Kafamı işe veremiyordum.
Rowoon bana harika davransa bile onda güvenmediğim noktalar vardı. Birincisi işiyle ilgili bana yalan söylüyordu. Ne zaman işini sorsam ufak tefek organizasyon işleri deyip geçiyordu. İkinci olarak benimle tek bir fotoğraf dahi çekinmiyordu. Anılara benim kadar değer vermediğini düşünüp bu maddeyi es geçmek istesem de bu halinin garip olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.
Jisoo'nun düzenlediği videoya bakarken kafam Jisoo'nun omzuna düşmüştü. Anaç bir şekilde boynunu kafama yasladı. Daha sonra ise geri çekilerek yüzüme baktı.
"Kahve molası..." dedi sorar gözlerle. Başımı sallayıp onu beklemeye başladım. Yaklaşık beş dakika sonra kahvem önümde hazır bulunduğunda minnet dolu bir bakış atıp kahvemden koca bir yudum aldım.
"Anlat bakalım." Genelde bir şeyleri saklamak istersem kimse yüzümden neyim olduğunu anlayamazdı. Ama son zamanlarda artık bir şeyleri gizleyip içime atacak gücüm kalmamıştı.
"Rowoon... Bana güvenilmez biriymiş gibi geliyor. Sanki sakladığı bir şeyler var gibi." Sevimli bir şekilde gülüp kahvesinden bir yudum aldı.
"Daha yeni çıkmaya başladınız Jennie. Nasıl bu karara vardın?"
Düşündüklerimi ve kızların fikirlerini eksiksiz bir şekilde Jisoo'ya anlattığımda bana hak vermişti. Bana gidip konuşmam gerektiğini söylemişti ki ben de bu fikirdeydim. Belki de ben her şeyi abartıyordum.
...
Rowoon'a iş çıkışı yanıma uğramasıyla ilgili bir mesaj attığımdan beri epey gergindim. Duyacaklarımdan mı yoksa duyamayacaklarımdan mı korkmalıydım, işte bu konuda emin değildim.
Çıkış saati geldiğinde montumu ve şapkamı üzerime geçirip aşağı indim. Rowoon bankamatikle uğraşıyordu. Beni gördükten sonra işini bırakıp kartını aldı ve yanıma geldi. Aramızdaki gerginliği anlamış olacaktı ki hiç konuşmuyordu. Biraz ilerledikten sonra arabasına gelebilmiştik. Ön koltukta yerimi alırken kemerimi takmamıştım, böylece arabayı sürmesini istemediğimi anlamıştı.
"Neler oluyor Jennie?"
"Açıkça soruyorum ve açıkça cevap istiyorum. Benden sakladığın bir şey var mı?" Yüzü bir anda değişti ama sakinliğini korudu.
"Hayır, nereden böyle bir düşünceye vardın?"
Derin bir nefes alıp şüphelerimi bir çırpıda yüzüne kustum. Şaşırmıştı. Tam cevap verecekken telefonunun çalmasıyla odağını benden ayırdı ve telefona baktı.
"Açmam lazım..." diye mırıldandı.
"Kim arıyor?" Gerilmişti.
"İşle ilgili."
"Hoparlöre al şunu." Tam itiraz edecekken elimi havaya kaldırıp onu susturdum. Mimiklerimle hoparlöre alması için ısrar ettim. Dediğimi yaptı.
"Bebeğim, ben hazırım seni bekliyorum. Sen neredesin?" Duyduğum tiz kadın sesi midemi bulandırmıştı. Rowoon ona geleceğini söyledikten sonra telefonu kapattı.
"Beni dinle. Seni aldatmıyorum. O kadını başka birine götürecektim." Şaşkınlıkla gözlerimi açtım.
"Pezevenklik yapıp bunu iyi bir şeymiş gibi söylüyorsun. Cidden iğrençsin."
"Para kolay kazanılmıyor Jennie. Hayat sandığın gibi bir yer değil, üzgünüm." Yüzüne tiksinir gibi bir bakış attıktan sonra hızla arabadan çıkıp kapıyı sertçe ittim. Metroya binmek için hızlı hızlı yürüdüğümde sadece öfkeli olduğumu fark ettim. Kırılmış veya üzülmemiştim. Aptal yerine konmak beni sinirlendirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twinge • jenlisa
FanfictionLisa büyük bir hata yaptı. Jennie onu affetmek istedi. Evrenin ise onlar için büyük bir sürprizi vardı. başlangıç•05.04.2020• bitiş•30.05.2020•