15•doğum günü sürprizi•

1.6K 116 22
                                    

*Bu bölüm cinsellik içeren +18 kısımlar barındırıyor. Rahatsız oluyor iseniz okumamanızı tavsiye ederim. Medya:Jennie'nin kıyafeti*
Bugünün hayatımdaki yerini anlatmak benim için oldukça güç ve efor gerektiren bir şeydi. Her şeyin güzel olacağına dair kaybettiğim inancımı, gömülü olan kumdan çıkartıp bana altın tepside sunan kadının doğum günüydü bugün. Onunla beraber büyüme hissi beni hem heyecanlandıran hem de üzen bir şeydi. Lisa ile büyümek eğlenceliydi, öğreticiydi hatta yer yer beni dönüştüren bir süreçti. Ama onunla geçirdiğim her zaman bizi mutlak sona daha da yakınlaştırıyordu. Tanrı biliyor ya, asla Lisa'dan önce ölmek istemezdim. Onu kaybetmenin acısını ve kalpte yarattığı sancıyı çok iyi biliyordum. Bunu tekrar yaşamak demek benim için mutlak sona gelmeden yaşanan ruhsal bir ölüm demekti. Ruhum Lisa'ydı ve ruhsuz bir insan bana göre vasfını kaybetmiş demekti. Birini içinde hissetmek çok değerliydi ve ruhumun var oluşunun doğum günü de bu sebepten epey önem arz ediyordu. Bugün sadece Lisa değil, ben de doğmuştum.
Lisa, her sene yirmi yedi martta büyükannesini ziyarete giderdi. Onunkisi bir çeşit minnet borcu gibiydi çünkü Lisa'yı asıl büyüten büyükannesi olmuştu. Her zaman anne ve babasındansa büyükannesinin onu daha iyi tanıdığını söylerdi. Haksız da sayılmazdı, o ailede beni belki de tek seven büyükannesi olmuştu. Lisa'nın aslında ne kadar iyi kalpli biri olduğunu ve kalbinin eşini ne kadar iyi seçebileceğini bir tek büyükannesi biliyordu.
Tanıdık bebeksi yüz, binanın önünde belirince hevesle gülümsedim. Beni görmemesi için bir duvarın arkasına gizlenmiştim çünkü ona sürpriz yapacaktım. Lisa'nın caddeyi geçerek gözden kaybolduğunu görünce hemen binaya girdim. On dördüncü kata çıkıp dairesinin önüne geldim ve şifreyi girdim. Kapı açılır açılmaz onun bebek kokusu burnuma dolmuştu, burada yaşadığı o kadar belliydi ki... Hemen elimdekileri girişe bırakarak kapıyı kapattım ve üzerimdeki montu askıya astım. Lisa’nın dağınık bir insan olduğunu bildiğimden yatağının üzerindeki katlanmamış pijamalarına çok da şaşırmadım. Hemen ortalığı toplayıp evi süpürdüm, zaten ev küçük olduğu için işim çabuk bitmişti. Getirdiğim poşetleri yatağın önüne koydum ve içindeki büyük kutuyu deyim yerindeyse yatağın altına fırlattım. Bu gecenin en büyük sürpriziydi ve benim dışımda kimse içinde ne olduğunu bilmiyordu. Arsız bir şekilde sırıttım. İçinden çıkarttığım şarabı kırmayacağıma emin olduğum bir yere koyduktan sonra doğum günü süslerini yatağın başına astım. Sarı rengi hiç sevmezdim ama Lisa çok sevdiği için aldığım sarı balonları şişirmeye başladım. Her yer balonlarla dolunca keyifle gülümsedim ve yerdeki ufak masayı hazırlamaya başladım. Aldığım peynir ve cevizleri bir tabağa koydum. Şarap bardaklarını da koyduktan sonra kırmızı üzümleri daha ufak bir tabağa koyarak masaya ekledim. Pastayı gelir gelmez dolaba koyduğumu unuttuğum için ufak çaplı bir kriz geçirsem de dolabın kapağını açınca derin bir nefes aldım. Üzerinde iki ve üç sayıları olan mumları mutfak tezgahına bırakıp son kez etrafı kontrol ettim. Daha sonra çantamdaki elbisemi çıkartarak üstümü değiştirdim ve ayakkabılarımı giydim. Saçımı aşağıdan bir topuz yapıp ufak küpeler taktım. Makyajımı son kez kontrol edip çantamdan parfümümü aldım, boynuma ve bileklerime sıktıktan sonra yatağın üzerine geçip Lisa'yı beklemeye başladım. Eve geçtiğini haber veren bir mesaj aldığımda ona hemen geleceğimi söyleyen bir cevap attım. Masadaki mumları yaktıktan sonra mutfağa geçip pastasını çıkardım ve mumlarını üzerine diktim. Onu da masaya götürdükten sonra tekrar yatağa döndüm. Lisa çok geçmeden kapının şifresini girdiğinde pastanın üstündeki mumları yakıp ayağa kalktım.
“Bunlar ne böyle?” Lisa ağzı açık bir şekilde kısa koridoru tamamladı ve benimle karşılaştı.
“İyi ki doğdun sevgilim.” dedim ona doğru adımlayarak. O ise üzerindeki montu çıkarırken hala şaşkın şaşkın etrafa bakıyordu.
“Bunların hepsi benim için mi?” Kafamı hevesle sallayıp dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım. O ise ellerini yaramaz bir şekilde kalçamda gezdirmeyi ihmal etmedi.
“Hadi ama, tutman gereken bir dilek var.” Elinden tutarak onu masaya götürdüm. Diz çöküp pastanın önüne oturdu ve ellerini birleştirip gözlerini kapattı. O sırada telefonumu elime alarak birkaç fotoğrafını çektim.
“Güzel bir şey dile Lisa.” dedim uyarır bir ses tonunda. Uzun bir dilek diledikten sonra güçlü bir şekilde mumları üfledi. Heyecanla çırptığım ellerimi avuçlarının arasına alıp öpmeye başladı.
“Her doğum günümde yanımda olacaksın değil mi Jennie?”
“Elini kalbine koy.” dedim usulca. Daha sonra şaşırdığını fark ettim ve sağ elini sol göğsünün üzerine koydum.
“Beni hissediyor musun?” Hızla kafasını olumlu anlamda salladı.
“Ben her zaman, her doğum gününde orada olacağım.” Elini elimin altından çekip yanağıma koydu ve beni öpmeye başladı. Gittikçe bana yaklaşıp belimden tuttu ve beni kucağına yerleştirdi. Altımdaki elbise epey yukarı çıkmıştı ve iç çamaşırım Lisa'nın pantolonundaki fermuara sürtüyordu. Kendimi ahenkle ona ittiğimde kısık sesle inlemeye başladım. Ellerimi boynunda gezdirerek dilimi benim için dipsiz bir kuyu olan ağzında gezdirmeye başladım. Lisa, ağzımın içine boğuk bir şekilde inlediğinde baş parmağımı dudağına koyup ikimizi ayırdım.
“Önce kutlama...” dedim arsız bir sesle. O ise açıkta kalan omzuma bir öpücük kondurup beni kucağından indirdi. Üzerimi düzeltip yere koyduğum mindere yerleştim. Tirbuşonu elime alıp kırmızı şarabı dikkatle açtım ve servis ettim.
“Doğum günü kızına öncelik...” Lisa eline kadehini alıp şerefe yaptı ve koca bir yudum alıp masanın üzerine bıraktı.
“Büyükannen ile görüşmen nasıl geçti?”
“İyi geçti. O her zaman anlayışlı oldu. Yüzüme renk geldiğini söyledi. Seninle barıştığımızı hemen anladı, biliyor musun?” Ağzıma bir parça peynir attıktan sonra konuşmaya başladım.
“Sahi mi? Büyükler her zaman bu konuda uzman oluyor.” Bana gülümseyip şarabından bir yudum daha aldı. Ona bakınca kendimi huzur dolu hissettim, ruhum doydukça ben de doyuyordum. Lisa, iyi ki benimdi.
...
