[14. Bölüm]

17.9K 766 353
                                    

Minhi: Jungkook... kızımla benden daha yakınsın yani...

Hemen yayıldığım yerden doğruldum.

Minhi: ona bu kadar yakın olma. İkinizde gençsiniz ve... ve ben bir gün el ele karşıma çıkmanızdan korkuyorum.

JK: anlıyorum ama... ö-öyle bir şey a-asla yok.

Minhi: Jungkook gözlerime bak.

Gerçekten terlemeye başladım yavaş yavaş geriliyordum.

Minhi: Jungkook gözlerime bak ve YN'i sevmediğini söyle.

JK: b-ben...

Minhi: gözlerime bak!

Sesini bir az yükseltince gözlerine bakmaya başladım.

JK: ben.... YN'i.... sev-sevmiyorum...

Bunu söylerken çok zorlanıyordum. Kalbim seviyorum derken dudaklarım sevmiyorum diyordu. Bu gerçekten canımı çok yakmıştı. Ve en korktuğum şey ise gözlerimden yalan söylediğimi beli olması.

Minhi: sevmiyorsun öylemi?

JK: söyledim ya az önce!

Yine aynı şeyi tekrarlayamazdım. Sevdiğin halde sevmiyorum demek o kadar zor ki.

JK: n-neyse ben çok yorgunum erken yatıcam galiba.

Minhi: daha yemek yemedik.

JK: aç değilim. Uykum var.

Odaya gidip üzerimi değiştirdim ve uyudum.

Y/N'in anlatımı
Sabah uyanıp elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim.

Üff yine Jungkook'la beraber olucam bütün gün

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üff yine Jungkook'la beraber olucam bütün gün. Acaba başka bir işmi bulsam? Önce başka bir iş bulayım sonra istifa ederim. İş bulmak çok zor sonuçta.

Aşaya inip kahvaltı masasına oturdum. Kimse kimsenin yüzüne bakmıyordu kimse konuşmuyordu ve kimsenin yüzünde küçük miniminacık bir gülümseme bile yoktu.

Galiba dünyanın sonuna falan geldik. Ben geldiğimde hiç biri yüzüme bakmamıştı. JUNGKOOK BİLE?!

Hayır Jungkook bile derken yanlış anlamayın yani genelde beni gıcık etmeye çalışırdı falan bu sefer yüzüme bile bakmayınca şaşırdım.

YN: sizede günaydın!

Hiç bir şey demeden yemeye devam ettiler. Kavga falan etmiş olabilirlermi? Bu kavgaları boşanmaya kadar gitsinde boşansınlar artık!

Kahvaltımı hızlıca bitirip ayağa kalktım bu sesizliğe daha çok dayanamıcam. Çantamı alıp dışarı çıktım.

Evden uzaklaştım taksilerin hepsi doluydu. Bir tane bile boş olmazmı be!

JK: YN!

Arkama baktığımda Jungkook arabasından çıkıp yanıma geliyordu.

JK: hadi bin arabaya.

YN: o~ Jungkook bey siz konuşabiliyor muydunuz?

JK: uzatma bin!

YN: binmiyorum ya! Az önce yüzüme bile bakmıyordun!

JK: ÇÜNKÜ ANNEN SENDEN HOŞLANDIĞIMI ANLADI!!! Hadi bin şu arabaya artık!

Kolumdan tutup beni arabaya bindirdi. Sonrada kendisi bindi. Çok sinirli gözüküyordu. Damarları dışarı fırlamıştı resmen!

Yol boyunca hiç konuşmadık. Ben konuşurdum ama çok sinirli gözüküyordu.

Şirkete geldiğimizde hemen arabadan çıkıp şirkete doğru gittim. Asansöre bastım ama çok yavaş geliyordu. Hadi ama şimdi Jungkook gelicek!

Kapıya baktığımda Jungkook içeriye giriyordu. Ve sonunda asansörde gelmişti. Hemen içeri girip düğmeye bastım. Ama kapılar kapanmadan Jungkook içeriye girdi.

Ondan uzakta kalabilmek için asansörün köşesine geçtim. Jungkook düğmelerden birine basmıştı ve asansör durmuştu.

YN: n-ne oldu? Neden durduk?

Jungkook hiç bir şey demeden yanıma yaklaştı. Dibime kadar girip saçlarımı kulaklarımın arkasına attı.

JK: çok güzelsin.

YN: n-noluyor ya! Bir böylesin bir öylesin! Asansörü çalıştırır mısın lütfen!

JK: hım~ bütün gün burda böyle kalsak?

Kısık sesle konuşuyordu ve gerçekten çok etkiliyiciydi. Yüzünü boynuma gömdü ve dudaklarını hafifçe bastırdı.

YN: J-Jungkook....

Çok etkileniyordum. Konuşamıyordum bile ağızım açık kalmış gözlerim kapalı hızla nefes alıp veriyordum.

Elini belime götürüp okşamaya başladı.
Dudaklarını hafifçe açıp boynumu yalamaya başladı.

Gözlerimi açamıyordum çok hoşuma gidiyordu.

JK: seni etki altına almak çok kolaymış.

Diyip öpmeye devem etti. Birden kendime gelip onu ittim.

YN: h-hiçte bile! Ben öyle bir an boşluğuma geldi diye öyle oldum! Asansörü çalıştırırmısın artık!

JK: bebeğim sen beni affetmeden çalıştırmıcam.

ÜVEY BABAM JJK/*TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin