Hayatım böyle çok güzeldi.Kendimi dünyanın en şanslı kızı hissediyordum.Çünkü Rüzgar gibi bir kardeşe, annem babam gibi mükemmel ötesi ebeveynlere ve Beril gibi bir dosta sahiptim.Hayatımın hep toz pembe süreceğini sanırdım.Başıma geleceklerden habersiz..
Ertesi sabah Beril'in annesi aradı.Ne dediğini bilmiyorum ama Beril gitmesi gerektiğini söyledi.Hemde kahvaltıya kalmadan.Anlaşılan acil bir durum vardı.Berili bırakmasi icin Sefer abiye haber verdim.O da gelip Beril'i aldı.Ben de onları yolculadıktan sonra kahvaltı için salona geçtim.Ama kahvaltıda birşey eksikti. Babam yoktu.Anneme nerde olduğunu sordum,bana şirkette sabahladığını söyledi.Babam ilk defa şirkette sabahlamıyordu ama nedense hislerim beni dürtüyordu.
Biraz yemek masasında oyalandıktan sonra odama çıktım.Odama gelir gelmez kendimi yatağa attıp, telefonumla oyalanmaya başladım.Yaklaşık bir yarım saat sonra babamın seslenişini duyar duymaz hızla yatağımda doğruldum.
Babam"Defne! Defne!"diye sesleniyordu.Babam bana ilk defa Defne diye sesleniyordu.Doğrulur doğrulmaz aşağı inmek için koşar adımlarla merdivenden inmeye başladım.Babamı görür görmez yanına koştum.perişan bir haldeydi.Ona"baba iyimis-"diye soracaktım ki lafımı kesen babamın sarılması oldu.İçine koyarcasına sarılıyordu.Bir süre daha böyle kaldıktan sonra annemin yanına gitti.Öylece annemin elini tutmuş, gözlerine bakıyordu.Daha sonra "beni merak etmeyin!Biraz daha işim kaldı.Onu da hallettikten sonra gelicem."dedi ağlamaklı titrek sesiyle.Kapının önüne vardığında bir an duraksayıp arkasına döndü ve dediki"beni affedin! Kendinize iyi bakın!"dedi.Gözleri kan çanağına dönmüştü.Bu kelimelerinden sonra kapıyı çarpıp gitti.Adeta veda etmişti.Yoksa gerçekten bir veda mıydı?Annemle içimizi korku dolu bulutlar sardı.Akşam saatlerini buldu.Babamdan bir haber yoktu.Bu saatlere kadar annem bir yandan,ben bir yandan babamı en az 100 kere aramıştık.Önce çaldığı halde açılmamıştı,bir süre sonra telefonu kökten kapanmıştı.Bunun üzerine düşünmek için odama çıktım.Odamın kapısından içeri girmemle telefonumun çalması bir oldu.İsim yoktu.Bu yüzden açmamayı tercih ettim.İkinci kere çalınca bir ihtimal babamdır diye bekletmeden hemen açtım;Bilinmeyen kişi:Merhaba.Defne Hanım ile mi görüşüyorum?
Ben:Evet.Ben Defne'yim de,siz kim siniz?
Bilinmeyen kişi:Tekrar merhaba.Ben Sedef.Babanızın asistanıyım.Acilen şirkete gelmeniz gerekiyor.Babanız size bir mektup bıraktı.Hiç iyi değildi.Kimseye çaktırmadan buraya gelmelisiniz.Babanızın ofisinde sizi bekliyor olacağım.İyi günler.
Dedi ve telefonu kapattı.Ne yapacağımı şaşırdım.Annemi nasıl atlatıcam?Hadi diyelim annemi atlattım, oraya nasıl gidicektim? Sefer abi ile gidemem.Çünkü o da doğru anneme söyleyebilirdi.En iyisi Arabayı gizlice alıp gitmekti.Söylemeyi unutmuşum.Bugün 18 yaşıma giriyorum.Böyle bir kutlama beklemiyordum ama.Neyse bu saatten sonra reşit sayılırım.Şimdi sırada arabayı nasıl alacağım vardı.Hemen oturup sakin kafayla bir şeyler planlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A'VAZ
Mystery / ThrillerAilesiyle ve en yakın arkadaşı Beril ile mutlu bir hayat süren 17 yaşında olan Defne 'nin ileride aşık olacağı kişiden nefret ettiğini sanarak o kişinin ailesini elinden almasını mı izleyecek? Yoksa ailesini seçip o kişi ile mi evlenecek?