Jungkook yaptıkları pek öngörülebilen biri değildi, biraz delice biraz şirin biriydi. Aynı ölçüde çocuksu ve olgun fakat en önemlisi de durdurulamaz biriydi. Taehyung onu ilk tanıdığı andan beri biraz dövmeli kollarından biraz da Nirvana tişörtünden onun asi biri olduğunu tipik olumsuz düşüncelerin batağına kapılmış isykankar bir genç olduğunu sanmıştı. Jungkook'un isyankar biri olduğu ve olumsuz düşünceleri olduğu da doğruydu elbet ama Taehyung onu bundan ibaret sanmıştı.
Elbet bir insan bir şeyden ibaret olamazdı, çok yönlü varlıklardı sonuçta insanlar. Jungkook'un yönleriyse biraz...zihinde çınlanan topuklu ayakkabıların sesi gibiydi. Göğsünüzde yara mı açacak yoksa orada danslar mı uyandıracak bilemiyordunuz. Jungkook'u en çok bildiğinizi düşündüğünüzde, en çok bilmediğiniz an'dı aslında. İlerideki adam ve çocuk gitmek üzerelerken onlara doğru koşmuş olan genç, adam ve çocuğun far görmüş tavşan gibi kalmasını sağlamıştı.
Elini kaldırıp onları durdurduğunda "ANDRE! Neden geleceğini söylediğin halde gelmedin?"demişti, bu sırada da elini üstündeki gömleğin içine doğru götürürken kalbini tutuyordu. Kendi eli yine kendi çıplak bedenine değerken kalbinin üstündeki avuçlarının altında kalbinin her bir ritmini hissediyordu "Kalbim hiç iyi durumda değil, bana ilaç getireceğini söylemiştin ve tedaviye geleceğini söylemiştin ama gelmedin. Neden gelmedin? Dün gece çok korkunç çarpıntılar yaşadım, bugün zar zor dışarı çıkartmasını istedim Theon'dan nefes alamayacağımdan o kadar korktum ki temiz hava almak için beni buraya getirdi"dedi.
Taehyung da koşar adımlarla yanlarına ulaştığında, hem Jungkook'un konuştuğu bıyıklı adam hem de minik çocuk biraz ürkmüş biraz da kafaları karışmış görünüyorlardı. Taehyung ne yapmaya çalıştığını anlamıştı, Renoir gözükene kadar onları oyalamanın peşindeydi galiba fakat bunun boş bir çaba olduğunu düşünüyordu Taehyung. Jungkook'un koluna girip adama bir baş selamı verip küçük kıza da göz kıprmışken "Kusura bakmayın, kardeşim biraz hasta da sizi doktoru ile karıştırdı"dedi.
Jungkook kaşlarını çatarak Taehyung'a bakarken "Hayır Theon! Onu doktorumla karıştırmadım bu Andre! Ne saçmalıyorsun sen tanrı aşkına her zaman böyleydin zaten benim küçük düşmemi istiyorsun hep insanların karşısında"dedi. Sonra diz çöküp küçük kızın şapkasının üstünü okşadı "Baksana minik Berthe de burada"dedi, kıza kocaman gülümsediğinde zarif çocuk onu biraz garip bulmuş olsa dahi karşılık vermekten ve gülümsemekten geri durmadı.
Andre, Taehyung'un omzunu pat patlarken "Seni anlıyorum dostum, benim de abim böyle kendi aklını bile unutturacak hastalıklar atlattı lakin iyileşti, umudunu kaybetme senin kardeşin de iyileşecektir"dedi, küçük kız adamın ceketinin ucunu çekiştirirken "O da mı Chane amcam gibi hasta olmuş amca?"diye sorduğunda Andre tebessümle cevap vermişti yeğenine.
Taehyung "Gerçekten mi? Buna çok sevindim yani iyileşmesine, size de geçmiş olsun o halde, beni yanlış anlamazsanız ve vaktiniz varsa size biraz nasıl atlattığınız ve doktorunuz hakkında bir şeyler sorabilir miyim? Çünkü gördüğünüz gibi en güvenilir doktorumuz Andre bizi biraz bile umursamadan başka bir ülkeye gitmiş, haber bile vermedi ve kardeşimin durumu da acil, yeni bir doktor bulmakta zorlanıyoruz"dedi mahcup bir biçimde ve üzgünlükle.
Jungkook kaşlarını iyice çatarak "Bu konuşmalar çok anlamsız"diyerek ve ilerideki beyaz kıyafetleri içerisinde tuvali ile şövalesini yerleştiren adamı izlerken içinin heyecanla kıpırtılarla dolmasını hissederken yavaşça Taehyung'un omzuna vurmuştu. Bu sırada Taehyung da Jungkook'a bakarken çoktan oraya gelmiş olan Renoir'ı görmüştü, ellerini yumruk yapıp tırnaklarını avuçlarına geçirdiğinde midesi bulanmıştı yine heyecandan ötürü.
Beyaz şapkası, beyaz boyunbağı ve beyaz şapkasıyla Renoir üstüne bir suskunluk çökmüş halde dalgın dalgın yerleşmeye çalışıyordu. Andre ceketini düzeltirken "Tabii size doktorumuz Dariel'in adresini verebilirim. Hem çok güvenilir ve marifetli biridir, her kötü anımızda gece gündüz demeden koşup gelmiştir lakin biraz masraflıdır yani anlarsınız ya tuzludur"dedi, Taehyung kafasını hevesle sallarken aklından kadrajdan çıkmaları gerektiğini Renoir'ın sadece Andre ve minik kızı resmetmesinin lazım geldiğini geçiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Midnight in Past
Fanfiction"Aman tanrım yırtık jean giyen birisi!" "Hey! Senin üstündeki gerçekten Nirvana tişörtü mü?" "İnanamıyorum oradaki gerçekten...o hakikaten gördüğümü sandığım kişi...olamaz değil mi? Biz geçmişte miyiz?" JJK | KTH