Bölümü multide ki favori şarkım ile son kez okumanızı rica ediyorum.
İyi okumalar!♥
-
Anahtarımı çevirerek kapıyı açtığımda hızlıca ayakkabılarımı çıkartarak içeriye geçtim ve kapıyı kapattım.Hızlı adımlarımda yukarıya çıktım.
Üzerimdekilerden bir an önce kurtulmak istiyordum.Dolabımın kapağını açarak elime geçen bir tshirti ve taytı alarak giydim,sabahtan beri toplu olan saçımı açtım ve başımı rahatsız ettiğini farkettim.Telefonuma gelen bildirim sesiyle komidinin üstüne koyduğum telefonumu aldım ve gelen mesaja tıkladım.
Nice mutlu yaşlara Bayan Brown!
Peki,doğum gününü nasıl kutlayacağını mı düşünüyorsun?
Evde sakin bir akşam geçirmek,şehir dışına kaçmak,arkadaşlarından süpriz parti beklemek mi?
Bunları hiç düşünme!Sitemize gelerek kendini bir hediye ile şımart!
Kaşlarımı çatarak üye olduğum bir siteden gelen mesaja yaklaşık iki dakika bakakaldım,bugün doğum günümdü ve bu benim yeni aklıma geliyordu.
Sinirden gülüşümü tutamadım,hayatımda geçirdiğim en kötü doğum günü olabilirdi.Finn ile ayrılmıştık,Jaeden ve Lilia suratıma bakmıyordu.Ailemin zaten kutlamayacağına emindim.Telefonumu elime alarak aşağıya indim,son teneffüs atıştırdığımdan karnım çok aç değildi.
Aşağıya inmemle konfeti seslerinin patlatılması bir oldu,korkudan telefonumu yere düşürdüm.Eğilerek aldığımda ani seslerle telefonumu yerden alarak ayağa kalktım.
"Doğum Günün Kutlu Olsun Milliee!!"
Karşımda gördüğüm manzara ağzımın aralanmasına neden oldu. Sadie,Noah,Jack,Asher,Jaeden,Lilia ve Finn hepsi bana bakıyorlardı.
Bir dakika Finn mi?
Gözlerim salonumuzun ortasında duran yemek masasına kaydığında,çeşitli atıştırmalıkla ve ortada kocaman bir pasta olduğunu gördüm.Hala tepki veremiyordum donmuştum sanki.Herkes tepki vermemi bekliyor gibiydi.Finn bana yaklaşarak gülümsedi.
"Millie,iyi misin güzelim?" kaşlarımı çatarak Finn'e baktım.Yaklaşarak bana sarıldığında kokusunu içime çektim onu özlemiştim.Alnıma öpücük kondurarak gözlerimi onunkilerle buluşturdum.Sabah ki halinden eser yoktu.
"Sana süpriz yaptık Mille,her şey şakaydı!" ellerini alkış yaparak arkadakileri gösterdi.
"N-nasıl yani?" kekelememe engel olamadım,hala bir şey anlayamamıştım.Finn elini bana tutmam için uzattığında bir süre ona baktım.Ne yani benden ayrılmamış mıydı?
"Gel benimle,anlatacağız" elini tutarak diğerlerinin yanına geldik,herkesin yüzünde gülümseme vardı ben ise hala istemsizce kaşlarımı çatıyordum.
"Her şey şakaydı Millie,sana süpriz yaptık!" gözlerimi Finn'e çevirdim.Ben bir şey demeden o devam etti.
"Cumartesi olanlar hepsi yalandı,Lilia ve Jaeden zaten her şeyi biliyordu." Elimi alnıma koydum,ne yani bana küs değiller miydi?"Süpriz bozulmasın diye sana küs numarası yaptık, Mills." gözlerimi Finn'den ayırarak Lilia'ya çevirdim. Eski gülümsemesi yüzündeydi,derin nefes verdim.Rahatlamıştım,tekrar Finn'e dönerek bana bakmasını sağladım.
"O zaman sende gerçekten ayrılmadın değil mi?" Finn gülümseyerek başını salladı."Hayır tabikide,bunlar süprizin bir parçasıydı." Kafam fazlasıyla karışmıştı,her şey şaka olmasına rağmen sinirlenmiştim.Beni kandırmışlardı.
"Tanrım,yapacak başka şaka yok muydu?" Sesim titrek çıkmıştı.Finn omuz silktiğinde diğerlerine döndüm,en başta sormam gereken şeyi şimdi sordum.
"Siz eve nasıl girdiniz?"
Sadie cebinden çıkarttığı anahtarı bana gösterdi. "Annenden izin aldık,haberi vardı" Annemi uzun süredir görmüyordum,aramız iyi değildi.Suratımın düştüğünü farketmiş olacak ki Finn sırtımı sıvazladı.
