BÖLÜM/2

263 38 47
                                    

Çoook beklenen ikinci bölüm geldi birinci bölüm hata verdi silindi başıma gelmeyen kalmadı ama biz ne zorluklardan çıktık bu yüzden hikayemize yeni bölümle son hız devam ediyoruzzz¡!

Yazarın ağzından;

Genç kız koşmayı bırakmış yol kenarındaki bankta soluklanıyordu.Ezgi'ye vurmadığı için çok pişmandı. Yada Yiğit'e. Eğer yakın zamanda Ezgi ona karışırsa , haddini bildirmek için bahaneside olurdu. Kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı genç kız. Gözlerindeki kırgınlık yavaş yavaş yüzüne yansıdı ve daha sonra tüm yüzüne hakim oldu duyguları. Bugün sabah tan beri duvar gibi bir suratla gezerek kendini tutmuştu. Derin bir nefes alıp verdi. Kalbi sıkışıyordu olanları düşününce. Genç kız kendini tutmayı bıraktı ve dolan gözlerinden birer damla yaş firar etti geceye. Ama devamı gelmedi.
Genç kız değersiz biri için kendini üzmek istemiyordu. Üzmeyecekti. Sonra banktan kalktı ve geldiği yoldan eve geri döndü. Eve geldiğinde saat 9.42' di. Kapıyı anahtarıyla sessizce açtı ve aynı sessizlikle kapattı.
Ayakkabılarını çıkartıp ayakkabılığa yerleştirdi ve hemen odasına gitti genç kız. Çok terlemişti bu yüzden odasındaki banyoda soğuk bir duş alıp pijamalarını giydiğinde artık uyumak için hazırdı.Yarın bambaşka bir gün olacaktı genç kız için. Gözleri kapanmadan önce son düşündüğü Yiğit'le tanıştığı ilk gündü. Acı bir şekilde gülümsedi ve "Keşke seninle hiç karşılaşmasaydın demeyeceğim. Çünkü çektiği acılar insanı güçlendirir Yiğit EKER."diye mırıldandı ve kendini uykunun tatlı kollarına bıraktı...

Dilan KÜPECİK'in ağzından;

Bu ses! Bu kahrolası berbat ses!Ahh alarm çalıyordu. Hemen el yordamıyla çalar saat i kapattım. Bir iki esneme hareketinden sonra yataktan kalktım ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Sonra aynadan krndime baktım. Göz altlarım morarmış gözlerim kızarmış ve sulanmıştı.Bunlar uykusuzluğun veya yorgunluğun bedeli değil sinir ve üzüntünün eseriydi. Hemen göz altlarıma kapatıcı sürdüm sonrada çatlayan dudaklarıma çikolatalı nemlendiricimi sürdüm. Saçlarımıda açık bıraktığımda dalgalatı dün akşam ördüğüm için daha belirgin olmuştu. Ardından hiç sevmediğim okul gömleği ve pantalonunu giydim ve çantamı alıp evden çıktım. Kulaklıklarımı takıp bisikletime bindim. Okul'a geldiğimde bisikletimi zincirledim ve bahçeye girdim. Bahçedeki büyük ağaca baktığımda kızları gördüm ama Seher yoktu. Heralde daha gelmemişti. Sırıtarak onlara doğru ilerledim. Son bir kaç metre kalmışken biri bana çarptı ve yere düştüm...

Neye uğradığımı şaşırmıştım. Kafamı kaldırıp baktığımda bana bakan bir çift ela göz ve siyah saç gördüm. Double gamzeli suratını da unutmayalım. "Miraç!" Diye bağırarak ona sarıldım. Oysa beni ittirdi. "Sana çok sinirliyim. Neden telefonlarımı açmadın!?"
Dediğinde endişelendiğini anladım. "Ben kafa dinlemek istemiştim."Birden bire öyle bir bağırdı ki bahçedeki her kez bize döndü."Bu bir bahane değil!!!"
"Evet değil haklısın.Özür dilerim. Ama sakin ol. Her kez bize bakıyor Miraç." Aslında bize bakmaları umrumda bile değildi. Sadece onu sakinleştirmek istiyordum. Birden bire elimden tuttu ve beni kendine çekeren sıkıca sarıldı. Bende hemen ona sarıldım.Birbirimize ancak bu kadar küs kalabiliyorduk. Sarılma seramonimiz bitince anında ciddileşerek "Bir daha o telefonları açmazsan seni çok kötü yaparım ufaklık !" Dedi.
Ben kıkırdarken birden bire biri kolumdan tuttu. Kolumdan tutan kişi beni arkasına alarak Miraç'la benim ortama girdi. Ah bu Seher' di. Sonra öyle bir baktı ben bile korktum. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Sonra ölüm gibi bir sesle "Bana bak sen kimin kardeşini tehtit ediyorsun?! Hayırdır yani canına mı susadın? Ne bu özgüven?" Ben Miraç'ın anında cevap vermesini bekliyordum. Ama 3 saniye geçti 5 saniye geçti Miraç' tan tık yok. Seher'in arkasından göz ucuyla Miraç'a bakarken dona kaldığını gördüm. Sonra yavaşça yutkundu ve "Bennn. Ş-şey.y Dilan'ın şeyiyimm şeyy..." dedi ve tekrar yutkundu. Ne saçmalıyordu bu çocuk. Bu manzaraya daha fazla dayanamadım ve konuya açılık getirdim."Kardeşim."dediğimde Seher bana döndü ve kaşlarını havaya kaldırarak "Kanka düştüğünde kafanı biryere mi çarptın. Sen tek çocuksun!" Dedi.
Derin bir nefes aldım ve "Manevi olarak Seher. Sizin gibi yani." dedim . . .

Bölüm sonuğğğğğ.

LİSE DEVRİYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin