f o u r t e e n

813 86 133
                                    

Kitaplarımı dolabıma yerleştirdikten sonra kapağını kapattım ve dolabımın kilitli olduğundan emin olarak koridorda yürümeye başladım,öğle teneffüsüydü ve ciddi anlamda acıkmıştım.Bu iyi bir şeydi çünkü bu sıralar cidden iştahım yoktu.Koluma dokunan bir el ile başımı yana çevirdim,samimi gülüşüyle bana bakan Lilia'dan başkası değildi bu.
"Selam,Mills"

"Selam,Lilia.Neden bu kadar mutlusun?Bugün pazartesi." Lilia güldüğünde bende güldüm,koluma girdi ve beraber yürümeye başladık. "Bugün okula çok yakın olduğum bir arkadaşım kayıt oldu da yemekhanede bizi bekliyor-"

"Bizi derken benide mi?" Ağzımı araladım.Lilia başını olumlu anlamda salladı. "Tabikide Millie,Noah ve Sadie'yi de çağır.Sizler benim yakın arkadaşlarımsınız sonuçta." Gereksiz bir mutluluk sarmıştı içimi. "Adı ne?"
Lilia başını bana çevirdi. "Maddie"

"Güzel isim öyle değil mi?"

"Ah,benimkinden iyidir." Gözlerimi ciddi olmayacak şekilde devirdim.
Lilia kahkaha attığında bende güldüm
beni kolayca mutlu edebilen tek kişi oydu sanırım.

Finn var.

"Kapa çeneni!" Lilia garip bakışlarını bana diktiğinde utancımdan yerin dibine girmek istiyordum. "Ehm,sana demedim gerçekten Lilia" omuz silkince rahatladım,sohbetimize devam ederken çoktan yemekhaneye inmiştik bile sıraya girdiğimizde önümüzde Noah ve Sadie vardı.
Omuzlarına dokununca bana döndüler. "Çocuklar,bugün Lilia ve arkadaşlarıyla beraber otursak sorun olmaz değil mi-"

"Olmaz bence.Beni kıramaz onlar." Lilia araya girince dördümüzde güldük,beş dakika sonunda sıradan çıkabilmiştik ve gözlerimizle Jaeden'ı arıyorduk.Sonunda bulduğumuzda yanlarına gittik.Finn ile göz göze gelince gözlerimi kaçırdım,adının Maddie olduğunu düşündüğüm kız ile konuşuyorlardı,tam karşısına oturmam beni gereksizce rahatsız etmişti.

"Evet çocuklar,bu arkadaşım Maddie.
Maddie bizimkilerle tanış." Lilia eliyle Maddie'yi gösterdiğinde hepimiz ona döndük,teker teker elimizi sıktı ve gülümsedi.Güzel bir kızdı mavi gözleri ve açık kumral saçları vardı bu yüzden muhtemelen Finn onu yanına çağırmıştır.Yemeğimizi yemeğe başladık,sohbet ediyorduk her şey güzeldi.

Finn ve Maddie'nin fazla samimi olması dışında.

Sanane

İç sesime hak vererek yemeğimi yemeye devam ettim,cidden bananeydi.Finn hakkında hiçbir şey düşünmek istemiyordum ondan uzak durmalıydım.Zaten dün yaptığı şeyden sonra ona hala kızgındım ve anlam verememiştim.Masada onunla pek fazla göz göze gelmemeye çalıştım fakat gelincede anında gözlerimi kaçırıyordum.Fakat Maddie'nin bana bakışları rahatsız etmedi desem yalan olurdu.

Kalbimin fazla şiddetli atmasından rahatsız olarak elimi kalbimin üstüne koydum."Ah,lavaboya gitmem gerek." Ayağa kalkarak oradan uzaklaştım ve tuvaletin yolunu tuttum,içeri girdim kimse yoktu normaldi çünkü herkes yemekhanedeydi.Musluğu açarak soğuk suyu yüzüme çarptım,
rahatladığımı hissettim fakat bu seferde başım ağrımaya başladı.

Aniden etraftaki şeyler sallanmaya başladı,derin nefes alıp verdim.
Korkuyordum çünkü yalnızdım daha önceden yanımda hep biri oluyordu.

ki bu kişi Finn.

Şimdi olamaz lanet olsun,bu üçüncü oluşuydu ve her seferinden diğerinden daha şiddetli oluyordu.
Elimle sallanan kapıyı durdurmaya çalıştım fakat hiçbir işe yaramıyordu normal olarak.Elimi kalbimin üstüne koydum gereğinden fazla şiddetli atıyordu.Canım yanmıştı ki yanağımdan gözyaşlarımın süzüldüğünü farkettim.

Yere doğru oturarak gözlerimi kapattım,elimden geldiğince nefesimi düzenlemeye çalıştım.Sanki astımım varmış gibi hissettiriyordu,sahi bu lanet olası şey neden olmuştu?
Sinirli değildim,mutlu da değildim.
Her hangi bir duygu bile hissetmiyor
dum.Kapıma vurulan ses ile gözlerimi açtım. "Millie,neler oluyor?" Sesinden anladığım kadarıyla Finn'di bu.Derin nefes verdiğimde koşarak kapıyı açtım ve Finn'e sarıldım.