"Hadi,masaya oturalım.Açlıktan öleceğim."
Hepsiyle sarıldıktan sonra masaya oturduk,yemeklerden yediğimizde sıra pastaya geldiğinde Jack cebinden çıkarttığı çakmak ile mumları yaktı.Şimdi herkes bana bakıyordu.
"Bir dilek tut,Millie!" Asher'in benden daha hevesli çıkan sesiyle kendimi tutamayıp güldüm, ben gülünce diğerleri de kıkırdadı.Pastanın karşısına geçerek ellerimi birleştirdim ve gözlerimi kapattım,mutlu olmayı dinleyecektim.Finn ile,ailem ile ve arkadaşlarım ile.Benim için önemli olan buydu,üzgün olmak istemiyorum ve mutlu olmayı hakediyordum.
Gözlerimi açarak mumları üflediğimde herkes alkışladı ve gülümsedim,gerçekten mutluydum.
"Şimdi hediye sırası!" Sadie ellerini çırpıştırarak eline aldığı bir kutu ile karşıma geçti.Arkasında sıra olmuşlardı,ağzım açık onlara bakıyordum.
"Çocuklar,hiç gerek yoktu."
Gözlerim Finn'e kaydığında sıraya girmemişti. "Ben en son vereceğim" diyerek göz kırptı.Başımla onaylayıp Sadie'ye geri döndüm ve elindeki kutuyu aldım.
Kutuyu açtığımda içinde mor kalın bie defter olduğunu gördüm,mor en sevdiğim renkti."Aç hadi Millie." Başımı sallayarak kutuyu masaya bırakarak defteri açtım.
Açmamla gözlerimin dolması bir oldu.Sadie ile ilk tanıştığımız gün çekildiğimiz bir resim duruyordu,altında ise tarih yazıyordu.Sayfaları çevirdiğimde ikimizin resimleri ve o resimleri çekildiğimiz tarihler yazıyordu.Akan gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek hızlıca Sadie'ye sarıldım.
"Aman Tanrım Sadie,çok teşekkür ederim." Bir süre daha sarıldıktan sonra kendimi çektim.Sadie ağladığımı farketti. "Tanrım ağla diye yapmadım bunu Millie." kendimi tutamayıp güldüm ve başımı salladım.
"Tamam ağlamayacağım."
Hepsinin teker teker hediyesini açtım,çok güzel ve benim için anlamı olan hediyelerdi.Hayatımın sonuna kadar saklayacaktım.Sıra Finn'e geldiğinde ayağa kalkarak koltuğun kenarına koyduğu hediye paketli uzun ama ince şeyi bana uzattı. "Umarım beğenirsin,kendim yaptım"
Kaşlarımı meraktan kaldırdım ve uzattığı hediyeyi aldım ve açmaya başladım.En sonunda bunun bir çerçeve olduğunu farkettim,paketten tamamen ayırarak ne olduğunu anladım.
Finn benim portremi çizmişti.
"Aman tanrım Finn,bu mükemmel!"
Hızlıca Finn'e sarıldım.Kendimi geri çekerek dudaklarına yapıştım."Hey,bizi unuttunuz galiba!"
Jaeden'ın sitemli ama bir o kadarda komik sesiyle başımı ona çevirdim ve gülmeye başladım hepimiz gülüştüğünde bir süre sessizlik oldu.Hepsine aldığı hediyelerden dolayı teşekkür ettim bir süre oturup sohbet ettikten sonra havanın karardığını farkettim,zaman çok hızlı geçmişti.
Herkes gittikten sonra Finn ile yalnız kalmıştık,koltukta oturmuş bana bakıyordu. "Ee,ne yapmak istersin? Sonuçta doğum günü çocuğusun" güldüm ve yanına oturdum,uzun kollarıyla başımı göğsüne koymamı sağladı.
"Sadece sarılmak istiyorum." Göremesemde başını salladığını hissetmiştim.Alnıma öpücük kondurarak kulağıma fısıldadı.
"Seni seviyorum,Brown."
"Bende seni,Wolfhard."
Önceden nefret ettiğim telekinezi sayesinde hayatıma güzel insanlar girmişti.
Finn ile tanışmak hayatımın en iyi kararıydı.
-
Ve son!
Evet size kötü bir son yapacağım demiştim ama şaka yaptım ksjfpacjapcksl
Kötü son yapsaydım eğer Millie ölmüş olacaktı aslında daha iyi olurdu ama diğer hikayemde kötü sonla bittiğinden sizden linç yemek istemedim.
Umarım beğenmişsinizdir,aklımda başka bir kurgu var onu yazmayı bitirdiğim zaman yayınlayacağım.
Kendinize iyi bakın,sizi seviyorum♡