Tuvaletin kapısını kilitleyerek nefesimi düzene sokmaya çalıştım ama işe yaramıyordu,kalbim şiddetli bir şekilde atmaya devam ederken soğuk suyu yüzüme çarptım ve rahatlamaya çalıştım.Aynada bir süre kendime baktığımda peruk hoşuma gitmişti aslında sarı rengi bana yakışıyordu bunu şuan farketmiştim.
Kısa süreli de olsa rahatladığımda aklıma az önce gördüklerim geldiğinde elimi başıma koydum ve inledim çok ağrıyordu ve dayanılacak türden değildi.Kapının açılmaya çalıştığını görünce kilitlediğimi hatırladım bu yüzden ses gelene kadar haraket etmedim.
"Millie açar mısın şu kapıyı?" Finn olduğunu farkettiğim sesle kaşlarımı kaldırdım onunla konuşmak istemiyordum cevap vermedim.
Kapıyı tıklatttı. "Millie içeride olduğunu biliyorum,lütfen aç" Sesi titrek geliyordu daha fazla uzamaması için kapıya bir adım attım. "Finn git buradan!" Sesimi bilerek yükseltmiştim yoksa evdeki sesli müzikten beni duyamayabilirdi."Açıklamama izin ver-"
"Siktirigit burdan Finn!" Bir süre ses gelmediğinde gittiğini umdum ve ayna karşısında hareketsizce bir süre kendime baktım.Kapı sert bir şekilde iki kere çalındığında başımın verdiği ağrı ile dayanamayıp hızlıca kapıyı açtım. "Ne var!?" Karşımda Finn'i görmeyi beklerken hiç tanımadığım bir çocuk garip bakışlarını bana yolladığında derin nefes verdim.
"Ah,kusura bakma.Seni başkası sandım" Çocuk güldüğünde gamzesi olduğunu farkettim ve bende birazcık gülümsedim.Gülümseyecek halim yoktu bu yüzden çocuğu daha fazla bekletmeyip kapının ağzından çekilerek içeri girmesine izin verdim gidiyordum ki söylediği sözle gözlerimi ona çevirdim. "Seni sinirlendirdiğine göre baya büyük bir şey yapmış olmalı"
"Sanırım öyle" karşılıklı gülümsedikten sonra çocuk tuvaletin kapısını kapatınca merdivenlerden inerek aşağıya geçtim.Kalabalık bir tık azalmıştı,içecek kısmına gittiğimde Maddie'yi görmemle büyük bir iç çekmem bir oldu.Beni farketti ve itici gülümsemesi yüzünden ayrılmadan eliyle saçımı elledi. "Güzel peruk." Samimi bir şekilde söylemediğini biliyordum o yüzden bende aynı şekilde gülümseyerek yanıtladım.
"Ah,teşekkürler Maddie.Sen de olmasan iltifat edecek kimsem olmayacaktı" gözlerini devirdiğinde yüzümü istemsizce buruşturdum. "Kendini sevmediğin belli,yüzünü saklamak için peruk birde makyaj yapmışsın." Sinirimden kahkaha attığımda tekrar Maddie'ye döndüm.
Ya da bir ton makyajdan gözükmeyen suratına mı demeliydim?
"Bunu badana yapan kız mı söylüyor?" Maddie'nin gülen suratı ciddileştiğinde bu sefer ben gülümsedim,bardağıma içeceğimi doldurarak Maddie'ye döndüm. "Afiyet olsun,tabi bu laflardan sonra doymuşsundur zaten" arkamı dönerek oradan uzaklaştığımda sanki çok büyük bir şey yapmışcasına kendimi tebrik ettim.Koltuklardan birine oturdum ve adını bile bilmediğim bu alkolden içmeye başladım.
Yanıma oturan çocukla bunun yukarıda karşılaştığım kişi olduğunu farkettim,göz göze geldiğimizde gülümseyerek kaşlarını çattı. "Sen şu büyücü kızsın değil mi?" Kafamı salladım,okulda böyle mi tanımmıştım yani? "Malesef" sesimin tonundan ne kadar isteksiz olduğumu anlaşılıyordu.Çocuk ellerini birleştirdi ve söze devam etti. "Yukarıda gördüğümde tanıyamadım,oh kafandaki-"
"Peruk evet." Çocuk başını sallamakla yetindi,kumral düz saçları ve yeşil gözleriyle etkileyici duruyordu ama şuan hiçbir erkekten etkilenecek durumda değildim. "Bu özellik sende olduğu için mutlu musun?" Sorduğu soruyla tekrar ona döndüm bardağımdaki içecek neredeyse bitmişti. "Oradan bakınca mutlu gibi mi gözüküyorum?" Çocuk güldüğünde bende gülümsedim,oldukça dikkat çeken gamzeleri vardı.