İşte o an rahatlamıştım,Finn gelmeseydi çok kötü şeyler olacaktı.
Ağlamaya devam ettim neden bilmiyorum ama duygu boşalması yaşıyordum. "Millie ne oldu?" Cevap vermedim,kollarından ayrılmak istemiyordum o an elimde olsaydı zamanı durdurup Finn ile bu şekilde kalabilirdim.Finn saçlarımı okşuyordu ki neler olduğunu anlatmak için kendimi geri çektim.

"Millie iyi misin?" Başımla onayladım. "Yine aynı şey oldu Finn." Finn kaşlarını çattı. "Ne Millie? Ne oldu?"

"O gün seninle partide tuvalette olan şey.H-her şey sallanıyordu,ben çok korktum Finn.Sen gelmeseydin belkide-" Sözümü kesen şey Finn'in parmağını dudaklarıma değdirmesi oldu. "Böyle şeyler söyleme lütfen" Tekrar sarıldığımızda kokusunu içime çektim,çok soft bir kokusu vardı insanı rahatlatabilecek cinstendi.
Kendimi geri çektim.

"İyi ki geldin" Finn gülümsediğinde ilk defa gözlerinin dolduğunu gördüm.Finn Wolfhard karşımda ağlıyordu,dünyanın sonu gelecekti sanırım.Konuyu saçma sapan bir yere çektim. "Cuma günü neden spor salonunda beni beklemeden gittin?"
Ses tonum değiştiğinde Finn dolan gözünü avuşturdu ve ciddileşti.

"Öyle olması gerekiyordu." Klasik Finn Wolfhard geçiştirmesi işte.
"Finn mantıklı bir açıklama yapacak mısın?" Finn ellerini birleştirdi. "Hayır çünkü bende mantık yok,
mantık olsaydı sana-" bir an duraksayınca sözünün devamını getirmesini bekledim.Kaşlarımı çattım "Devamını getir Finn? Sen bana ne?" Ağzını araladı bir şey söylecekti ki gelen ses ile kafamızı çevirdik.

"Nerede kaldın Finnie?" Gözlerimi devirdim.Finn'e Finnie lakabını ben takmıştım ve sadece ben söylüyordum.Tanrı aşkına kızın sinirlerimi bozması için bir sözü yetiyordu. "Millie'nin midesi bulanıyormuşda ona yardımcı olmaya çalışıyordum." Yalandan gülümsedim. "Çok yardımcı oldun teşekkürler" Finn önümden yürüyünce Maddie Finn'in koluna girdi ve yürümeye başladılar.

İkisinin arkasından orta parmak yaptım ve masaya geri döndük.Sadie bana döndü. "Nerede kaldın Millie?-"

"Millie'nin midesi bozulmuş,Finnie'de yardım ediyormuş ondan geç kalmışlar." İtici gülümsemesiyle bana bakan Maddie'ye öldürücü bakışlarımı yolladım. "Konuşmayı biliyorum Maddie,benim adına konuşmana gerek yok." Ortam gerginleştiğinde Lilia konuyu dağıtmaya çalıştı. "Çarşamba günü evimde kostüm partisi veriyorum ve sizler de gelmek zorundasınız tabikide!"

Bir partimiz eksikti aman ne güzel.
Gitmek tabikide istemiyordum evde battaniyeme sarılıp dizi izlemeyi tercih ederdim ama Lilia'ya çok ayıp olurdu o yüzden mecburen gidecektim."İstediğiniz her kostümü giyebilirsiniz,dizi/film karakteri olabilir hiç farketmez" O an düşününce eğlenceli olabileceğini farkettim.En sevdiğim dizi stranger thingsti,tabikide eleven'ı giyecektim.
(Eleven sensin zaten slk)

"Saat kaçta olacak?" Noah'ın sorusuyla kafamı tekrardan Lilia'ya çevirdim,ne kadarda hevesliydi öyle.
Sanırım ilk defa parti veriyor olmalıydı ya da her zamanki enerjik haliydi. "Akşam 7de başlayacak" başımla onayladım ve tepsimdeki su şişemden suyumu içtim.

[Kamu spotu: canlarım koronodan korunmak için bol bol su içmemiz gerekiyor,sizde en az yarım litre için anne sözü dinleyin xd
*Kamu spotu son*]

Biraz daha sohbet ettikten sonra hepimiz yukarıya çıktık,Sadie ile ortak dersimizdi aynı zamanda Finn ile de.Dolaplarımızdan kitaplarımızı alarak sınıfa girdik ve en arkadan bie sıraya oturduk,ders matematikti ve tabikide en arkaya oturacaktık.Başımı çevirdiğimde Finn'i gördüm defterine bir şeyler karalıyordu.Kalemini yere düşürdüğünde içimden güldüm ve hızlıca başımı önüme çevirdim, açtığım kitabı okuyormuş gibi yaptım.

"Millie,hoca gelene kadar benimle lavaboye gelir misin?" Başımı olumlu anlamda salladım ve sınıftan çıkarak lavaboya gittik,Sadie'yi beklerken bir taraftanda aynadan saçlarımı düzelttim.Lavabodan çıkarak sınıfa geri girdik,hoca henüz gelmemişti. Sırama oturduğumda kitabımın üstüne küçük bir kağıt parçası olduğunu gördüm.

Kaşlarımı çattım,Sadie görmeden kağıdı elime alarak açtım ve okumaya başladım.

Beni izlediğini biliyorum Brown :)



Selam biraz gündemden konuşaq

20 yaş altına sokağa çıkma yasağı geldi ne düşünüyorsunuz?

Millet yarasa yiyor olan bize oluyor amk sşgksşgkeşf

different | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin