Y/N: sence onu sevmeseydim bütün bunlar olur muydu? Sence Babama karşı gelirmiydim? Yada annemin ona aşık olduğunu bile bile onunla sevgili olurmuydum?
Annem: tamam kızım. Acıkırsan aşaya gel olurmu?
Cevap vermeden gitmesini bekledim. Annem gider gitmez Jungkook ile mesajlaşmaya başladım. Umarım yarın şirkete gitmeme engel olmazlar. Jungkook ile mesajlaşırken uyuya kalmıştım.
Sabah uyandığımda hemen kısa bir duş alıp üzerimi giyindim.
Hemen aşaya indim. Annem ve babam kahvaltı ediyorlardı. Hiç bir şey demeden kapıya doğru yürüdüm.
Babam: nereye?!
Derin ve sesli bir şekilde nefes alıp verdim.
Y/N: işe!
Babam: gitmiyorsun hiç bir yere! Sana o adamla görüşemezsin demiştim!
Y/N: onunla görüşmeye değil işime gidiyorum bende zaten!
Babam: senin artık bir işin yok. Hatırlatıyım dün istifa ettiğini Jungkook'a da söylemiştim.
Y/N: ben değil sen istifa ettin! Ben öyle bir şey söylemedim!
Babam: sana o adamla görüşmeye kalkarsan evde haps edilirsin demiştim! Şimdi ver telefonunu ve odana çık!
Y/N: nefret ediyorum senden! Nerden girdin hayatımıza! Keşke hiç karşılaşmasaydık! Sana geri dönmen için yalvarmasaydım!
Sinirle hemen odama doğru gittim. Kalbini çok kırdığımın farkındayım ama o benim kalbimi ne kadar kırdığının farkında değildi. Hemen telefonumu alıp Jungkooka mesaj attım.
Y/N: Jungkook galiba gelemiyeceğim. Babam izin vermedi.
JK: ben geleyim mi oraya?
Y/N: saçmalama babam hala çok sinirli. Her an gelip telefonumu alabilir.
JK: ne yapıcağız?
JK: seni kaçırayımı?
Y/N: Jungkook güldürme beni. Nasıl yapıcaksın onu?
JK: pencereden falan girerim. Sonrada seni alıp kaçırırım.
Y/N: oldu babamda bizi bulup öldürsün.
JK: ama çok özledim diyorum ya🥺
Y/N: babamla bir daha konuşucam. Benden haber bekle. Seni seviyorum😘
JK: ben daha çok seviyorum🥰
Telefonumu çantama koyup salona geri gittim. Babam koltukta oturuyordu. Tamam bu sefer daha sakin davranıcam.
Babam: üzerini hala değiştirmemişsin.
Y/N: bari işe gitmeme izin ver. Jungkook'u neden sevmiyorsun neden istemiyorsun?
Babam: sence? .... off iyi tamam bu günlük gidebilirsin. Akşam saat tam altıda evde olmazsan çok kötü olur.
Y/N: iyide benim işim saat 8'de bitiyor.
Babam: misafirlerimiz olucak erken geliceksin.
Y/N: tamam.
Daha fazla uzatmak istemedim yoksa çıkmama izin vermeyecekti. Hemen evden çıktım ve şirkete gittim. Şirkete vardığımda Jungkook kapının önünde bir çalışanla belgeleri inceliyordu. Arkasından yaklaştım.
Y/N: günaydın Jungkook bey.
Arkasını döndüğünde gözleri dolmuştu çok sevinmişti. Ama ciddi olmaya çalışıyordu. Yüz ifadesini ciddileştirip ellerini pantolonun cebine soktu.
JK: günaydın. Y/N hanım lütfen odama kadar gelebilir misiniz?
Y/N: tabi.
Arkasını dönüp odasına yürüdü bende peşinden gidiyordum. İçeriye girip kapıyı kapattığımda Jungkook beni kucaklayıp döndürmeye başladı. Sonra beni koltuğa bırakıp üzerime çıktı.
Y/N: napıyo-
Dudaklarıma yapışıp öpmeye başladı. Bana kalsa devam ederdim ama her an biri içeriye girebilir ve bizi bu pozisyonda yakalamalarını istemiyorum.
Y/N: Jungkook du yavaş ol.
JK: çok özledim.
Diyip boynumu öperek tişörtümün askılarını omuzlarımdan indirmeye başladı.
Y/N: babam geldi!
JK: HANİ NERDE?
Diyip hemen üzerimden kalktı. Bende gülerek koltuktan kalktım ve askılarımı düzelttim.
Y/N: ay ay ay babamdan mı korkuyormuş bu koca bebek ha?
JK: ödümü kopardın! Nasıl izin aldın?
Y/N: bir az ısrar ettim izin verdi işte. Ama saat altıda evde olmam gerekiyormuş.
JK: iyi o zaman saat altıya kadar burda oturup bakışıp öpüşüp duralım.
Y/N: delirdin her halde saat altıya kadar daha 9-10 saat var iş yapalım.
JK: ne iş meraklısı çıktın ya. Hem bu gün çok işimiz yok.
Y/N: reklam hazırlıkları var bu gün.
JK: hadi ya... o bu gün muydu? Neyse diğerleri hal eder. Biz burda daha önemli bir şey yapıcaz.
Beni koltuğa oturtup başını bacağıma koydu ve gözlerini kapattı.
JK: tüm gece ağlamaktan uyuyamadım. Sabahta kendimi anca toparladım. Bir az uyusam bir şey olmaz.
Gülümseyip ellerimi saçlarına daldırdım ve dakikalar sonra Jungkook uyumuştu....
Yeni bölüm için 175 like...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY BABAM JJK/*TAMAMLANDI*
רומנטיקהÇok mutluydum artık bir birimize çok yakındık. Asla ayrılmıcaktık. Artık her gün sevdiğim kadınla olucaktım.