Bir şişenin sonuna geldiğimizde hala sarhoş olmamıştık ama kendimizde olduğumuz da söylenemezdi. Ayrı geçirdiğimiz senelerde başımıza gelen komik şeyleri anlatırken âdeta karnıma ağrılar girmişti. Onunla aynı şeylere gülmeyi bile çok özlediğimi fark ettim.
“Jennie...” dedi Lisa, gözümün önüne düşen bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırarak. Hevesle gözlerimi onun kapkara gözlerine diktim.
“İçinde bana dair bir kırgınlık var mı? Ya da bana hâlâ kızgın mısın?” Bunun cevabını ben de bilmiyordum. O yanımdayken içimde hiçbir kırgınlık yoktu. Şüphe yoktu, korku yoktu. Ama yalnızken içimdeki Jennie'yi kenara çekip ne yaptığını sorgularken buluyordum kendimi. Lisa'yı koşulsuz şartsız affetmek gerçekten doğru muydu?
“Bu kolay geçecek bir şey değil Lisa ama yemin ederim bunun için çabalıyorum. Bilirsin, ben duygularımı pek belli edemem ama senin yanında iyiyim. Bunu sen de görüyorsun. Sana duygularımı yansıtmaktan asla çekinmiyorum. Biliyorum, bu his bir gün geçecek. Biz bunu denemek zorundayız.” Hayat kokan gözleri bana bakarken ıslanmıştı. Dolgun dudakları yanağımı bulurken bu hareketin bile beni ne kadar etkilediğini fark ettim. Dudakları kulağımın etrafında gezinirken istemsiz bir şekilde dudaklarımı aralamıştım. Lisa bunu fark etmiş olacak ki kendini geri çekip bana baktı ve yanağımda duran baş parmağı ağzımın içine kaydı. Alt dudağımı hafifçe aşağı çekerek dişlerimi ortaya çıkarttı. Ben ise gözlerimi açmaktan aciz bir şekilde ona bakmaya çalışıyordum.
“Ne kadar güzel olduğunun farkında bile değilsin.” Beni tutkuyla öperken geniş elleri sıkıca boynumu tutuyordu. Ben ise ellerimi tişörtünün içine sokmuş göğüsleriyle uğraşıyordum. İçine yarım bir sporcu atleti giydiğini fark edince ellerimi kırılgan belinde gezdirmeye başladım. Öpüşmemiz alevlenince onu kaldırıp yatağa ittim ve üzerine çıktım.
“Yaşadığım her şeyin intikamını almak için bugünü bekledim desem, ne dersin?” Kafasını geriye atıp gülümsedi.
“Koca bir siktir derim.” Dudağımı ısırıp hevesle üzerine atladım ve onu öpmeye devam ettim. Üzerindeki ince tişörtü çıkarttıktan sonra sporcu atletine göz gezdirdim. Önde bir fermuarı olduğunu görünce arsız bir şekilde sırıtıp fermuarı açtım. Dikleşmiş meme uçları bana bakarken hevesle sol göğüs ucunu ağzıma alıp çekiştirmeye başladım. Lisa'nın kafası geriye düşerken geniş ellerinin yorganı sıktığını hissedebiliyordum. Göğüsleriyle işim bittiğinde onları öperek veda ettim ve kırmızıya döndüğünü tahmin ettim dudaklarımı Lisa'nın dudaklarına bastırdım. O sırada elimle Lisa'nın pantolon düğmesini buldum ve yavaşça açtım. Fermuarını da indirdikten sonra dudaklarımızı ayırıp göğüs hizası boyunca vücudunu öperek aşağı indim ve çekiştirerek pantolonunu çıkarttım.
“Bir dakika.” diyerek yatağın altına eğildim ve daha önceden koyduğum kutuyu çıkarttım. Lisa'yı nazikçe ellerinden tutup oturmasını sağladım ve kucağına koyduğum kutuyu açtım.
“Saçmalama.” Gözleri büyüyen Lisa'ya bakıp hevesle gülümsedim.
“Bugün intikam günü Manoban, unuttun mu?” Kutunun içindeki beyaz tüylü kelepçeyi alarak kutuyu kenara fırlattım ve Lisa'nın dudaklarına kısa bir öpücük bıraktım. Üzerindeki yarım atletten onu kurtarıp ayağa kalktım.
“Arkanı dön.” Lisa bana garip bir bakış attı.
“Bu demir karyolayı bunun için aldığını biliyordum.” diye mırıldanıp arkasını döndü. Altında penyeden, ince bir iç çamaşırı olduğunu fark ettiğimde sızladığımı hissettim. Usulca karyolanın başına giderek Lisa'nın sol bileğine kelepçeyi taktım ve daha sonra kelepçeyi karyolanın demirinden geçirip diğer ucunu da sağ bileğine taktım. Lisa tamamen savunmasızdı.
Tekrar yerimi alırken Lisa pozisyonunu değiştirip kafasını eğmiş ve kalçasını yukarı kaldırmıştı. Bu mesafeden bile vajinasının yaydığı sıcaklığı hissedebiliyordum. Kalçasının iki kenarına ufak ısırıklar bırakıp ellerimi iç çamaşırına götürdüm. Henüz göremediğim hazineye dokunup parmaklarımı yavaşça üzerinde gezdirdim. Lisa yerinde rahatsızca kıpırdandı ve bu beni daha da tahrik etti. Parmaklarımı iç çamaşırının iki yanına geçirirken Lisa sabırsızca hareket etmeye başladı. Bu tavrı beni gülümsetirken ona inat yavaşça iç çamaşırını indirdim. Gördüğüm hazine karşısında dilim tutulurken parmaklarımı üzerinde gezdirip parmak uçlarımın ısınmasına izin verdim. Lisa kısık bir sesle inlediğinde daha fazla dayanamayacağını anlayıp kollarımı beline sardım ve bal küpünden farksız hazine kutusuna dilimi daldırdım. Lisa deyim yerindeyse çığlık attı ve ellerini çekmeye çalıştı. Kelepçenin demire vuruşu beni daha da heveslendirirken dilimi içeriden çekmeyip kafamı iki yana hızlı bir şekilde sallamaya başladım. Lisa'nın ağzından çıkan çığlıklar bana dinlediğim güzel bir şarkıyı anımsatırken bu sefer kafamı aşağı yukarı hareket ettirmeye başladım. Çenem onun zevk noktasına değdiği anlarda demir karyoladan gelen çarpma sesleri beni çıldırtmaya yetiyordu. Lisa'dan daha fazla zevk aldığıma yemin edebilirdim. Bir anda ağzımı Lisa'nın hazinesinden ayırıp kendimi geri çektim. O ise daha fazlasını istiyormuş gibi yerinde kıpırdanmaya devam etti. Yatağın üzerindeki balonu elime alıp ucunu kavradım. Hazine kutusunun girişine balonun ucunu sürtmeye başladığımda Lisa yalvarır bir tonla adımı söyledi. Balonu elimden bırakıp yavaş bir dil darbesi attım ve yine kendimi çektim.
“Lütfen...” Lisa neredeyse ağlayacaktı ya da sesi öyle geliyordu. Yine tek bir dil darbesi atıp kendimi geri çektim ve vajinasına üflemeye başladım. Lisa hızla kollarını kendine çekmeye çalıştı ama taktığım kelepçe buna izin vermiyordu. Aynı hareketi tekrarlandığımda Lisa güçsüz bir şekilde kendini bıraktı. Belinden tutup onu kendime çektim ve dilimi hızlandırdım. Lisa'nın çığlıkları kulağımı doldururken kafa hareketlerimi gittikçe hızlandırdım. En sonunda ağzıma gelen tanıdık tadı özümseyip gülümsedim. Lisa bitkin bir halde kendini yatağa bırakmıştı. Yanına gidip bileklerindeki kelepçeyi çözdüm ve güzel yüzünü kendime çevirdim. Mum ışığıyla birleşince bana cenneti gösteren güzel yüzü minik ter damlalarıyla kaplıydı.
“İntikamı sıcak yemeyi çok severim Jennie Kim.” Beni hızla altına alıp kucağıma oturduğunda anlamıştım, bu gece baya uzun olacaktı.

Aç olan seyirciyi doyurdum... umarım beğenmişsinizdir :)

twinge • jenlisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin