç böyle sinirli görmemiştim.Ama haklıydı,kim olursa olsun ona küfür etmeye hakkı yoktu.Joseph tam Finn'in üstüne geliyordu ki Finn onu ittirdi ve yere düştü.
Etraftaki bağırışlar ne söylediğini duymama engel oluyordu,beni henüz görmemişti çünkü arkasında duruyordum.Jaeden ve Lilia neredeydi? Finn'i neden yalnız bıraktılar?Ben bunları düşünürken çocuk hızlıca ayağa kalkarak Finn'e vuracaktı ki engel oldum.O an derin bir sessizlik olmuştu,Joseph hareket edemiyordu.Herkes pür dikkat onu izliyordu.
Noah'ı dövdüğü zamanı aklıma gelmişti ve sinirlenmiştim,onun kafasını patlatmak istiyordum ama hiçbir şey yapmadım,o sırada gülen seslerle Joseph'e baktım.Altına işiyordu hala hareketsizdi.Kimse onun bu yaptığına anlam veremezdi.
Finn dışında.
Arkasını dönüp bana baktığında kanayan burnumu sildim ve oradan uzaklaştım.
×××
"Ne içeceksin?"
"Çikolatalı milksahe.Sen?" Çilekli demesini beklerken o alkollü adını bilmediğim bir içecek istediğinde nedense hayal kırıklığına uğramıştım.
Aklıma Finn gelmişti,buraya ilk defa onunla gelmiştim.Ve o garsona iyi davranırken Jacob sert bir şekilde emir vererek konuşuyordu.Anlık soğumamı belli etmeden gülümsedim."Ee,neden bizim okula geldin?"
"Diğer okuldan atıldım çünkü."
"Neden?"
"Kavgaya karıştım- yani ayırmaya çalışıyordum." Yalan söylediğini anlamıştım bu ondan soğuduğum gerçeğini değiştirmiyordu ama bana olan tavırları ondan etkilenmediğimi söylemezdi.
O sırada beklemediğim bir şekilde içeriye Jaeden ve Lilia girdi,beni henüz farketmemişlerdi yoksa Lilia bana selam verirdi eminim.Bir ön masamıza oturdular ve seslerini duyabiliyordum. "Finn'i aradın mı? Neredeymiş?"
"Evdekilerle atışmış,gelecek birazdan."
Evdekilerle mi? Anne babasının ayrı olduğunu biliyordum,ama ne sorunu olabilirdi ki?
Sanane?
İç sesimi susturdum,haklıydı.Ondan nefret ediyordum ama sürekli bir şekilde aklıma giriyordu.Belkide onunla atışmayı özlemişimdir.Ben bunları düşünürken Finn içeriye girdi beni farketmiş olacak ki bir an duraksadı.Yanaklarımın kızardığına emindim ama ona olan kızgınlığım hala geçmemişti.
Milkshakelerimiz geldiğinde içmeye başladım,tadı çok güzeldi.Asla vazgeçemiyordum milkshake içmekten.Jacob içeceğinden yudum aldığında bana baktı ve beklenmedik bir şekilde masada duran ellerimi tuttu."Millie.."