Jungkook'un sinirlerini dindirmek için gidip yanına oturdum o da benin yaptıklarımı izliyordu. Bana verdiği ceketi yavaşça çıkarıp koltuğa koydum. Sert bir şekilde yutkunup gözlerini bedenimden çekip gözlerime bakmaya başladı.
JK: n-napıyorsun?
Y/N: havalar sıcak bütün gün üzerimde ceketle mi dolaşıcam?
Ona dahada yaklaştım ve gözlerimi kısıp gözlerine baktım.
Y/N: sen neden bana sinirlendin ki?
JK: s-sinirlendiğim falan yok.
Y/N: sesin titriyor. Terlemişsin.
JK: sı-sıcaktan dolayı. B-Bu havalara n-ne oldu ya?
Y/N: bilmem ne oldu?
Bir az daha yaklaştığımda kendini üzerime atmamak için zor tutuğu çok belli oluyordu. Bu niye bu kadar etkilendi ya? Üzerimdeki pijamalar çok mu açık?
JK: Y/N senin istemediğin bir şeyi yapmak istemiyorum ama sende beni zorlama!
Y/N: ne yapmışım? Ne istemiyormuşum hım?
JK: ben duş almaya gidiyorum! Sonra yemek yeriz.
Jungkook yukarı çıktığında bende hemen kapıya koştum ve açmaya çalıştım. Ama kilitliydi.
Y/N: ne ara kilitledi ya?! Anlaşılan buraya girmek var çıkmak yok.
Yukarı çıkıp Jungkook'un odasına girdim. Banyoya girsem mi acaba? Yok ayıp. Ama o ben banyodayken girmişti birde sapık gibi konuşmuştu. Bende girerim! Hem böylece intikam almış olurum! Kapıyı açıp içeriye girdim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook buharlanmış cam kapısını açtı ve kafasını dışarıya çıkarttı. Keşke camlar buharlaşmasaydı ne güzel şeyler görecektim.
JK: Y/N?
Y/N: yüzümü yıkamaya geldim de. Sen hiç rahatsızlanma ben işimi halledip gidicem. Sen yıkan.
Musluğu açtım Jungkook'ta bir az oyalandıktan sonra kapıyı kapatıp yıkanmaya devam etti. Yüzümü yıkamadan musluğu geri kapattım ve cama doğru yaklaştım. İçerisi çok az gözüküyordu. Çok az dediğim bir tek renkler gözüküyordu. Mesela Jungkook'un saç rengi, bedeni, dövmeleri. Başkada bir şey gözükmüyordu maalesef.
Kapıya iyice dayadım kendimi kapının birden açılması ile çıplak bir bedenin kollarına düştüm. Hemen kendimi geri çektiğimde görmemem gereken bir şeyi görmüştüm. Utançtan ne yapıcağımı bilemedim Jungkook'unsa yüz ifadesi çok normaldı sanki böyle bir şeyi bekliyormuş gibi. Koşarak banyodan çıktım. Yerin yedi kat dibine girmek istiyorum. Saklanmam gerek! Yatağın altına saklansam?
Kapı sesi duyduğum anda kendimi yatağa atıp yorganın altına girdim. Yan tarafımda birisi yanıma yattığında gözlerimi sıkıca kapattım.
JK: bebeğim?
Y/N: hım?
Kısık bir gülme sesi duyduktan sonra dahada utanmaya başladım bilerek mi yapıyor bunları?
JK: gördüklerin güzel miydi?
Y/N: eve-
Hemen elimle ağızımı kapattım Jungkook'ta kısık bir sesle gülüyordu.
JK: hadi çık yorganın altından.
Y/N: gidermisin lütfen?
Sesim o kadar sessiz çıkmıştıki bir daha utanmıştım. Off ne bok yedim ben ya??! Sen ne diye giriyorsunki içeriye adam duş yaparken değilmi? İntikam almak senin neyine?! Yorgan üzerimden çekildiğinde gözlerimi daha sıkı kapattım.
Jungkook çıplak bedeni ile bütün ağırlığını bana vererek üzerime çıktı. Yüzümün her yerine küçük öpücükler kondurmaya başladı. Alnım, kaşlarım, burnum, dudaklarım, gözlerim, çenem sonrada dudaklarımı yine öptü ama bu sefer uzunca.
JK: gözlerini açmayacak mısın?
Y/N: çıplaksın ama.
JK: evet ama sadece üstüm çıplak. Sen daha demin alt tarafıda gördün ama... neyse.
Gözlerimi açıp yüzüne baktım.
Y/N: görmedimki! Görmedim.
İkimizde susuyorduk sadece gözlerimize bakıyorduk çok sesizdi. Ama aradaki sesizliği benim karnımın gurultusu bozdu.
Y/N: çok acıktım.
Jungkook sırıtıp alnımdan öpüp kalktı. Altında pantolon olduğunu sanmıştım ama havluymuş. İnşallah düşmez bir daha aynı şeyleri yaşayamam.
JK: sen bir az oyalan burda yarım saate yemekler hazır olur.
Y/N: ben sana yardım edemez miyim?
JK: senin kararın bu. Daha 1 saat önce yemekleri yapmamak için kavga ediyordun?
Y/N: sinirlerimi bozmuştun o zaman.
JK: şimdi sinirin geçtimi?
Y/N: geçti.... ü-üzerini giyinmeyecek misin?
JK: sen giydirirsin diye düşünmüştüm.
Y/N: s-saçmalama! Be-ben nasıl... şey edey- giydireyim seni?!
JK: şaka yaptım sakin ol.
Jungkook sırıta sırıta giyinme odasına gitti bende mutfağa inip buzdolabına bakmaya başladım. Yumurtaları ve sebzeleri çıkarıp masaya koydum. Jungkook'ta zaten gelmişti ama yarı çıplak gelmişti yine.
Y/N: e giyinmemişsin?
JK: giyinmek istemedim.
Diyip arkama geçip sıkıca sarıldı. Mutfağa girdiğinde ilk fark ettiğim pantolonunun fermuarının açık olmasıydı.
Y/N: pantolonun fermuarı açık. Kapat istersen?
JK: sen kapat.
Y/N: ay d-delirdin herhalde?
JK: kapat ya bir şey olmaz. Hem eline mi yapışır?
Elimi fermuarın üzerine koyduğumda Jungkook'un yüz ifadesi birden ciddileşti kendini bana daha da yaklaştırdı. Hemen fermuarı çekip elime iki yumurta alıp kenara çekildim.
Y/N: oh~ ev-evet! Bu-bu gün şey ıığ şey yapıyoruz... yum-yumurta.... evet! Ben çok iyi yumurta yaparım!
Elim ayağım bir birine girmişti Jungkook'ta bana sert bakışlarını yönlendirince iyice panikledim ve elimdeki yumurtalardan biri yere düştü....
30. Bölüme nasıl ne zaman geldiğimizi bile anlayamamışım. Şimdi soru şu... Hikayeyi 30. Bölümlerde falanmı bitireyim?
Yoksa hikaye daha mı uzun olsun?
Kaçıncı bölüme kadar devam edeyim onu yazında ona göre yazıyım bende. Çünkü hikayeden sıkılmanızı istemiyorum😊
