Selaaaam, kitabımızın son bölümüne hoş geldiniz.Belki bölümü okuduktan sonra kitap tam bitmemiş gibi gözükebilir ama benim için bu son çok güzel oldu. Final olduğu için mizah yazmadım, daha çok yine duygu ağırlıklı...
Ben bölümü okuduğumda beğendim finale yakışır bir bölümdü. Ama siz ne düşünürsünüz bilemem, belki de beğenmezsiniz.
Ay her zaman mükemmel yazacağın diye bir şart yok ya skskskdks.
Neyse düşüncelerimi bölüm bittikten sonra söyleyeceğim. Şimdilik bir konuşma yapmak istemiyorum. Sadece emeğinin karşılığı olarak bol bol yorum istiyorum. Lütfen oyu da herkes atsın, zaten son bölüm :'(
Multide bölüm şarkısı var.
-Okuduğunuz saat-
SON KEZ İYİ OKUMALAR 😭❤️
Kuşların cıvıltıları ve ormanın yüzüme yansıttığı güzel ışıklarıyla uykumdan uyanmıştım. Kaan'a kolumu sarılmak için uzattığımda elim soğuk zemine çarpmıştı. Yüzümü buruşturup yanıma baktım. Yoktu. Gitmiş miydi?
Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. Tam birbirimize bağlanmışken beni bırakmış olamazdı değil mi?
Yattığım döşekten hemen ayaklandım ve ağaç evin kapısına yöneldim. O an yerde fark ettiğim kan lekeleriyle ağzımdan küçük bir çığlık koptu. Bu Kaan'ın kanı mıydı? Ona ne olmuştu? Aniden aklıma dünkü çocuğun yüzü geldi. Gözlerimden yaşlar akmaya başlarken yaşadığım tedirginlikten ellerim yine titremeye başlamıştı. Şu son zamanlarda kontrol edemediğim bir titreme beni kaplıyordu.
Mert hapishanedeyken bile bizim mutluluğumuzu bozabiliyordu. Kaan'ı kaçırmışlar mıydı? Ben niye sesleri duymamıştım? Aklımdaki deli sorular ile birlikte dolu gözlerimle ağaç evden çıkacaktım ki lambaya sıkıştırılmış olan kağıdı gördüğümde hızla elime aldım ve üstünde yazan yazıyı merakla okumaya başladım.
Gittiğimi düşündün değil mi? Bundan sonra bütün Türkiye beni sikse bile seni bırakmam kızım. Aşağıda seni bekliyorum.
Yaşadığım mutlulukla kağıdı göğsüme bastırdım. Bu sefer gözümden mutluluk göz yaşları akıyordu. Gitmemişti, beni bırakmayacaktı.
Onun karşısına güzel çıkabilmek için telefonumun kamerasını açtım ve saçlarımı düzelttim. Üstümdeki kıyafetlerimi de düzelttikten sonra ağaç evin karamsar havasından çıkarak bastığım merdiven basamaklarından yere indim. Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde gözlerim nehrin kenarındaki kurulu kahvaltı masasında ve onu hazırlayan Kaan'a takıldı. Beni fark edene kadar orada dikilip onu izledim. Her şeyine aşık olduğum adam nihayet hiç benden gitmeyecek bir şekilde yanımda duruyordu.
Hikayemizin başladığı o fotoğraftan beri yaşamadığımız, atlatmadığımız sorun kalmamıştı. Ve şimdi buradaydık, birlikte birbirimize bağlanmış ve delicesine seviyorduk. Yüzümdeki gülümseme büyürken onun tatlı hallerini izliyordum. Galiba fazla acıkmıştı çünkü ekmeğin ucundan kopardığı kısmı bala bandırarak yiyordu. Baş parmağına bulaştırdığı balı ağzına götürüp bebekler gibi emerken etrafa baktığı gözleri bende durdu. Bir anda öksürmeye başlarken bende ona doğru yürüyerek gülüyordum. Yanına vardığımda sırtına sert biçimde iki tane geçirdim.
"Helal, helal."
Ağzını 'o' şeklinde açarak elini sırtına götürdü. "Ciğerimi söktün Rüya."
Onun bu haline gülerek başımı göğsüne yasladım ve onu sımsıkı sarmaladım. O da kollarını belimden geçirdi ve kafasını kafamın üstüne yerleştirdi. "Günaydın güzelim. İyi uyudun mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYICIK
HumorGülmek istiyorsan, koş ! Tamamen eğlenmek ve sizleri güldürmek amaçlı yazılmıştır. Mizah kitabı seviyorsan seni kitaba beklerim. Çok güleceksin ama cringelenebilirsin yawrum...O yüzden okuma jsndndn ••••• Masaya geçip karşılıklı oturduk. Kaan poşett...